Kim jisoo...
Siz buraya mâhkûmsunuz... Siz buraya mâhkûmsunuz... Siz buraya mâhkûmsunuz...
Aklımdan tek geçen düşünce buydu. Kendi dünyamıza azıcıkta olsa dönebilme şansımız vardı ama o da yok olmuştu.
Geri dönsek bile jennie'yi bırakmamız gerekicekti. Ama bunu kesinlikle yapamazdık.
Şuan kendi odamdaydım. Kendi odam bunu söylemek bile değişik geliyordu. İlk başta dünyaya gelmeyi bu kadar kafama takmamıştım. Ama olan olaylardan sonra daha ilk günden geri dönmek istemiştim. Ailemi görmeden daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum.
Odada tektim. Kızlar jennie ile lalisa'ların odasındaydı. Sakinleşmem gerektiği için buraya gelmiştim. Ağzımın kuruduğunu farkedince. Aşağı inmek için yataktan kalktım.
Aşağıdan sesler geliyordu. Pek takmadım. Ama bizim hakkımızda konuştuklarını anlayınca yavaşça merdivenin başında onları dinlemeye başladım.
Taehyung: nerden biliyoruz o kızların sürtük olmadığını?
Taehyung cümlesini bitirir bitirnez aşagıya doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım.
Odaya girince ilk önce taehyung'un nerede olduğuna baktım. Tekli koltukta oturuyordu ve gözleri benim üzerimdeydi.
Üzerine doğru hızlı adımlar atarak yürüdüm ve üzerine atladım. Ben onun üzerine atlamamla beraber koltuk geriye doğru yere düştü.
İlk başta sendelesemde jemen hızlı bir şekilde kendimi toparlayıp üstüne çıktım.
Saçlarını çekmeye başladım. Sonrada yüzüne gelişi güzel bir şekişde yapıştırdım. Sinirden gözüm dönmüştü. O yüzden kendimi onun üzerinden alamıyordum.
Kızların aşağı indiklerini göremesemde anlayabiliyordum.
Lalisa: unnie ne yapıyorsun?!
Jennie: ne oldu anlatın hemen!
Onların anlatma zahmetine girişmeden ben direk konuşmaya başladım.
Jisoo: bu bize sürtük dedi!
Konuşurkende hala saçlarını çekiyordum ve tırnaklarımla yüzünü tırmalıyordum.
Tae: ruh hastası bıraksana saçımı!
Chaeyoung: devam et unnie arkandayım.
Daha sonra Jennie ve lalisa'da onaylayan mırıltılar çıkardılar. Taehyung'a bakıp gülümsedim daha sonra daha sert bir şekilde saçlarını çekmeye başladım.
Lalisa: dur lan bende şuan girişiyim.
Lalisa manoban...
Bende jungkook'un boynuna atladım. Bu atağı benden beklemediği için yere düştü.
Üstüne çıkıp saçını çekmeye başladım. Saçını çekerken istemsizce kalçam hareket ediyordu
Jungkook belimden tuttu ve beni sabitledi.
Jungkook: kıpırdama.
Tam yüzüne geçirecektim ki kolumu tutup ben daha ne oldugunu anlamadan kendimi jungkook'un altında buldum.
Jungkook: üstesinden gelemiyeceğin işlere kalkışmamalısın koca göz.
Yüzümü ekşilterek konuştum.
Lalisa: koca göz mü? Gözlerim hiç büyük değil bir kere
Jungkook: bana göre öyle koca göz.
![](https://img.wattpad.com/cover/206712467-288-k290550.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpress (Bts - blackpink)
Fanfictionjungkook: nasıl yani bu kızlar burada mı kalıcak?! namjoon: jungkook itiraz istemiyorum burda kalıcaklar. jimin: offff ya niye bizi dinlemiyosunuz ki! seokjin: kalıcak diyosak kalıcaklar! şimdi herkes yataklarına.