0.6

803 60 36
                                    

Gözlerimi açmadan boynumun acısıyla minik bir inleme çıktı ağzımdan. Boynum tutulmuştu. Esen rüzgarı vücudumun her hücresi hissediyordu. Acıyla boynumu tutarak doğruldum. Etrafıma baktığımda sokakta olduğumu gördüm. Kaldırımda mı uyumuştum?

Önümden pazar arabasıyla geçen iki teyzenin delici bakışlarını üzerimde hissetmiştim.

Yüzümü ellerimin arasına alıp geceyi düşündüm. Nasıl gelmiştim buraya?

Berk'le kavga etmiştik. Yanından kovmuştu. Gidip kendimi gördüğüm ilk tekele atmıştım. İçki içmeyi çok sevmezdim ama canım o an sadece içmek istiyordu. Elimdeki viskiyle sokaklarda yürüyerek içiyordum. Sonra sızmışım. Oflayarak telefonumu çıkardım.

"Siktir ya." Şarjı bitmişti. Saat kaçtı acaba? Ecem ve Sena ağzıma sıçacaktı.

Nerede olduğumu anlamak istercesine biraz etrafı izledim. Kalkıp yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra tanıdık sokaklarla beraber evi bulmuştum.

Montumun iç cebinden anahtarı çıkarttım. En azından bu kaybolmamıştı. İçeri girdiğimde ikili koltukta Sena ve Ecem birbirlerinin omzunda uyumuştu. Tekli koltukta başını koluna koyup uyuyan Berk'e baktım. Berk'in burada ne işi var lan?

"Kaçak hoş geldin." Arkamdan sessizce gelen Can ödümü koparmıştı.

"Ödüm koptu Can." Gözlerimi hala Berk'ten ayırmamıştım. "Sizin burada ne işiniz var?"

"Kayıp bir deniz kızı varmış da onu arıyorduk ama kendi geldi."

Gülümseyip odama geçtim. Demek Berk beni merak etmişti. Kırgındım ona. Evet haklıydı biraz ama beni dinlememişti bile. Yanından kovmuştu. Üzerimi değiştirdikten sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerken çarpıtığım vazonun düşmesiyle kızlar gözlerini araladı.

"İrem!" Sena koşarak üzerime atladı. "Ödümüz koptu İrem. Deli misin sen?"

"O telefon neden var ağzına sıçtığım neden var?" Ecem hep sarılıp hem döverken bana söyleniyordu.

Sesimize uyanan Berk'e baktım. Kızlar üzerimden çekildikten sonra ayağa kalktı ve bana yaklaştı.

"Neredeydin dün gece?" Cevap vermeme bile izin vermeden beni kendine çekip sıkıca sarıldı. "Özür dilerim İrem seni dinlemediğim için."

"Sana haksızsın demiyorum ama keşke beni dinleseydin."

"Biz alışveriş yapmaya çıkalım." Ecem, ben ve Berk'i yalnız bırakmak için Sena ve Can'ı dışarı çıkarmaya çalışıyordu.

"Siz gidin amına koyayım. Ben gelmiyorum." Koltukta yayılmış Can'a baktım.

"Dayı hadi!" Sena kaş gözle imalı imalı Can'a kalkması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.

"Ya ben bunları dinleyip napacam? Kaparım kulaklarımı onlar konuşsun." Can'ın dediğine gülerken Sena zorla Can'ı evden çıkardı.

Berk ellerimden tutup koltuğa oturttu beni.

"Dün gece için özür dilerim. Abarttım." Bir şey söylemeden başımla onayladım. "Dün sen gidince Can geldi. Biraz bahsetti gidişinden falan ben bilmiyordum. Özür dilerim."

"Dün anlatmaya çalıştım. Ben bilerek gitmedim Berk. 12 yaşındaydım ne olduğunu bile anlamadım. Sonra da dönemedim. Babam dönmemi istemiyordu. Adamlar bulur diye."

"Salih Amca ve Fatma Teyze... Dün öğrendim başın sağ olsun." Gülümsemekle yetindim.

İkimizde konuşmadık bir süre. Sadece nefes alışverişlerimizi duyuyordum.

Her şey üstüne gelse de devam | MAESTROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin