"Gamzelerinin tam ortasına bir saray kurdum, hükümdarı da benim kölesi de..."
Sare ,yanıbaşindan gelen sese doğru başını çevirmişti.
Içindeki mutluluk ,anlamsız heyecanın doruklarına bir çift gözle ulaşmıştı.
Hemen başını önüne eğdi, utandı ve çekindi. Erkeklerden bu kadar nefret ederken ilk kez babası ve abisi dışında bir erkeğe bu kadar ısınmıştı, üstelik ilk görüşte.
...
Akşam geceye ulaştığında eline kağıdı kalemi aldı, bu defa resim çizmeyecekti.
Içinden dolup taşan heyecanını paylaşacaktı.
Sare'nin kalem yakın dostuydu ,ona yakın olduğu kadar hicbir şeye yakın olamazdı.
"Başımı kaldırdığımda, içim içime sığmaz oldu ,Şahin Tepesi'ne koşup çılgınlarda çığlıklar atasım geldi.
Beni benden alıp ta nasıl olurda diyar diyar gezdirebilirdi bir çift göz..."
Yemyeşil gözleri hayalinde beliriverdi ve kalbinin atışlarını duyar gibiydi.
Ya gülüşü...
Gamzesisin ortasına saray kursam ,hükümdarı da ben olsam kölesi de. Pek te yakışıklı değildi aslında, serserisi olmuştu ama gözleri.
Gülüşü, içindeki çocukları bayram gününe götürmüş şeker toplatiyordu ve o çocuklar hiç olmadığı kadar şen şakraktı. El ele tutuşmuş "kutu kutu pense" oynuyorlardı.
Hayalleri gökyüzüne salıncak kurmuş, ay ve yıldızlar eşliğinde salınıyorlardı.
Sare'nin yüreği 17sinde ilk kez gülmüştü. Hayat doluluğu ,yaşama sevinci elinden bundan 10 yıl önce alınmıştı.
Kendini bir avareden farksız görüyordu, ömür sayfasını devirmekten başka hiçbir şey yaptığı yoktu.
Bir yandan gelecek hayalleri yükselirken öbür yandan yılların ona vurduğu darbe daha da boşluğa çekiyor tutsaklığa sürüklüyordu.
Kalktı ayağa ve küpeli kızın yaprağına dokunarak ;
"Ben sevemem Küpelim, sevmek buysa eğer.
Ne muhteşem biriydi bir görsen.
Gülüşü ellerimden tuttu ,beni boşluktan çekip bir an dahi olsa benim nefes aldigimi hatırlattı bana.
Karışmış dağınık saçları onu çok sempatik gösteriyordu.
Yamuk dişleri var birde hafif çarpıklar ama o gülüşe onlar öyle yakışmış ki anlatamam sana .
Boyu benden uzun biraz zayıf kollarına sarsa beni belki çekip alır mi ki cehennemimden.
Beni yeniden hayata bağlar mi ki ?
Bana can suyu olsa ben yeniden yeşerebilir miyim ki ?"
Ardını döndü, derin bir iç çekti ve uzandı yatağına.
"Ne saçmalıyorum ki ben ? Tabi ki imkansız! Kendine gelmelisin Sare. Bir kez gördüğün birine hayranlık duyman çok saçma.. hem o .. o bir erkek sakin unutma ve bırak bu saçmalıkları.."
dedi ve gözlerini uykuya kapattı.
Gözlerini kapatması onu derin uykulara götürmedi bu defa .
Her seyden herkesten farklı kılan neydi ?
Kendime çizdiğim halkanın dışı kara bir mahzenden öteye geçmeyecek kadar derindi. Halkamı kırıp ya mahzenime düşüp kendimin esaretine kelepçeler takacaktım ya da ellerimi uzatacağı ipe geçirip halkamdan kurtulacaktım......
(Arkadaşlar bölümlerim sırasından ziyade tanıtım amaçlıdır. Hikayemi size tanıtmak için bölümler olusturdum. Zamanı gelince hepsi bi araya gelecek ve güzel şeyler ortaya çıkacak emin olun. Destek lütfen ☺)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERUN
General FictionHer insan için bir yolun sonu vardır .. veya son sandığımız yeni başlangıçları.. ya başlamadan bitti sandıklarımız.. Hicbir şey bitmez oysa .. zaman değişir, hikayeler farklı şekillerde yine aynıdır. Ve kader içimizde taşıdığımız nefes kadar bizd...