0.9

568 52 25
                                    

"İrem?" Omzumu deşercesine uygulanan baskı ile yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım. "Koltuğa geç."

"Koltuk mu?" Önümde duran iki tane üçlü koltuğa baktım. Ne ara getirmişlerdi onu oraya?

"Deponun kapısı kilitli ve ona rağmen her yer hala adamlarla dolu. Kaçmaya çalışma." Kolumdan hafifçe kaldırıp koltuğa geçirtti. "Sana güveniyorum."

O kadar uykum vardı ki kendimi direkt uykuya bıraktım. En azından sandalyede değildim.

"Ah İrem ah. Hayatım sizin yüzünüzden zindan oluyor ve ben sana hala hiçbir şey yapamıyorum. Babam hayatını babanı aramaya adarken gözü açık ölüyor ve ben intikam yeminimi bile tutamıyorum. İlk ve tek arkadaşımı kaybetmeye içim el vermiyor. Yapamıyorum. Hala kıvır kıvır önüne düşen o saçlarına dokunmaya kıyamıyorum..."

Hafifçe kıpırdandığımda dibimdeki nefesi uzaklaştı. "İyi uykular denizden korkan deniz kızı."

Tutulmuş belimi ovalayarak koltukta dikeldim.

"Günaydın."

Orkun'un yüzüne boş bir bakış attım.

"Bana da günaydın. Teşekkürler."

"Ne zaman bırakacaksın beni Orkun?"  Uyumaktan uyumuş bacaklarımı açmak için ayaklanıp turlamaya başladım. "Cidden sıkılmaya başladım."

"Kahvaltı?"

"Orkun cevap ver bana!" Bağırmamla Orkun ayağa kalkıp boynuma yapıştı.

"Bir.Daha.Sakın.Bana.Sesini.YÜKSELTME."

"Or-orkun boğaz, boğazım."

Az önce yaptığının bilincinde değil gibi hızla ellerini çekti. "İrem ben... Ben çok özür dilerim."

Boğazımı ovuştururken bir şey demeden koltuğa oturdum.

Yarım saat geçmişti ve ikimiz de tek kelime konuşmamıştık. Karşımda annesinin vazosunu kıran küçük bir erkek çocuğu gibi oturuyordu.

"İrem?"

"Hı?"

"Kahvaltıya gidelim. Acıktım. Sonra konuşuruz napacağımızı?"

Boğaz gören bir lokantaya gelmiştik. Önümüze bir kuş sütü eksik denilecek bir kahvaltı masası kurmuşlardı.

"Bu adamlar tepemde dikilmeye devam mı edecek?"

Orkun alayla gülüp eliyle gidin hareketi yaptı. Adamlar arkamızdan çekilip gözden kayboldu.

"Kahvaltını güzelce et. Sonra seni eve bırakırım."

Çok çabuk ikna olmuştu. Neden getirtmişti beni oraya, neden geri bırakıyordu? "Amacın ne Orkun?"

"Özlem giderelim dedim İremcik?"

"İremcik mi?" Yüzümü buruşturdum.

"Hadi İrem ye artık."

Cevap vermeden kahvaltıma döndüm ve hızlıca yedim. Meraktan ölmüşlerdir bizimkiler. Ne kadar hızlı yersem o kadar hızlı eve giderdim.

Araba evin önüne geldiğinde kapıyı açmak için hareketlendim. Bileğimdeki el inmeme engel olurken kafamı Orkun'a çevirdim.

"Şimdi gitmene izin verdim ama unutma ki geri geleceğim. Nasılsa kaçamazsın, unutma." Başıma bir öpücük kondurdu. "Sonra görüşene dek kendine iyi bak deniz kızı."

Bir şey söylemeden arabadan indim. Koşarak apartmana girip dairemize çıktım.

"İrem!" Daha kapıya anahtarı soktuğum gibi içeriden Sena'nın sesini duydum.

Her şey üstüne gelse de devam | MAESTROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin