1.9

2.6K 147 71
                                        


Kim Jisoo...

Evin kapısına geldiğimde anahtarımla kapıyı açtım. içeri ilerleyip salona girdiğimde herkesin içeride olduğunu gördüm. hepsinin bakışları bana dönerken jennie ve chaeyoung kalkıp bana sarıldılar. ayrılınca konuşmadan koltuğa oturdum.

jungkook: Lalisa nerede?

ağlamaktan kırmızı olan gözlerimle ona bakıp konuştum.

jisoo: Lalisa bir daha buraya dönmeyecek...

jennie: ne?

kafamı salladım.

jisoo: bizde bir da oraya dönemeyeceğiz...

herkes sessiz bir şekilde dururken chae sessizliği böldü.

chae: bizim suçlarımız hani ve baekhyun'lar gibi değil ki.

jisoo: bilmiyorum...

jungkook bir anda ayağı kalkıp salondan çıktı. merdivenlerden ses gelirken odasına gittiğini anladım. bende ayağı kalktım.

jisoo: yatmaya gidiyorum.

salondan çıkıp merdivenlere yürüdüm. merdivenlerden çıkıp kendi odama gideceğim sırada jungkook'un odasından sesler geldiğini duyunca kaşlarımı çatıp kapısına ilerledim. yaklaştıkça ne sesi olduğu belli oluyordu. jungkook ağlıyordu...

yavaşka kapıyı açıp içeri baktım. elinde beyaz bir tişört vardı onu burnuna batırmış -Lalisa'nın olduğunu tahmin ediyorum- bir şekilde yere çökmüştü ve ağlıyordu. 

kapıyı kapatıp jungkook'un yanına ilerledim. yavaşça yanına oturup konuştum.

jisoo: onu seviyorsun değil mi?

yavaşça kafasını olumlu anlamda salladı. lalisa ve ben burada yaklaşık 2 ay durmuştuk. jennie ve chae 3 aydır buradalardı. biz 1 aydır kralın yanındaydık onun için burada 2 ay durmuştuk. jungkook'un Lalisa'yı sevdiğini tahmin edebiliyordum ve tahminimde doğru çıkmıştı.

yavaşça elimi omzuna götürüp sıvazladım. ayağı kalkıp bir şey söylemeden odadan çıktım. Lalisa'nın bir daha gelemeyeceğini ve bizim bir daha oraya dönemeyeceğimizi öğrendiğimde sinir krizi geçirmiştim ve odamda ki her şey yanmıştı. -sinirlendiğimizde dokunduğumuz her yer alev alıyor-

kendi odama gidip yatağa oturdum. örtüyü üzerime çekip kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Jeon Jungkook...

telefonumun melodisi kulağımı doldurunca yan tarafımdan alıp kimin aradığına bakmadan cevapladım.

jungkook: ne var?

hyuna: jungkoooook?

hyuna'nın çığlık atarcasına konuşmasıyla telefonumu kulağımdan uzaklaştırdım. yüzümü ekşiltip tekrardan kulağıma koydum.

jungkook: söyle.

hyuna: bu akşam yemeğe çıkacağız seninkiler ve bizimkiler.

jungkook: bana ne bundan.

hyuna: senin ve benim özellikle gelmemi istiyorlar.

mutluluk akan sesiyle beraber göz devirdim.

jungkook: iyi gelirim.

cevap vermesini umursamadan telefonu suratına kapattım. yorgun bir şekilde ayağı kalktım. telefonuma mesaj gelince elime alıp kimin attığına baktım.

babam...

sadece konum atmıştı. gereğinden çook fazla olan samimiyetine gözlerimi devirip banyoya girdim.

üzerime kıyafetlerimi giydikten sonra arabanın anahtarını alıp odadan çıktım. aşağıdakilere bir şey demeden evden çıktım. arabama binip babamın yolladığı adrese ilerledim.

arabadan inip dış görünüşüne bakmadan direk restorant'a girdim. annemleri görünce oraya ilerledim. masaya geldiğimde herkesle selamlaşıp tek boş olan yer hyuna'nın yanında olduğu için oraya oturdum.

yemeğimi yerken babam konuşmaya başladı.

Jeon Min Sung: biz bir anlaşma yaptık.

anlaşmasının ne olduğunu merak etmiyordum onun için yemeğimi yemeye devam ettim.

Jeon Min Sung: anlaşma gereği evlenmek zorundasınız

Bir dakika... NE?!

...

Evvet canlar ben geldimmmmmm

umarım bu bölümü beğenirsiniz :)

bir konu hakkında konuşmak istiyorum...

şuan gündemde türkiyede kpop'un yasaklanıcağı konuşuluyor ve ben buna çok güldüm gerçekten hangi devirde yaşıyoruz abi biz? kim kimin ne dinlediğine karışabilir? bir salın artık ya gerçekten

neyse bir de size youtube kanalları önericem izlemek isteyenler izleyebilirler.

selçuk hoş'un kanalına girebilirsiniz ve chos7n bu kanala kesinlikle bakın türkiyede dans coverları yapıyorlarrr.

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn

seviliyorsunuzzzz


İmpress (Bts - blackpink)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin