1.5

441 32 6
                                    


"İrem, gelmiş çocuklar hadi."

Berk'in sesiyle bavulun fermuarını kapatıp yataktan indirdim. İki bavulu da odadan çıkartıp girişe bıraktım.

"Ocaklara baktın mı?"

"Baktım güzelim."

"Prizler?"

"Onlara da baktım güzelim."

"Tamam o zaman. İnebiliriz."

Berk önden bavullarla indi. Ben de iyice kapıları kitleyip aşağı indim. 

"Yenge siz erken balayına falan mı gidiyorsunuz?" Heja gülerek bavullara baktı. "Altı üstü konsere gidip dönecektik."

"Biraz kafa dinleyelim dedik. Bursa'da kalacağız bir hafta daha."

"İyi olur ikiniz için de."

Heja ve Berk bavulları yerleştirirken ben de minibüse bindim. 

Can ve Sena arabayla geleceklerdi. Çünkü Trip minibüsle dönünce Bursa'da arabasız kalmamamız gerekiyordu.

Berk, canlı yayın açıp izleyicilerle konuşmaya başladı.

"Evet gençler Bursa'ya geliyoruz.

Can yok burada, o kendi aracıyla gelecek.

Yenge mi? Yengeniz burada ya."

Kamerayı bana doğru çevirince gülümseyerek kameraya el salladım. "Selam gençler."

"İrem'le nasıl mı tanıştık?" O an Berk'le göz göze geldik ve gülümsedik. "Uzun hikaye be gençler. Ben size sonra anlatırım onu. Heja, al be abim sen devam et."

Berk telefonu Heja'ya verip yanıma geldi.

"İyi misin güzelim?"

Başımı sallayıp gülümsedim. "İyiyim."

Uyurken kabuslarımın başrolü olan Orkun, ayıkken de aklımdan çıkmıyordu. Her an her şey olabilecek gibi geliyordu. Bir anda önümüz kesilecek, bir anda Orkun karşımıza çıkacak...

Orkun'dan korkmuyordum, Berk'i kaybetmekten korkuyordum. Çünkü Orkun işe Berk'i ortadan kaldırmakla başlayacaktı. Bunu hepimiz biliyorduk.

Başımı Berk'in omzuna koyup kollarımı bedenine sardım. "Bursa'ya daha ne kadar var?"

"2 saate yakın."

"Uyku için güzel bir zaman." dedim daha da sokulurken.

***

"Deniz kızı," Berk'in sesiyle gözlerimi araladım. "Uyan bakalım."

"Geldik mi?"

"Önce yemek yiyelim dedik." Berk üzerime bir mont attı. "Yeni uyandın, üşürsün. Bursa'ya gelip de İskender yemeden gidilir mi?"

küçükyazarnotu: 18 senedir bursada yaşıyorum ve bursalıyım hayatımda bir kere yedim iskender inanılmaz bi olay

"Gidilmez." dedim aşağı inerken. Can ve Sena da gelmişti. 

"Ne yavaşsınız be? Şu ayıyı zor tuttum." dedi Sena oturduğu yerden.

Can güneş gözlüklerini hafif indirip hepimizi inceledi. "Öldüm açıklıktan amına koyayım. Bir daha bekletmeyin."

"Oldu paşam." dedim Sena'nın yanına geçerken. 

Yemeğimi bitirdikten sonra sigara içen Sena'ya döndüm. "Ne esneyip durun sen?"

"Arabayı kullanıyorum. Yoruldum."

"Ver Can kullansın." dedim gözlerimle Can'ı gösterirken. 

"Daha içmedi de alkol kanına işlemiştir onun araba verir miyim ben ona?"

Gülerek Sena'nın paketinden bir dal da kendime çıkarttım.

"Hadi bitirdiyseniz çıkalım. Geç kalacağız."

"Ya sigaramı yeni yakmıştım." dedim dudak büzerek. "Neyse Sena sen çık da şuradan sana vereyim."

Sena başıyla onaylayıp dışarı çıktığında sigarayı çitlerden ona verip dükkandan çıktım. (bunu hep kankilerimle yapardık... ah karantina bit de kurtulalım)

"Mekan yakın mı buraya?"

"Navigasyona göre yirmi dakika falan." 

"Mekanda görüşürüz o zaman."

Sena ve Can'la vedalaşıp minibüse bindik. Gerçekten de yirmi dakika içinde konser alanına varmıştık.

"Yuh içerisi ne kadar kalabalık..." dedi Sena elindeki birayı bana uzatırken.

"Biz çıkalım hadi. Bu kulisler bana basıyor." dedim Sena'yı sürükleyerek çıkartırken.

Sahnenin yan tarafında Sena ile Trip'in çıkmasını bekliyorduk.

"Aaa yengeler?" Yan taraftaki kız gülerek. "Fotoğraf çektirebilir miyiz?"

"Bizle mi?" dedim şaşkınlıkla. Beklemiyordum böyle bir şey.

"Evet İrem Abla."

Gülümseyerek Sena'yla kızın yanına gittik. Fotoğraf çekindikten sonra biraz kızla sohbet ettik.

Giren beat ile kızın yanından ayrılıp sahnenin oraya geri geldik. Konserin sonuna doğru Sena'yla sahneye çıkıp Trip'le beraber şarkılar söyledik. Deliler gibi dans ettik.

"Şimdi son şarkıya geldik..." dedi Heja mikrofona iyice yaklaşarak. "O zaman hep birlikte."

"Son nefesim bu, son defa yalan... Dünya gül bana."

İzleyiciler, Sena, ben, tüm Trip... Hep beraber Dünya Gül Bana'yı söyleyip konseri bitirdik.

"Yorulduk amına koyayım." Berk kendini koltuğa attı. 

"Evet." dedim Berk'in yanına geçerken. "Hemen gidelim de dinlenelim."

"Yenge ne gitmesi ya... Daha bu konserin after partisi var." dedi Şam gülerek.








Her şey üstüne gelse de devam | MAESTROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin