𝙈𝙖𝙧𝙫𝙚𝙡×𝙍𝙚𝙖𝙙𝙚𝙧 ~𝙄𝙢𝙖𝙜𝙞𝙣𝙚~

Lost in Love ◇ Steven Grant Rogers Part 1

Yazar Notu: Bölümleri editlerken bu fotoğrafa tekrar baktım ve bu adamın peşini bırakmayacağıma bir kere daha emin oldum.
.
..
...
....
...
..
.
..
...
....
...
..
.

Yenilmezlerin yeni üyesisin ve Steve'e karşı bir süredir duygu besliyorsun. Ama senin yaşlı adam önündekini göremiyor. Bucky ile de yakın arkadaşlarsınız.

Antrenman odasına doğru ilerlerken Bucky seni görüp yanına geliyor.

"Hey S/A yardıma ihtiyacın var mı ?" diye soruyor Bucky. Bir süredir keyifsiz olduğunun farkında ama neden olduğunu kestiremiyor. Bu arada Steve görevdedir ve bir süredir onu göremediğin için üzülüyorsundur.

"Sence yardıma ihtiyacı olan biri gibi mi görünüyorum ?" diye soruyorsun. Zaten Steve'e olan duyguların seni içerden yiyip bitiriyor. Bir de bu şekilde saçma bir soru sorması seni delirtmek üzere.

"Hey hey ben yanlış bir şey yapmadım. Hem sen o günlerden birinde misin ? "

Bucky bunu rahatça sorabilmesine artık şaşırmıyorsun. Nasıl olsa bütün çekilmez yanlarını gördüğünü biliyorsun.

Konuşurken antrenman odasına nasıl geldiğinizi fark etmiyorsunuz. Bucky sana centilmen bir idayla kapıyı açıyor ve yüzündeki meraklı bakışları seziyorsun.

"Sakin ol Bucky bir şeyim yok ve o günlerden birinde değilim." diyorsun ve kum torbasına yöneliyorsun. En son burada Steve'in çalıştığını fark etmen uzun süreni almıyor. Sonuçta her gün 50'den fazla kum torbası patlatan başka biri yok. Köşedeki sayıları azalmış kum torbalarının olduğu yöne doğru ilerliyorsun ve bir tanesini alıp askıya takıyorsun. Kum torbasını taşımak sana ağır gelmiyor. Senin vücudunda da süper asker serumuna benzer maddeden var.

Süper Asker serumunu düşündüğünde Steve aklına geliyor ve daha da gerginleşiyorsun.

"Neden önündekini göremiyor ki ?"
Bucky bir anda böyle bir soru sormana haliyle şaşırıyor;

"Ne ? Kimden bahsediyorsun ?" diyerek seni soru silsilesine maruz bırakıyor. Meraklı gözleri ile karşında durup cevap bekliyor.

Aklından geçirdiğin şeyleri dışarıya söylediğini fark ediyorsun. Daha dikkatli olmazsan Bucky'nin anlayacağından korkuyorsun ve geçiştirmeye çalışıyorsun konuyu.

"Ben, şey yani... Hiç kimseden bahsetmiyorum. Hem birinden bahsetsem bile umrunda olur muydu ?" bunu dedikten sonra kum torbasına yumruklarını geçirmeye başlıyorsun.

Tabi ki umrunda olurdu. Kaç yıldır arkadaşsınız ve Bucky senin ondan sır saklamanı sevmiyor. Sana dönüp yumuşak bir sesle;

"Tabi ki umrumda olur S/A. Şimdi anlat bakalım kimden bahsediyorsun."

Kum torbasını yumruklamayı bırakıyorsun. Anlatıp anlatmamak arasında kalıyorsun ama sonuçta o senin en yakın arkadaşın ondan sır saklayamayacağını biliyorsun.

"Pekala söyleyeceğim. Ama tek bir kişiye bile söylersen yumrukladığım kum torbası yerine sen olursun." Bunu duyan Bucky gülmeye başladı.