Adım Esila, 18 yaşında Lise son sınıf öğrencisiyim.Ortaokul yıllarımda Rize'de yaşıyordum. Herkes tarafından ezilen dışlanan bir öğrenciydim. Notlarım iyi olsa da arkadaş ilişkilerim hiç iyi değildi. Her gece yatağımın yanına çömelip 'niye kimse beni sevmiyor, niye dışlanıyorum' diye ağlayacak derecede bozuk bir psikolojinin içerisindeydim.
Aradan yıllar geçti. Mezun olup Ankara'da yeni bir okula, yani liseye başladığımda kendi kendime bir söz verdim. Ortaokul yıllarımdaki gibi olmayacaktı. Daha güçlü ve arkadaş canlısı bir insan olmaktı hayalim, hiç tatmadığım o duyguyu yaşamaktı...
Arkadaşlarım olmaya başladı. Onlarla birlikte çoğu şeyi birlikte yapmaya başladık. Onlar olmasaydı şimdiye muhtemelen bu hayattan soğumuş, saçma sapan bir ergen olurdum.
Onlar kim mi? Şu an yanlarında durduğum, gerçek kardeş olmasak da her zaman birbirimizi kardeş olarak gördüğümüz grubum, onlar; Ecrin, Arya, Emirhan ve Aras...
Bir an bunları düşünürken önümde dikilen Ecrin, "Kime diyorum acep?" deyince gülümsedim.
"Buyrun efendim, bana mı ulaşmak istemiştiniz?" diye şakayla karışık sordum. O sırada arkadan kafama biri sert bir biçimde vurdu. Arkamı döndüğümde pis pis sırıtan Aras'ı gördüm.
"Oğlum niye durduk yere kafama vuruyorsun? Anormal bir durumun mu var?"
Aras gülümsemesini kesip ciddi olmaya çalışarak öksürdü.
"Canım istedi."
O sırada Emirhan elindeki kaşarlı tostla Aras'ın kafasına vurdu. "Lon çocok coddo olmoyo vo zoko konoşmoyo çoloşoyon omo yopomoyoson!" diye konuşmaya çalışarak söze girdi.
Ecrin, "Kanka cevap verecek misin?" diye sorunca ne diyeceğimi düşündüm. Arya ne düşündüğümü anlamış olacak ki, kulağıma doğru sessiz bir fısıltıyla, "Çıkışta sinemaya gidelim mi diye sordu." dedi.
İşte benim her olayda kurtarıcı canım kankam. Biraz daha beklememek adına hızlıca cevap verdim.
"Sorman ayıp, tabii kisi."
Sonra Aras'a dönüp, "Seninle sonra konuşacağız delikanlı." dedim. Dediğime Emirhan gülerken yediği tost boğazına kaçtı. Öksürmeye başlayınca sırtına sert bir şekilde vurup "Helal, helal." dedim. Sonra da çantasının yan gözündeki suyu açıp ona uzattım. Tek yudumda içip derin bir nefes aldı. Ecrin'e dönüp "Emirhan bizim haberimiz olmadan kıtlığa mı giriyor kanka?" diye sordum. Ecrin hafifçe kıkırdarken zil çaldı. Her sabah olduğu gibi bahçede zil çalana kadar oturmuştuk. Açık havayı hepimiz seviyorduk.
"Hadi gencolar. Toparlanın gidiyoruz." dedim. Aras operasyona çıkıyormuş gibi parmağı ile silah işareti yapıp, "Etraf temiz gidebiliriz." deyince Emirhan, "Buna ne yedirip içiriyorlarsa aynısından istiyorum." dedi. Sınıfa doğru yürümeye başladık.
Sınıfa girecekken biri bilerek sert bir şekilde omuz atınca hızla omuz atanın tarafına doğru döndüm. Kızdı.
"Hayırdır güzelim, bir sıkıntı mı var?" diye sert bir şekilde sordum. Bu sırada bizimkiler yanımda dikilip kıza doğru döndüler. Kız bana doğru baktı. 12-A sınıfının en geri zekalısı olan Sinem'i görünce çatık olan kaşlarımı daha çok çattım. Bu kızdan nefret ediyordum. Voleybol takımının kaptan seçiminde kaptan seçildiğimden beri sürekli bana bulaşıp duruyordu.
"Arkandakilere fazla güvendiğinden kendini bir şey sanıyorsun." dedi.
O sırada Ecrin sinirli bir biçimde ona doğru bir adım atınca durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu (TAMAMLANDI)
HumorEtrafımda oturan dört şahısa bakışlarımı çevirdim. Odanın içinde hepsi bir köşeye geçmiş türlü türlü şeylerle uğraşıyorlardı. Arya elindeki kitabı büyük bir ciddiyetle okurken Emirhan önündeki yemeğe kafasını gömmüş kıyamet bugün kopacakmış gibi yiy...