0.3

753 56 26
                                    

Berk'in paylaştığı storye baktıktan sonra telefonu cebime koydum. Bu akşam Kadıköy'de bir mekanda konserleri vardı. Oraya gitmem lazımdı. Ecem ve Sena'dan gizli yaptığım için üzgündüm ama başka çarem yoktu.

Poşetleri mutfağa bırakıp Yeliz Teyze'nin yanağına bir öpücük bıraktım. "Günaydın sultanım."

"Günaydın deli kız. Ne ara gittin aldın bunca şeyi?"

"Sabah yürüyüşüne çıkmıştım."

"Hadi kaldır içerdeki haylazı." Ecemin odasına girdim sessizce. Perdesini sonuna kadar çektiğimde yüzüne vuran güneşle yüzünü buruşturdu. Uyanmamıştı. Yatağa atlayıp neşeyle "Günaydın!" diye bağırdım.

"Siktir git tepemden." Uykulu sesiyle sabah küfürümü yedirmişti bana.

"Hadi kalk. Valla gelir Yeliz terliği. Ben karışmam."

"Of İrem of. Dikildin tepeme."

"Ben de seni seviyorum güzelim." Ona bir öpücük atıp odasından çıktım.

Sofraya oturup Ecem'in gelmesini bekledim. Ecem de gelmesiyle güzel bir kahvaltı ettik.

"Bugün seni bir yere götüreceğim." Yüzüme sırıtarak bakan Ecem'e kaşlarımı çatarak baktım. "Bakma öyle. Sürpriz."

Sena da gelince Ecemle ikisi beni 'sürpriz' bir yere götürmek için zorla sürüklemeye başladılar. Yürüdüğümüz yolları geçerken hafızamda hatırlamaya çalışıyordum. Nereye gittiğimizi çıkarmaya çalışıyordum.

Geçtiğimiz yıkık evden sonra nereye gittiğimizi anlamıştım. "Ciddi misiniz?" dedim gülerken.

"Ciddiyiz." Sena gülerek yüzüme bakıyordu.

"Orası hala duruyor mu?"

Sena kafasıyla onayladı. Çocukken Meydan dediğimiz bir yer vardı. Boş bir arazide eski bir depoydu. Terkedilmiş depoyu sokaktan bulduğumuz ev eşyaları ile doldurmuştuk. Okul çıkışları, haftasonları, tatiller... Hep orada takılırdık. Ben, Sena, Ecem, Yiğit ve Berk.

Deponun önüne geldiğimizde Sena cebinden anahtarı çıkartıp deponun kapısını açtı.

"Deponun anahtarının sizde ne işi var?"

"Berk seninle burada çok şey yaşadı diye arazi sahibini bulup satın aldı burayı. Sonra kilitleri değiştirip hepimize birer anahtar verdi."

Cevap verememiştim. Sussup içeri girdim sadece. Duvarları boyanmış, güzel mobilyalarla döşenmiş. Ev gibi değildi ama düzenliydi. Önceden demire harflerimizi kazıdığımız duvara yürüdüm. Her yer boyanmıştı ama orası hala aynı duruyordu. B.İ.S.E.Y.

"Yiğit napıyor?"

Gözleri dolan Ecem'e baktım. "İki sene önce... Motor kazası."

Son bir haftadır o kadar çok olay yaşamıştım ki. Resmen 18 yılı bir haftaya sığdırmaya çalışmıştım ve Berk olayı beni o kadar etkilemişti ki Yiğit olayına tepki veremedim.

"Ben üzüldüm."

Sena çıkıp biraz bira ve çerez alıp dönmüştü. Akşama kadar içip sohbet etmiştik. Sena yalnız yaşadığı için Senalara taşınma kararı vermiştim. Zaten eşyam yoktu. Bavulumu alıp Senalara taşıyacaktım

Eve geldiğimizde Yeliz Teyze akşam yemeğini hazırlamıştı bile.

"Yemekten sonra geçersin. Önce yemek ye." Yeliz Teyze'ye tokum desem de beni dinlemiyor ve zorla sofraya oturtmaya çalışıyordu.

Her şey üstüne gelse de devam | MAESTROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin