Okumaya başladığınız tarihi buraya yazar mısınız?🌌🍁
"Vera Hanım!"
Kahvemin hazır olduğunu belirten seslenişle masaya doğru ilerliyorum.
Genç kızın yanına geldigimde hafif tebessümle kahvemi aldım.
Ücreti ödemek için çantamın içine göz gezdirdim.
"Bir saniye tutabilir misiniz?"
"Tabii"
Elimdeki kahveden kurtulunca çantamı hızla karıştırdım.
Ah! Tanrım..
Cüzdanımı evde bırakmışım.
Yüzümde ki mahçup sırıtışla kasiyer kıza döndüm ve elindeki kahveyi gösterdim.
"Onu başka birine vermeniz mümkün mü? Cüzdanımı yanıma almamışım."
Gülümseyerek başını yere eğdi ve kafasını iki yana salladı.
"Ah, sorun değil. Bu seferlik benden olsun."
Ve sıcak bir gülüşle kahveyi bana uzattı.
"Sizi zor durumda bırakmak istemem."
Dedim emin olmak istercesine.
"Sorun değil, gerçekten."
"Peki, bunu istesem de geri çeviremem zaten. Teşekkür ederim."
Uzattığı kahveyi kavradığımda, kızı ilk kez dikkatlice inceleme şansı buldum.
Saçları griydi. Ve üstünde 'my dear pluto, you are precios." (Sevgili plüton, sen değerlisin.) yazan bir t-shirt'ü vardı.
"Plüton'a seninde ilgin var sanırım."
T-shirt'ünün eteklerinden tutup baktı.
"Ah, evet. Benim kırık, yaralı gezegen'im."
Arkamı dönmeden önce gülümseyerek başımı salladım.
"Tekrar teşekkürler, hoşça kalın."
"Önemli değil ve saçınız gezegenlere çok benziyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~To My Beloved Planet~ GXG
Romance'Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazsalar ölürler.."