0.1 / Kurtuluş

720 39 32
                                    


İyi okumalar ♡

Nişanlısına göz kırparak masadan kalktı, salınarak masaların arasından geçti, dar ve loş koridoru yürüdü ağır ağır. Kırmızı-altın rengi fayanslı odanın icine girerek dört bir yanda olan aynalardan kendine baktı.

İçkinin verdiği sarhoşluk hissiyatıyla net göremiyordu. Gülümsese bile pek iyi hissetmiyordu.

Platin sarısı saçları gözüne geliyordu. Saçını gözünden çekerek lavaboya doğru yaklaştı. Ellerini lavaboya dayayıp aynada kendisiyle göz göze geldiginde gülümsediğinin farkında bile değildi. Dikkatini yavaşça açılan kapı çektiğinde arkasını döndü.

Gülümsemesi yüzüne yayılırken, siyah saçlı ona yaklaşıyordu ama gözlerinden ateş fışkırıyordu. Platin saçlının gülmesi onu daha çok sinirlendiriyordu.

"Neye gülüyorsun?" Dedi tıslayarak. Yüzüne iyice yaklaştı.

Platin saçlı dişlerini göstererek zayıf sesiyle kahkaha attı.

"Sinirleniyorsun"

Siyah saçlı, platin saçlının çenesini sıkarak arkasındaki duvara yasladı onu.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

Platin saçlı onun bileğini kavrayarak elini yüzünden çekti.
Hassas cildi hafifçe kızarmıştı.

Keskin bakışlarıyla beraber dilini dudaklarında gezdirdi ve gülümsedi.
Elinin tersiyle siyah saçlının yanağını okşadı.
"Kıskandın."

Gülümsemesi genişlerken siyah saçlının elleri titriyordu. Çok sinirlenmişti. Gözlerini kapayarak derin bir nefes aldı.

O sırada erkekliğine bir şeyin dokunduğunu hissetti. Platin saçlı hala gülümsemeye devam ediyordu.

"Sertleşmişsin. Bana ulaşamamak seni sertleştiriyor, değil mi?" Diyerek histerik bir kahkaha attı.

Nefes verdi siyah saçlı hırsla. Platin saçlı çoktan orayı terketmiş, şekerli parfüm kokusuyla onu orada yalnız bırakmıştı.

Tekrar sevgilisiyle oturduğu masaya döndü.
Kocaman bir gülümsemeyle sevgilisinin kulağına yaklaştı.
"Sahte gülümsemeler beni yoruyor."

Sevgilisi baş parmağını onun dudağına bastırdı.
"Gidelim mi?"

****** ♤ ******

Centilmen çocuk arabadan inerek elini nişanlısının rahatça inebilmesi için ona doğru uzattı.

"Teşekkürler." Dedi ve tebessüm etti.

Kol kola eve doğru yürüdüler.
Kapıyı açan hizmetliye teşekkür etmeyecek kadar kibirliydi platin saçlı olan. Sevgilisi ise tam aksine, çok centilmen biriydi. Geniş mermer merdivenleri yavaşça çıktı, hala centilmenin kolundaydı.

Odasının kapısını açtı. Örtüp kilitledikten sonra yatağa uzanarak sızlanmaya başladı.

"O mekandan nefret ediyorum Shua. Bir daha gitmeyelim."

Shua kravatını gevşetirken cevap verdi.
"Bu kararın elimde olduğu gün sen sadece nereyi istiyorsan oraya gideceğiz, bir tanem."
Kravatından sonra siyah ceketini de çıkararak yatakta uzanan platin saçlıya doğru yaklaştı.

"Shua ben yorgunum." Dedi sızlanmaya devam ederek.

"Yorgunluğunu alabilirim." Derken çoktan üzerine doğru uzanmış, dudaklarını boynuyla buluşturmuştu.

"Jeonghan... Tenin beni öyle etkiliyor ki..."
Cümlesini bile bitirmeden onu köprücük kemiklerinden ve boynundan öpmeye devam etti.

Jeonghan çoktan havaya girmiş, kesik kesik nefes veriyordu.
Joshua onun üstündekileri yavaşça ve özenle çıkarırken Jeonghan sabırsızlıkla onun pantolonuyla uğraşıyordu.

İkisi de hafif hafif inlerken odanın kapısı tıklatıldı. İkisi de durmak zorunda kaldılar.

Jeonghan ince sesiyle seslendi
"Ne var?"

"Hediyeleriniz geldi bay Yoon. Giriş katına bırakıldı."

Bütün anı bozan hizmetliye hışımla bağırdı.
"Siktir git!"

Shua göz devirerek yatağın diğer tarafına geçti.
"Her şeyi mahvetti. Aptal kadın." Dedi Jeonghan.

Sertçe nefes verdi ve sigarasına uzanırken Joshua onu durdurdu.
"İçme."

Uzun ince sigarayı parmakları arasına koyup, gri taşlı zippo ile yaktı ve çektiği dumanı ciğerlerine gönderdi Jeonghan.

"Hiç dinlemiyorsun."

Gülümsedi. O böyleydi işte. Başına buyruk ve inatçıydı.

"Babam geliyor."

Jeonghan duraksadı. Yavaşça nişanlısına doğru döndü. Nişanlısı Shua devam etti.

"Düğünün tarihini değiştirmişler. Daha erken olacak."

Alayla gülümsedi. Sigarasından bir kez daha çekti. Ciddiye almıyor gibi görünüyordu.

"Hiç bir önemi yok. Yarın da olsa, seneye de olsa benim için bir şey ifade etmiyor."

Sigarasını demir küllükte söndürdü. Doğrularak bağdaş kurdu ve nişanlısına yaklaştı.

"Sen beni buradan kurtaracaksın. Ne zaman olacağı umrumda değil. Benim kurtuluşum sensin."

♧DISTANCES♧ ♤JeongCheol♤ ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin