0.4

1.6K 138 9
                                    


"Daha iyi misiniz?"

Elimde tuttuğum karton bardağı dudaklarıma götürdüm.

Hafif bir tebessümle başımı salladım.

Gerçekten rahatlamıştım.

Gülümsedi. Gülümsediğinde gözleri kısılıyordu.

"Burdan sonra bir şey yapacak mısınız?"

"Aslında eve gidip, yorganımın içinde ölmeyi bekleyecektim."

Kafasını yana doğru eğdi ve dudağını büzdü.

"Mutsuz olmanız beni üzüyor."

Omuz silktim.

"Ben her zaman böyleydim."

Ayağa kalktı ve tezgahın arkasından montunu aldı.

Tezgahta duran kıza bir şeyler söyledi ve yanıma geldi.

"Bundan sonra gezegenler gibi mutlu olmanızı sağlayacağım."

Kaşlarımı çattım.

"Ben belki plüton gibi mutsuz olmak istiyorumdur."

"Aslında gezegenlerin ne istediği sorulmaz. O yüzden ne istediğinizi önemsemeyeceğim."

Konuşmak için ağzımı açmıştım ki karşımda duran kızın adını bilmediğimi fark ettim. Bana hiç söylemiş miydi?

"Bana hiç adını söylemiş miydin?"

Elini avuç kısmı yukarıya gelecek şekilde önüme uzattı. Parmaklarını hafif bükmüştü.

"Venüs Santorski emirlerinizi duymak için sabırsızlanıyor. Ama Vera Hanımla sinemaya gitmek için daha da sabırsızlanıyor."

İsmini duyunca kaşlarım havalandı.

Venüs.

Aslında ismi bana "Yunan Mitolojisini" çağrıştırdı. Ama onun gezegenlere olan ilgisiyle ismini bir gezegen ismi olarak kabul etmek daha makûl tabii.
Gezegenleri belki de bu yüzden çok seviyordu. Ya da gezegenleri sevdiği için ismi Venüs'dü.

Önüme uzattığı elini tuttum.

"Umarım Yunan Tanrıçası Venüs'ün film zevki güzeldir."

Elini elimden çekti ve hızla ellerini çırptı.

"Evet, evet mükemmel bir gün yaşatacağıma emin olabilirsiniz."

"Bir şartım var."

Kaşlarını çattı.

"Bana sen diye hitap et. Siz deyince kendimi yabancı hissediyorum."

Başını öne eğip kıkırdadı.

Elimi tuttu ve kapıya doğru ilerledi.

"Peki hüzünlü gezegen."

~To My Beloved Planet~ GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin