Öncelikle yine söylüyorum yoruuuuuuuuuuuuum. Herhalde buraları okumadan geçiyorsunuz. Neyse bu arada yeni kullanıcı adıma merhaba deyin aslında Pixie_Mrl yapıcaktım ama çok yakın iki arkadaşım xLadyMarvelx da ısrar edince bende bunu yaptım. Bu arada sonraki bölümde istediğiniz bir şey varsa yazın yoksa Avengers Vs. X-men kapışmasını yazıcağım. Ve YB'e geçebiliriz.
Divided We Stand
Divided We Stand ve Manifest Destiny Messiah Complex sonrasında tarihlerinde ilk kez resmi olarak kapatılan X-Men ekibinin üyeleri, çeşitli yerlerde, kendi işlerini düzenlemeye çalışıyorlardı. Cyclops ve Emma Frost Savage Land'de tatil yaparken Wolverine hem yeni kurulan X-Force ekibinin liderliğini üstleniyor, hem de Messiah Complex'teki hareketleri nedeniyle onu yakalamak için Mystique'i arıyordu.
Cable güvenli bir gelecekte yetiştirmek için götürdüğü bebekle geleceğe ulaşıyor, fakat aradığı güvenli gelecek yerine teroristler, mutant düşmanları, askerler ve onu geleceğe kadar takip eden Bishop başta olmak üzere pek çok problemle karşılaşıyordu.
Fakat, X-Men'in dağınıklığı ve ayrılığı uzun sürmüyordu. Eski karargahları Westchester'dan San Fransisco'ya taşınan X-Men takımı, dünyadaki tüm mutantlara telepatik bir davetiye gönderiyor, tüm kalan mutantlara kapılarını açıyordu.
Şimdi geriye tek kalan, "mesih bebeğin" dönüşünü beklemek ve mutant ırkının yok olmamasını beklemekti.Messiah War
Cable ve mesih bebeğin gelecekteki durumunu merak eden ve onları tehlikelerden korumaya çalışan Cyclops, Wolverine önderliğindeki X-Force'u onu takip etmeye gönderdi. Bu sırada mesih bebek büyümüş, Cable ona Hope ismini vermişti.
Her ne kadar ilk savaş sonunda yenilmiş olsa da Bishop da kendisine bir zaman makinesi bulmuş ve Cable'ı takip etmeye başlamıştı. Böylece, ikisi arasında bir zaman yolculuğu kovalamacası başlamıştı.
Karanlık bir geleceğe düşen X-Force, Cable ve Hope'u eski Birleşmiş Milletler binasında saklanırken buldu. Cable onlara bir tuzağa düştüklerini, bu geleceğin Apocalypse tarafından yönetildiğini açıkladı. Bu sırada ortaya çıkan Deadpool ise, onun yanıldığını ortaya çıkardı. Geleceği yöneten Apocalypse değil, Cable'ın klonu Stryfe'dı. Deadpool'un hikayesine göre Stryfe Bishop ile bir ittifak yaparak Apocalyspe'i öldürmüş, onun yerini almıştı.
Bu sırada takımdan ayrılan Archangel, uzak bir mağrada, yaralı bir Apocalypse'i buldu. Apocalypse ölmemiş, fakat çok zayıf düşmüştü. Onu öldürmeye yanaşmayan Archangel ona iki metal tüy vererek yeniden canlanmasını ve gücüne kavuşmasını sağlarken, Apocalypse ona Stryfe'ı beraber öldürmeyi önerdi.
Bu sırada X-Force ekibi ve Cable sadece Stryfe'a yenilmekle kalmamış, aynı zamanda onun Kiden Nixon adlı zamanı bükme güçleri olan bir mutantı kullanması nedeniyle geçmişe de geri dönemediklerini öğrenmişlerdi. Üstelik eğer belirlenen zamanda geri dönmezlerse, kullandıkları cihazların kendi vücutlarında büyük sorunlara yol açacağını da biliyorlardı.
Bunun üzerine, tam Apocalypse ve Angel Stryfe'ı yok etmeye gelirken Domino Kiden'ı vurdu. Apocalypse zayıflığının bittiğini ilan ederek Stryfe'a saldırırken bütün olay boyunca Stryfe'ın bir adamı gibi gözüken Bishop Hope'u öldürmek için son bir denemede bulundu, fakat Cable tarafından durduruldu. Wolverine tarafından sağ gözü çıkarılan Bishop çaresiz bir şekilde zaman makinesini kullanarak kaçtı.
Cable ve Hope da kendi zaman makinelerini kullanarak daha güvenli bir gelecek bulma umuduyla tekrar yolculuk ederken, X-Force da kendi zamanlarına geri döndü.Necrosha
Necrosha aslında bu dönemde X-Men'in en çok uğraştığı sorun "House of M sonrası mutantların yok olması ve yeni mesih bebeğin korunması" olayının oldukça dışında bir event olduğu için, bunu sadece bilgilendirme amaçlı ve kısaca yazarak geçiyorum:
Necrosha'da, Hellfire Club'un Black Queen'i Serene, ölü mutantları yeniden canlandırarak kendisini bir tanrıça statüsüne ulaştırmaya çalıştı. Magneto, Deadpool, X-Men ve X-Force ekipleriyle savaşan ölü mutantları Serene, Cable'ın vücüdundakine benzer bir tekno-organik virüs ile kontrol ediyordu.
Caliban, Banshee, Cypher, Destiny, Maggott ve milyonlarca ölü Genosha mutantını canlandıran Serene, daha sonra Warpath tarafından sihirli bir hançer ile bıçaklanarak öldürülüyor, ve böylecek Necrosha hikayesi de sona eriyordu.Second Coming
Cable'ın günümüzdeki tehditlerden korumak ve huzur içinde büyümesini beklemek için geleceğe götürdüğü Hope Summers (Cable'ı babası olarak kabul ettiği için onun soyadını almıştı) artık büyümüş ve genç bir kız olmuştu. Fakat, gelecek hiç de Cable'ın beklediği gibi değil, belki de günümüzden bile daha tehlikeli, vahşi ve düşmandı.
Bu koşullar altında yavaş yavaş güçlerini keşfetmeye başlayan, Cable'dan da savaşma tekniklerini öğrenen Hope, tam bir savaşçı olmasına rağmen artık her gece nöbet tutarak uyumaktan, her an hayatının tehlikede olmasından, kendilerini nereye ve ne zamana giderlerse gitsinler sürekli kovalayan Bishop'tan ve geceleri fare yemekten o kadar sıkılmıştı ki, Cable'a günümüze geri dönmeye hazır olduğunu söyledi.
Gelecekten döndükleri anda o sırada X-Men'e karşı terör estirmekte olan Bastion'un askerleri ve Purifiers ekibiyle karşılaşan Cable, X-Men'in yardımıyla bebeği Rogue ve Nightcrawler'dan oluşan ekibe teslim etmeyi başardı. Fakat, bir X-Jet ile Nevada'ya indikten sonra Bastion'la karşılaşan bu küçük ekip için sonuçlar trajik oldu. Rogue Bastion tarafından şiddetli bir yenilgiye uğratıldı, Hope'u öldürmeye çalışan Bastion'un önüne kendini ışınlayan Nightcrawler da, Hope'u Utopia'ya teleportamayı başarmasına rağmen öldü.
Cable ve Hope güvenli bir şekilde Utopia'ya varmış olmalarına rağmen Bastion, adadaki tüm dış iletişim araçlarını (telefonlar, internet, cerebra, ve tüm X-Jet ve Blackbird'ler) yok etmeyi başardı. Bu durumu farkeden Cyclops, tüm Utopia mutantlarına artık adada mahsur kaldıklarını ve savaşmaya hazır olmaları gerektiğini bildirirken, söyledikleri bir anda mecazi değil, gerçek oldu; çünkü Utopia adası büyük bir küre tarafından kapatılmıştı.
Üstüne üstlük Bastion, X-Men ekiplerinin gelecekten gönderdiğini tespit ettiği bir grup yeni Sentinel'ı savaş alanına yolluyordu. Elinde bu Sentinel'lardan yaklaşık yüz yetmiş bin tane daha olduğu anlaşılınca Cyclops, Cable'ın zaman makinasının son gücünü kullanarak X-Force takımını ve oğlunu geleceğe, bu Sentinel'ları yok etmeye gönderdi.
X-Force ekibi görevini başarıyla tamamlasa bile, ki bu da küçük bir ihtimaldi, zaman makinesi artık çalışmadığı için geri dönemeyeceklerdi.
Günümüzde ise, X-Men ekibi Magneto'nun kahramanca savaşması sayesinde gönderilen robotları etkisiz hale getirmeyi başarıyordu. Mutantlar bu savaşa devam ederken bir anda düşmanları çalışmayı bırakınca, X-Force ekibinin başarılı olduğunu da anladılar. Fakat, hepsi bu da değildi. Cable kendini feda ederek, X-Force'u geçmişe götürmeyi de başarmıştı.
Onu koruyan, büyüten ve babası olarak kabul ettiği Cable'ın ölümüyle Hope, artık tüm mutant güçlerini sergilemeye başladı. Çeşitli X-Men üyelerinin güçlerini kopyalayarak Bastion'un yandaşları Graydon Creed ve Stephen Lang'i öldürdü, Bastion'u da yenerek Utopia çevresindeki küreyi kırmayı başardı.
Bu sırada onun etrafındaki ateşlerin Phoenix'in şeklini aldığı ve Hope'un da fiziksel olarak bir an için tıpatıp Jean Grey'e benzediğini gören tek kişi Emma Frost oldu. Emma bu haberi Cyclops'a iletmek için koşarken, kocasını bundan çok daha önemli bir işle uğraşırken bulmuştu. Bastion'un yenilmesiyle yeniden çalışan Cerebra, bir anda yeni beş mutant tespit etmişti.Multi de çizgi romanların kapağı Yorum Yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum Beybiler.
YOU ARE READING
Marvel Evreni
De TodoMarvel evreni hakkında her şey burada son dakika film ve dizi haberleri. Eleştiriler,fragmanlar, görüntüler hepsi. Çizgi roman bilgileri, ilginç detaylar kısacası merak ettiğiniz her şey burada. Tüm hakları saklıdır. Kapak yapımı: dreame...