Multi Medya - Sinem Öztürk
~~~
"Anlatacak mısın artık?" diye sinirle sordum. Sabrım tükenmişti. Arya yarım saattir bir gıcık ile karşılaştığını söylüyor ve ona küfür ediyordu.
"Geri zekalı zürafa götü..." dediğinde artık sabrım cidden tükenmişti.
"Sıçacağım ağzına ama şimdi, o zaman göreceksin!" dedim.
Arya derin bir nefes aldı.
"Geçen seferki aldığım kitabı geri vermek için görevliye gitmiştim. Sıra fazlaydı o yüzden hem beklemek hem de seni bekletmek zorunda kaldım. Sonunda sıra bana gelmişti. Ama pezevenkin teki geldi ve yerimi kaptı. Dedim ki, 'Sıra bendeydi beyefendi, çekilir misiniz?' Bak adam gibi sormuşum. Onun dediği şey şu, 'Napayım, iki dakika beklersen ölür müsün?' dedi. Sinirime hakim olmaya çalıştım. Biraz daha beklesem bir şey olmaz dedim. Biraz bekledikten sonra bir yere bakıp el kol hareketi yaparak birini yanına çağırdı. Sanırım kankasıydı. 'Yağızhan işlem yaptırmam lazım. Beni biraz bekler misin?' diye sordu. Neyse gereksiz detayları boş verelim. Dedi ki, 'Ben yer buldum, sen de işlemini halledebilirsin.' O anda kan beynime sıçradı. Düşün. Her şeye sakin davranan beni sinir etmeyi başardı. Dedim ki, 'Sıra bendeydi.' Çocuk bana biraz baktıktan sonra, 'İki dakika bunu da bekleyeceksin, ölür müsün?' dedi. 'Çocuk zaten seni kaç saattir bekliyorum, iki dakika dedin, yarım saat geçti; sıramı aldın, sesimi bile çıkarmadım. Şimdi de arkadaşını hiç bekleyemem!' dedim ve ittirerek sıramı geri aldım. Tam işlemimi yaptırıyordum ki beni yana ittirdi." dedi.
Yani illa devam et demem mi gerekiyordu? Demeye üşenip devam et işareti yaptım.
Arya, "Sonrasında, 'Bekleyeceksin!' dedi. Sert bir tipti. Ama umrumda değildi. Bana böyle davranamazdı. Davrandırtmazdım. 'Sen kim olduğunu sanıyorsun?' diye sordum. Beni umursamayarak işlemlerini ve arkadaşının işlemini halledip gitti."
"Bu mu yani? Bunun için mi ben bekledim?"
Kafasını salladı. Sanırım bizimle takıla takıla Arya'nın da sabrı taşmıştı.
"Peki." dedim.
Üstüne gitmek istemiyordum. Ayağa kalkıp kitap seçmeye gittim. Her zamanki gibi kitapların arasında gözüme çarpan bir kitap bulmuştum. Tam alacaktım ki biri benden önce davrandı.
Yani bir şeyim olsa şaşardım. Bir şey istediğim gibi olsa durup 'Kıyamet mi kopacak acep?' diye düşünürdüm.
Kitabı alanı umursamayarak başka kitaplara bakmaya başladım. Tekrar bir kitabı alacaktım ki, bu sefer de bir kız aldı.
Ama gel de şimdi bu kitaplara da, kitapların analarına da, alanlarına da, alanların analarına ve avratlarına da küfür etme!
Hayır ben mi çok küfür ediyorum, anlamadım ki?
Pes edip Arya ile oturduğumuz yere geri oturdum. Muhtemelen Arya kitap seçmeye gitmişti. Tam uyuyacaktım ki biri ilk istediğim kitabı bana doğru uzattı. Başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Mavi gözlü ve kumral saçlı, muhtemelen benim yaşlarımda bir çocuktu.
"Bunu alacaktın ama ben aldığımda vazgeçtin." dedi.
"Yani?" diye sordum.
"Yani adım Efe." dedi.
Tip tip baktım.
"Ne alaka?"
"Şu alaka ki, tanışmak için geldim."
Kütüphanedeyiz ulan kütüphanede! Evlenme programında değiliz! Ne bu hareketler?!
"Neden ben? Şu koskaca dünyada neden ben?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu (TAMAMLANDI)
HumorEtrafımda oturan dört şahısa bakışlarımı çevirdim. Odanın içinde hepsi bir köşeye geçmiş türlü türlü şeylerle uğraşıyorlardı. Arya elindeki kitabı büyük bir ciddiyetle okurken Emirhan önündeki yemeğe kafasını gömmüş kıyamet bugün kopacakmış gibi yiy...