0.9 / Bırak beni

248 28 53
                                    

Kapı açıldığında, gelen kişinin Cheol olduğunu gördüm. Her zamanki gibi.
Siyah gözlüklerini düzelterek yaprakların arasına gizlendi ve elindeki telefonu kulağına götürdüğünde telefonum çalmaya başladı.
Telefonumu alarak pencerenin önüne geldim tekrar. Yanıtladığımda gözlüklerinin ardından beni görebildiğine emindim.

"Bekliyorum."

Telefon yüzüme kapandıktan sonra Cheol bana bakmaya devam etti.
Dakikalar içinde arka bahçeye indim ve kapıya ulaştım.

"Cheol yakalatacaksın bir gün beni."

Başıyla arabayı işaret etti.
Arabanın kapısını açmak için uzandığında kolunu tuttum.
"Zamanım yok."

Kolunu tuttuğum elime baktı ve beni diğer kolumdan yakalayarak arabaya yasladı. Gözlüğünü çıkararak katladı ve gözlerime bakmaya başladı.

"Jeonghan günlerdir seni yakalamaya çalışıyorum her şeyi anlatmak için. Sürekli kaçıyorsun. Buna bir son ver artık."

Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım.
"Babama veya bir başkasına yakalanmak istemiyorum."

"Sana sürekli fırsat yaratıyorum. Görmezden gelme."

Kolumu çekerken konuştum.
"Ayrıca benim zaten kafam karışık. Daha da karıştırma kafamı."

Tekrar tuttu kolumu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yüzüme çarpan nefesiyle gözlerimi dudaklarına indirdim.
"Kim karıştırıyor kafanı." Dedi sessizce.

Yüzü yüzüme daha da yaklaşıp dudakları dudaklarımı kapatırken başımı öne eğdim ardından bana cevap almak istercesine bakan gözlerine baktım.

"Gerçekten gitmeliyim."

"Jeonghan..."

Kolum ondan kurtulurken bir şey söylemesine fırsat vermeden bahçe kapısından içeri girdim.

"Jeonghan dinle!" Diye seslendiğinde durdum ve ona doğru döndüm.
"Ben seni isteyerek terk etmedim."

Yaşadıklarımız, olanların hepsinin sorumlusu oydu ve kendi de bunu biliyordu.
Cümlesine karşılık hiç bir şey söylemeden eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Tuttuğum göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken eve girmek üzereydim. Kapıya uzandığımda kapı açıldı ve Bay Hong ile göz göze geldik.

"Jeonghan? Ne yapıyorsun burada?"

Aceleyle göz yaşlarımı sildim ama çoktan görmüştü.

"Ağlıyor musun sen?"

Başımı iki yana salladım.

"Hayır. Şey... ben.. Toz kaçtı gözüme. Baksam iyi olacak."

Dünya üzerindeki hiç kimsenin inanmayacağı bu yalanı söyleyip yanından sıyrılarak aceleyle odama çıktım. Cheol'un beni düşürdüğü durum acınasıydı.

Akşama kadar odamda, yatağımda kalıp litrelerce ağlamıştım. Hava karardığında Joshua gelmiş ve beni bu halde görünce bana epey kızmıştı.

"Jeonghan beni çağırabilirdin, ya da gelebilirdin. Sorunun ne?"

Sessiz kalmaya devam ederken sesi bana karşı daha da yükseliyordu.

"Jeonghan bana bak!"
Elleri çenemi kavradığında şiş gözlerimle ona baktım ve yüzümü çektim.

"Joshua ben ayrılmak istiyorum." Dedim hiç düşünmeden. Ona sunabileceğim bir sebep yoktu.

♧DISTANCES♧ ♤JeongCheol♤ ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin