Saçlarını öpüyorum zarifçe.Okşuyorum o narin tutamları.
Sen benim kollarımın arasında hıçkırıklara boğulurken seni sakinleştirmek için hiçbir şey yapamıyorum, miniğim.
Nasıl teselli edebilirim seni, bilmiyorum.
Usulca ağlarken saçlarını okşuyorum, sadece bunu yapabiliyorum, miniğim.
Başını kaldırıyorsun, yanağımı saçından uzaklaştırıyorum, irislerimiz birbirine baksın diye.
Yüzüme birkaç saniye baktıktan sonra yüzünü göğsüme gömüyorsun. Neden hıçkırıkların bu kadar fazla geliyor kulağıma, miniğim?
"Eğer sana olan hislerimi açığa çıkarmasaydım şuan burada ağlıyor olmazdın. Benim yüzümden. Kendimden nefret ediyorum."
Çeneni kavrayıp yüzlerimizi aynı hizaya getiriyorum. İki elimle kavrıyorum yüzünü. Baş parmaklarım yanağından akan yaşla ıslanıyor.
Burnunu burnuma sürtüyorum.
"Eğer sen, hislerini açığa çıkarmasaydın, evet bu noktada olmazdık ama ben hüzünlü gezegenin eşsiz sahibini bulamazdım. Tanrıçamı bulamazdım. Ben aşkın, sevginin, fedakarlığın ne demek olduğunu bilemezdim. Ve şimdi buradayım bir tanrıçaya sahibim, hüzünlü gezegenin sahibi ile beraber duygularımı paylaşabiliyorum ve en güzeli de ben seninle beraber hiç tatmadığım duyguları tadıyorum, miniğim. Sence de bu birkaç gereksiz gözyaşına değmez mi?"
Yüzünde hafif bir gülümseme beliriyor ardından başını sallıyorsun.
"Değer."
Yanağındaki gözyaşlarını nazikçe siliyorum. Seni incitmekten çok korkuyorum, miniğim.
"Peki, bu gözyaşların sonsuza kadar bu iki ayrı bedenin gözlerinden akmaması için küçük bir şey olması gerekiyor. Değil mi?"
Cümlemdeki imayı anladığında hızla geri çekiniyorsun benden.
Ayağa kalkıyorsun ve yüzünü hızla sıvazlıyorsun.
"Vera, yalvarırım buna ihtimal bile verme. Anlattım sana. Neden çabalıyorsun? Kalan üç ayımızı mutlu geçirebiliriz ama bir hafta ya da daha az kalan günümüze ne sığdırabiliriz ki?"
Ayağa kalkıyorum. Saçlarını çekiştiren bileklerini tutuyorum.
Yanağıma koyuyorum ellerini. Küçük bir tebessüm sunuyorum sana.
"Ama o üç ayı daha da uzatabiliriz. Belki birkaç ay belki birkaç yıl. Denemeden göremeyiz. Şimdi daha fazla konuşmayalım. Bu geceyi hüzünle bitirmeyelim."
Gözünden akan yaşları beceriksizce siliyorsun ardından başını sallıyorsun.
Elimi tutup odana sürüklüyorsun beni.
Yorganın içine yavaş yavaş giriyorsun. Yatağın içinde kayıp bana yer açıyorsun.
Yorganın altına girip sıkıca sarılıyorum sana.
Minik ellerin belimi sarıyor. Başını göğsüme yazlıyorsun.
Şuan nasıl huzurluyum bilemezsin, küçüğüm.
"Seni seviyorum, benim hüzünlü gezegenim."
"Seni seviyorum, hüzünlü gezegenin sahibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~To My Beloved Planet~ GXG
Romance'Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazsalar ölürler.."