Aradan 2 gün geçmişti. 20 Eylül. Bu 2 gün o çocuğu izliyordum nerede görsem. Kantine indiğimizde, dışarı çıktığımızda onu gördüğüm her an izliyordum. Dedim ya takıntı diye. Bir süre sonra izlemeyi bırakırdım sıkılınca. Muhtemelen 2 güne kalmaz sıkılır başkasını izlemeye başlardım.
Bu çocuk çok güzel gülüyordu. "Acısı çok olanın gülüşü güzel olur" derler. Acaba senin derdin ne? Nedir seni bu kadar üzen? Acı veren? Ve ya derdin olduğundan mı bu güzel gülüşün, yoksa doğuştan mı bu kadar güzel? İsmin ne? İsmin de gülüşün kadar güzel midir? ben bunları düşünürken zil çalıyor ve yine sınıflara dönüyorduk. Onun sınıfı aşağıdaydı. Benim sınıfımsa yukarda.
Yeni öğretmenlerle tanışmıştık. Bu günde böylece bitmiş oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızım {¢}
ChickLitBu benim hikayem. Bu benim ilk aşk hikayem. Bu benim karşılık bulamamış aşkımın hikayesi. Bu benim... benim İMKANSIZIMın hikayesi.