11. Bölüm

633 61 115
                                    

Helööö... 

Finalden önceki son bölümden geldim. :,) İyi kötü bir dönemden geçtik. Elazığ'da ve diğer her yerde olan depremlerden dolayı bütün herkese geçmiş olsun, ölenlerimiz için Allah rahmet eylesin yakınlarına da sabır versin... Amin diyelim. 

Umarım bu kötü zamanda az da olsa güldürebilirim :,) 

Medya da siteden bir görüntü ;) 

Sizleri çök seviyörüm. 

İyi okumalar manyakuslarım... 

*

*

*

Sanırım bu birkaç yılda değişmeyen nadir şeylerden birisi de bu kayalıklardı. Duvarın ardında bu kayalıklarda yani saklanma yerimde durmuşken Rüzgarın beni bulması, ekibin duvardan sarkarak bize bakıp güldürecek şeyler yapmaları dün gibi aklımda.

Şu an ise... Evleniyorum! İnanılabilir gibi değil ama öyle. Düşüncesi kalbimi çarpıtıyordu. Evlenecek, sonra üniversite hayatıma kaldığım yerden devam edecektim. Üstelik bu karar öyle normal bir şekilde de alınmamıştı.

'Sahi, niye evlenmiyorus?' Diye kendi kendisine sormuştu ve şuan bu akşam nişanıma karar kılmıştık. O ve benim nişanıma... Yıllar önce parmağıma takılan yüzüğe bakıp aptal aptal sırıtarak dudağımı ısırdım.

-Bende Açelyaya ve kızıma böyle bakıyorum.

Başımı kaldırdığımda Merti burada görmeyi beklemiyordum. Duvardan atladı ve yanıma kayalıklara oturup denize döndü.

-Bir kızın var. Benim nişanım var. Ege ve Ece nişanlı... Her şey çok şaşırtıcı ve mucize gibi.

Dediğimde gülerek başıyla onayladı.

-Öyle.

Mert sırdaşımdı. Daima da öyle kalacaktı. Anlatmaya başladığı şeyle tekrar ona odaklandım.

-Ankaya ilk ne öğreteceğim biliyor musun?

Merakla kaşlarım çatıldı

-Özgür olmayı. Aslında bu on iki kişi bir araya geldiği gübden bugüne... Yani o yazlık evdeki ilk günlerimizde anlamıştım. Hepimiz özgür ruhluyduk. Ve güçlü... Ben kızıma önce özgür olmayı, sonra güçlü olmayı öğreteceğim. Daima arkasından yürüyecek ve onu kollayacağım. Ona destek çıkacağım. Düştüğünde kaldırmam ama. Kendisinin nasıl kalkacağını gösterip kalktığında hem onunla hem de kendimle gurur duyacağım.

-Düşüp kendisi kalkmayan hiç kimse güçlü değildir.

Dediğimde başıyla onayladı.

-Hemde asla. Sonra saklayacağım onu. İstediği sevdiği çocuk için baya ısrar etmesi lazım. Vermeyeceğimden değil de çocupu süründürmek istediğimden.

İkimizinde kahkahaları havaya karıştığında derin bir iç çekti. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.

-Annem çok kızgın mı?

-Nişanına iki saat kaldığı ve senin ortada olmadığın için mi? Alev saçan bir ejderha gibi.

Yine güldüm. Annem beni çiğ çiğ haşlayacaktı.

-Kafa dinlemek istedim.

Dedim ve bu kez ben derin bir nefes aldım. Gözüm gökyüzğne ilişti. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Etrafı batan kızıl ışıkları dolduruyordu.

YANI BAŞIMDAKİ MANYAK •3 | FinalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin