healing your grieving heart |l.s.|

3- let yourself feel the pain of the loss

Kaybının acısını yaşamak için kendine izin ver.

H, bu kitap gittikçe zorlaşıyor mu bana mı öyle geliyor?

Daha senin gittiğini kabullenememişken nasıl kendime yokluğunun acısını yaşamaya izin verebilirim?

Hatırlıyor musun, ilk bu eve taşındığımız zamanlarda, bir gün evin salonunda kısık sesteki bir şarkıya dans ederken beni kendi parçan yapmak istiyormuşçasına iyice sarıp kulağıma fısıldamıştın:

"Seni ilk gördüğüm anda anladım. Tam olarak ilk görüşte aşk değildi- ama tanıdıklık hissi. Sanki daha doğmadan tanışmışız ve ben tüm hayatımı seni bulmak için harcamışım."

Tüm hayatımı seni bulmak için harcamak...

O an nefesim kesildiğinde gözlerine aşkla bakmak dışında bir şey yapamamıştım ama şimdi sonunda söyleyebilirim.

Harcamak kelimesini kullanman beni bugün bile ağlatıyor H, çünkü bu tamamen benim hislerimi açıklıyor.

Senden önceki hayatımı unutmak istememe neden oluyorsun, çünkü seninle tanışmadan önce hayatımın bir anlamı yokmuş.

İnsanlar hayatıma renk katıyorsun derler birbirlerine.
Oysa sen benim hayatıma anlam kattın.

Seninleyken dünyam siyah ve beyaz olabilirdi, ve bunun hiçbir önemi yoktu.
Yanımda olman yeterdi H.
Bir yerlerde nefes aldığını ve gülümsediğini bilmek yeterdi benim mutlu olmama.

İtiraf etmem gerek ki seni çok özlüyorum. Dünya sen yakınımda olmadığın zamanlar çok sessiz.

•••

Yazmaya ara vermek zorunda kaldım çünkü az önce Niall geldi ve beni zorla dışarı çıkardı.

Arabaya bindik ve hiçbir varış noktası olmadan sadece öylece dolaştık.

Radyoda çalan şarkıları sana adadım.

Ama sadece güzel olanları; sen her şeyin en güzelini hak edersin.

Ve işte o an kabullendim H.

Radyoda ikimizin sevdiği şarkılar art arda çalarken bir gün kapıdan içeri girip her şeyin bir şaka olduğunu söyleyip beni sıkıca saramayacağını kabullendim.

O çok sevdiğimiz şarkıları bir daha birlikte söyleyemeyeceğimizi kabullendim.

Yeni çıkan ve senin seveceğine emin olduğum şarkıları yazdığım not defterini bir gün birlikte açamayacağımızı ve o aptal not defterini atmam gerektiğini fark ettim.

Artık tamamen yanlız olduğumu ve ellerimin bir daha asla ısınmayacağını kabullendim.

Gitmiş olduğunu ve bir daha dönmeyeceğini kabullendim H.

Seni ne kadar özlediğimi o zaman fark ettim.

Ve sana yemin ederim ki hayatta yapmak zorunda olduğum en zor şeydi.

Ben hıçkırıklara gömülmeden önce Niall anlamış gibi kenera çekti ve ben yavrusunu kaybetmiş bir anne gibi ağlamaya başlarken bana sıkıca sarıldı.

Bana sarılan kişinin sen olmasını ne çok isterdim H.

Kalbimin hiç bu kadar acıdığını hatırlamıyorum; ilk gittiğinde bile.

Sanırım bu maddeyi başarıyla tamamladım.

Bu benim için iyi mi kötü mü henüz bilemiyorum.

Kalbimin acısı ölecekmişim gibi hissettiriyor.

Çok acıyor H.

Umarım sen giderken canın bu kadar acımamıştır, çünkü bunun düşüncesine dayanamıyorum.

Bana geri gelmeyeceğini kabullendim ama seni hâlâ delicesine seviyorum.