Ah be Tony ah ne yaptın be (S/A)'yı üzmeye değer miydi?
Uyarı: Bitmemişlik hissi, kaygı, üzüntü..
Bu bolümü yazarken bu şarkıyı dinliyordum nedense bölüme ekleyesim geldi, umarım beğenirsiniz değerli mükemmel okuyucu arkadaşlarım.
.
..
...
....
...
..
.
..
...
....
...
..
.
..
...
....
...
..
."Bunu nasıl yapabilirsin?!" diye sordun karşında ki baban olacak adama, senin kırgın ve yüksek sesinden korkarcasına geriye bir adım atıp kollarını kendi göğsünde buluşturdu ve sertçe bakışlarını sürdürdü.
"Bunu senin iyiliğin için yaptım (S/A), geleceğin için yaptım!" dedi orta yaşını biraz geçmiş adam, kahverengi gözlerini senin gözlerinden çekmemeye kararlıydı. Yine de kızının gözlerinin bu şekilde dolduğunu ne zaman görse kalbinde büyük bir yara oluşmaya başlardı.
"İyiliğim için öyle mi?!" dedin, artık kendine hakim olamıyordun ve sesin iyice çatlamaya başlamıştı.
"Geleceğim olacak adamı benim yanımdan sürgün ettin sen!"
Dudaklarını sinirden ısırmamak için zor duruyordun.
"Gerçekten iyiliğimi düşünseydin benim mutlu olmama izin verirdin! Gerçekten benim güldüğümü görmek isteseydin onu buradan kilometrelerce uzak kalacağı, uzun süre gelemeyeceği bir göreve göndermek ve ilişkimizin ortasına deve misali oturmak yerine onunla birlikte olmama izin verirdin!" dedin göz yaşlarını tutamayarak.
Öylesine kızgındın ki babana, neredeyse bir Stark olmaya utanacak kadar.
"Senden neredeyse bir asır büyük bir adam (S/A) ve neredeyse her gün ölümcül işlerle uğraşan bir adamla ilişkine izin verseydim ne olurdu düşünsene?" diye sordu baban yüzüne tükürürcesine. Kendisini haklı çıkarmak için oldukça zorluyordu sınırları.
"Aynısını sen de yapmıyor muydun bir zamanlar?" dedin, onun su üstünde yağ gibi yüzeye çıkmasına izin vermeyecektin.
"İkisi farklı konular sakın bunu karıştırma." dedi hafif tehditkar bir biçimde.
"Bir çok tehlike karşısında tehdit altında kalırdın. Bunları seni önemsediğim için yaptım. Bu aileyi korumak için çok uğraştım ve sevdiğim bir insanı daha kaybedemem." dedi baban, elini yavaşça saçında gezdirdi ardından.
Anneni dört yıl önce, babanın çok önceden çıktığı ve bitiremediği bir görevin o zamanlarda tekrar gün yüzüne çıkmasıyla, kaybetmiştiniz.
Onu her gün çok özlüyordunuz ve o günden beri baban sana, aslında neredeyse tüm çevresindekilere karşı çok korumacı olmuştu.
Ve annenin ölüm haberini aldığınız o gün, kendisine ve Tanrı'ya söz vermişti, seni ne pahasına olursa olsun tüm kalbiyle sevip koruyacaktı.
Kendisi için bu mutluluğuna karşı olsa bile demekti sanırım.
Yine de bu kadar korumacı olmasını istemiyordun. Hayatını rahatça yaşamak istiyordun. Zaten bir Stark olmanın getirisi ve sorumluluğu oldukça büyüktü, bir de herkesin senden başarılı olmasını beklemesi... Her dışarıya çıktığında yanında en az 2 tane korumayla gezmek...
Ve en önemlilerinden biri de tüm benliğinle arzuladığın, gözünü her kapattığında önünde canlanan, her adını duyduğunda kalbinin daha hızlı çarptığını hissettiğin adam ile beraber olamaman..
Bunların içinde en kötü olan durum da, babanın sevdiğin adamı geri dönüşü olamayabilecek bir yola sürüklemesiydi.
Buna daha fazla katlanabileceğini zannetmiyordun.
"Beni sevdiğini ve kaybetmek istemediğini söylüyorsun.." dedin sessizce, "Ama bunun için yaptığın tek şey beni kendinden daha fazla uzaklaştırmak.." dedin, artık çıkmıyordu kelimeler ağzından.
"Neredeyse canımdan bile çok gördüğüm insanı, Steven'ı görev namına o iğrenç yere gönderdiğinde beni kaybettin zaten baba.." dedin göz yaşlarının akmasına izin veriyordun birer birer.
Babanın yüzünde ki ifade aklından silinmeyecek bir şekilde zihninde yerini almıştı bile. Seni bu kadar kıracağını hiç düşünmemiştin. Kendi öz baban, her zaman senin yanında olan insan, her şeye beraber göğüs gerdiğiniz adam...
Senin arkandan bu şekilde bir oyun oynaması, aklının ucundan bile geçiremediğin bir düşünceydi.
Babanın yıkılmış silüetine bir bakış daha attın ve mutfak tezgahının üzerine bıraktığın çantayı hızlıca alarak evden dışarıya fırladın.
Bundan sonra ne yapacağını bilmiyordun, ama karışık aklının şu an emin olduğu tek bir şey varsa, o da kalbinin ait olduğu kişiyi bulmaya çalışmaktı.
Çantandan hızlıca araba anahtarlarını çıkarttın ve sana babandan on sekizinci yaş günü hediyesi olan 1967 model siyah renkte olan Chevrolet Impalana bindin.
Arabanın içinde babanın koyduğuna yemin edebileceğin ve seninde yerini çok iyi bildiğin gps veri alıcıyı sökerek sürücü koltuğunda yerini aldın.
Gözyaşlarını uzaklaştırdın yüzünden ve arabanın dışından babanın seni çağırma seslerini, adını haykırışlarını bir kenara bırakarak o evden tüm gücünle uzaklaştın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙖𝙧𝙫𝙚𝙡×𝙍𝙚𝙖𝙙𝙚𝙧 ~𝙄𝙢𝙖𝙜𝙞𝙣𝙚~
FanfictionMarvel Evrenindeki karakterlerin özel hayatlarına dahil olmak, onlarla beraber suikast düzenlemek, görevlere çıkmak, gezegenleri hatta evreni kurtarmak, arkadaşlıklar geliştirmek, ilişkiler kurmak istiyorsanız; doğru adrese vardınız. Marvel Characte...