"Eğer işler zorlaşmaya başlarsa, bana geri dönebilirsin.
Ben her zaman olduğu gibi senin için buradayım."**
Aylardan yine ocak, günlerden perşembeydi, senin için aldığım çiçeklerimle beraber yanına geliyordum küçüğüm, uzun zaman sonra yeniden burda olmak beni derinden sarsıyor, bakma böyle güçlü durduğuma, aslında hiç değilim.
Hava kasvetliydi, kar da hafiften yağıyordu, elimde ki kasımpatı'lar çoktan beyaza bulanmıştı tıpkı saçlarıma olduğu gibi ve ben basit siyah paltom ile ağır ağır yürüyordum, sigaram buz tutmak üzereydi, son bir duman çekip fırlatmıştım onu beyazların arasına.
Mezarlıkları gördüğümde üstümü düzeltip bir adım attım içeriye, pek kimse yoktu, zaten kar da yolları kapatmıştı zordu geçmesi. Bir kaç dakika sessizce yürüdüm, geçtiğim her yere baktım, yanılmak istedim belki de, belki de olmadığını sanırsam çekip giderdim ama az sonra ilerde tek başına duran seni görmüştüm, olduğum yerde bir süre kaldım çünkü zordu meleğim, ismini orda okumak sandığımdan daha zordu.
"Choi Youngjae / 1996-2016"
İsmini ilk kez bir yerde okumak öyle yaktı ki canımı, olduğum yere çöküp ağlamak istedim, bu seni ilk ziyaret edişimdi bir tanem, bana çok kırgın mısın gelmediğim için, bensiz orda olmak üşüttü mü seni, bak bende üşüyorum youngjae, evin gittiğin günden beri buz kesti.
Ayaklarım geri geri gitmeye çalışırken, ellerim sana dokunmak, çiçeklerin seninle buluşmak için can atıyordu, deli gibi çarpan kalbimi ellerimle tutup sakin ol demek istiyordum, bu bana seni ilk gördüğüm anı hatırlatıyor sevgilim, o zaman da sana bakarken sessizce sakin ol demiştim yuva kurduğun soluma, o zaman da dinlememişti şimdi de.
Başımı kaldırıp gri bulutların sardığı gökyüzüne baktım, sakinlesmeye çalışıyordum, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve o deli gibi ağlama isteğini durdurmaya çalıştım, sadece çalıştım çünkü daha ilk adımı atarken bile burnumun direği sızlıyordu.
Gözlerim dolu dolu iki adımı daha attım ve üçüncü de artık yanına gelmiştim küçüğüm, ilk yaptığım yere eğdiğim başımı kaldırıp ismine bakmak oldu, choi youngjae, benim yaralı kuşum, sen buraya ait değilsin ki, bak yıllar oldu ama hala kabullenemedim.
Çiçeklerini verdiğin gibi getirmek isterdim ama üzgünüm sevgilim, sen gidince ben onlara pek bakamadım, sadece seksen üç gün dayanabildiler ama bugün yenilerini aldım senin için, üzülme olur mu, bunlara şimdi daha iyi bakacağım.
Seninle konuşacak çok şeyimiz var küçüğüm, en iyisi ben yavaştan oturayım.
Elimle köşede ki karı biraz temizledikten sonra yavaşça oturmuştum, şimdi seninle göz göze gelmiş gibiydik, çiçekleri baş ucuna bıraktım önce, sonra tam göremediğim adını sildim ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kasımpatı'/2jae
FanfictionChoi Youngjae solo aktiviteleri için gittiği Japonya'dan geri dönememişti.