Kim jisoo...
Aşağı indiğimizde herkesi tek tek incelemeye başladım.
Koltuğun en başında oturan dirseklerini dizlerine yaslamış kafasınıda ellerinin arasına almış koyu kahve saçları deri pantolonu ve beyaz bol tişörtüyle iyi görünüyordu.
Onun yanında kafasını koltuğun arksına doğru uzatmış uyuklayan biri vardı gri saçları yırtık mavi pantolonu ve beyaz tişörtüyle buda iyi görünüyordu.
Ayakta bize bakan koyu kahve saçları siyah pantolon siyah gömleğiyle güzel görünüyordu.
Tekli koltukta oturan kahve saçlı olan saçına bandaj takmıştı siyah tişört siyah pantolon ve beline bağladığı kırmızı siyahlı oduncu gömleğiyle ve deri ceketiyle çok havalı duruyordu.
bizi çağırmaya gelen kişi Bizim arkamızdan geçip bandajlı olanın oturduğu koltuğun dirsek dayama yerine oturdu. Oda dizleri yırtık siyah bir pantolon üzerine ince olduğu belli olan çilek sarısı bir kazak giyinmişti.
koltuğa yayılarak oturan sarı saçlı çocuk siyah deri pantolon üzerinede siyah bir tişört giyinmişti ve çocuğun resmen 4/3'ü dudak.
Mutfaktan kahve içerek gelen çocuk yakışıklıydı. Oda siyah pantolon beyaz tişört ve mavi kot ceket giyinmişti ve bize gülümseyerek bakıyordu.
Lalisa manoban...
En sonunda ayakta beklemekten sıklıdım ve koltuğa geçip oturdum. Saatlerce orda dikilemezdim.
Lalisa: gelsenize.
Bunı dememle koltuğun en başındaki çocuk bana baktı. Bende ifedesizce ona bakmaya başladım utanıp kızaran kızlardan değildim ve göz temasında gözlerimi ilk kaçıranlardan da değildim.
Chaeyoung yanıma oturdu jisoo unnie boş olan tekli koltuğa geçti jennie unnie'de uyuklayan çocuğun yanına geçti.
Çekiniyor gibiydi çünkü şuan koltulun en kenarında çok küçük bir yerini kaplıyordu. Uyuklayan çocuk bir alçalma hissettiği için jennie unnie'me baktı ve baştan aşağı onu süzmeye başladı.
Üzerimdeki delici bakışları hissedebiliyordum. Rahatsızca yerimde kıpırdandım. En sonunda ayakta olan kişi konuşmaya başladı.
Namjoon: evet kendinizi tanıtın.
İlk olarak ben ismimi söyledim sonra sırasıyla jennie unnie jisoo unnie ve chaeyoung unnie söyledi sıra onlara gelmişti tek tek isimlerini söylemişlerdi.
Namjoon, seokjin ve hoseok oppa çok tatlıydı. Namjoon oppa ile olan konuşmamıza kapı zili böldü.
Hoseok oppa kapıyı açıp geldiğinde yanında 4 kız vardı. Onlar bize çatık kaşlarıyla bakarken ben duygusuz bakışlarımı onlara gönderiyordum.
Jennie çaprazımda olduğu için onun ifadesinide görebiliyodum Çatık kaşlarıyla onlara bakıyordu.
jisoo unnie ise sert bakışlarını karşımızda duran 4 kıza gönderiyordu.
Chae'nin bakışlarını göremiyordum yanımda oturduğu için ben bu kızların kim olduğunu düşünürken içlerinden bir tanesinin sesiyle düşüncelerim yok oldu.
Hyuna: aşkımmmm
Deyip jungkook'a dogru döndü ve ona doğru kollarını açıp koşmaya başladı. Ne yani sevgililermiydi?
Topuklu ayakkabılarının sesi evi inletirken yüzümü ekşilttim.
4 kişilerdi ama sadece 2 kız sevgilisine yürümeye başladı.
Belkide sevgilisi değildir bunlardan birinin.
Bir kız yoongi'ye giderken diğeri taehyung'a gidiyordu.
Neden bu çocukların üzerinde bıkmış bir ifade vardı. Sevgili yapıcaksan düzgün sevgili yap o zman kardeşim.
Kızın yüzü tanıdık geliyordu. Ama takmadan kızı incelemeyi bırakıp Chae'nin omzuna yaslandım. Kız ayakta dikilirken jimin konuşmaya başladı.
Jimin: niye ayakta duruyorsun Hani? gelsene yanıma.
Hani?
Bir dakika ya bu kız?
Bu kız sürgün edilmişti nasıl yeniden karşılaşabiliyoruz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpress (Bts - blackpink)
أدب الهواةjungkook: nasıl yani bu kızlar burada mı kalıcak?! namjoon: jungkook itiraz istemiyorum burda kalıcaklar. jimin: offff ya niye bizi dinlemiyosunuz ki! seokjin: kalıcak diyosak kalıcaklar! şimdi herkes yataklarına.