/GH/ - 7 - Final

38 3 3
                                    

"Tek çıkış yolu buydu."

Yazdığı kelimeleri son kez okuyorum. 3 hafta öncesine ait bu kağıt defalarca okunmaktan yıllar öncesine ait gibi duruyor. Benden başka kimseye not bırakmadığı için onu seven herkes benden nefret ediyor. Polis uzunca bir süre intihar sebebini araştırdı. Somut bir delil bulamıyorlar ve açıkcası rüyasında birini öldürdüğünü gördüğü için intihar etmesi de kimseye mantıklı gelmiyor. Ama bilmedikleri birkaç şey biliyorum. Polis bırakılan notu inceledi ve bir anlam veremedi. Onu benim kadar tanımıyorlardı ve işin aslını asla bilmeyecekler. 

Ondan çaresizce geleceği hatırlamasını istemiştim. Ama bu mümkün değildi. O an için bana mümkün geliyordu ve Isak "lanetim" dediği bu şeyden kimseye bahsetmemişti. Ara sıra bana bahsederdi ve ona inanmaz, yakınlarının peş peşe ölmesinin psikolojisinde bu tarz bir etki yaptığını düşünürdüm. Ama sıra bana geldiğinde ve onu bu kadar korkarken gördüğümde ben de inanmaya başlamıştım. Yine de bazı parçalar oturmuyordu. 

Öldüğü günü hatırlıyorum. Gözünden akan yaşları da. Bana söylediği garip şeyleri de hatırlıyorum. 

"Çocukken oynadığımız dedektiflik oyununu hatırlıyor musun, Even?" demişti. "En sevdiğim kalemimi ve sihirli ışığı? Hiçbir gerçek ışığımızın sihrinden kurtulamazdı değil mi?" Göz yaşlarını tutamıyordu ve sesi de titriyordu. Burada bana söylemek istediklerini çok sonradan fark edecektim. "Hiçbir gerçek sonsuza dek gizli kalmazdı."

O gün eve dönmüştüm. Ertesi sabah uyandığımda onun ölüm haberini alacağımı bilseydim dönmezdim. Tek çıkış yolunun bu olduğunu söylüyordu, ona inanmak istemiyordum. Her zaman bir yolu olmalıydı. Ve bıraktığı not elime ulaştığında polis için hiçbir anlam ifade etmeyen bu kelimeler benim gözümde her şeyin çözümü olmuştu. Yazdığı anlamsız yazılar ve bana söylediği son sözleri... Artık hepsi anlamlıydı.

" Sevgili Even,

Birkaç saattir aynı şarkıyı söylüyorum. Gözyaşlarımla yazıyorum. İtirafımı hatırlıyor musun? Geleceği hatırlıyor musun? Rüyalarımın rüya olduğundan emin değilim. Geceleri uyumuyorum. Hiç uyuyor muyum? Sen uyumamalısın. Buna izin veremem. Ona izin veremem. Sana zarar veremez. Birkaç saattir aynı şarkıyı dinliyorum. Müziği duyuyor musun? Bunu hak ediyorum. Gerçekleri senin için arkada bıraktım. Bilmeyi hak ediyorsun. Beni düşünme. 

Geriye kalan tek şey biziz.

Tek çıkış yolu bu."

Yazdıkları kimse için bir anlam ifade etmemişti ama onlar için değildi. Anlaması gereken tek kişi bendim ve evet, Isak amacına ulaşmıştı. Ona daha öncesinde inanmadığım gibi güvenmemeliydim de. Ama o her zaman bana güvenmişti. Anlatmaya çalıştıklarını anlasam da görmezden geleceğime güvenirdi. Zehirli bir duyguya kapılmıştım ve isteklerini farkında olmadan yerine getiriyor, onu görmezden geliyordum. Sıra bana gelene kadar. Ama benim sıram geldiğinde o benden önce davranmıştı.

Eğer yaşıyor olsaydı bugün ben ölüyor olacaktım. 

Sihirli ışık. Bahsettiği şey buydu. Gerçeği arkada bırakmak... En sevdiği kalem ve çocukken oynadığımız oyunlar. Hatırlıyordum. Tüm hayatım boyunca etrafımda olan bu çocuğun hayatımda bıraktığı her saniyeyi hatırlıyordum. Işık saçan gülümsemesiyle kapattığı karanlık tarafını da hatırlıyordum. Belki de haklıydı, tek yolu buydu.

Bana bıraktığı son, çok da zekice hazırlanmamış dedektiflik oyununu çözmem de fazla zamanımı almamıştı. Sadece öğrenecek cesareti kendimde bulmam uzun sürmüştü. Yıllardır görmezden geldiğim ve inanmamak için tüm gücümü harcadığım gerçeklere hazır mıydım? 

Mor ışık bulmam gerekmişti. Isak ile küçükken oynadığımız oyun buydu. Birbirimize görünmez kalemle notlar bırakır ve "sihirli ışığımız" ile de onları okurduk. Bıraktığı notun arkasını çevirdiğimde ise görmeyi beklediğim şeyle karşılaştım. Benim için gerçekleri arkaya bırakmıştı...

"Sana bunları açık açık anlatmamın üstünde bırakacağı yükü tahmin bile edemiyorum ama itiraf etmeden ölmemeliyim. Hiçbiri rüya değildi. Annemin ölümünden bir hafta önce o gece o planı yapan bendim. Sadece inanmak istemiyordum. Aslında ben olduğumu söylemek haksızlık olurdu çünkü o bilincin sahibi ben değildim. Geceleri kontrolü elimden alan ve sevdiklerime zarar vermek için planlar kuran birini zihnimde barındırıyordum. Yardıma ihtiyacım vardı ama bana izin vermiyordu. Ona teslim olmaktan başka seçeneğim kalmamıştı. Onun varlığını tek fark eden sendin ama görmezden geliyordun. Babamın kuzeninin kalp krizi geçirmesine sebep olan ilaçları ona veren de bendim, doğumda gerçekleşen ölüme sebep olan ilaçları veren de. Artık çok ileri gidiyordu ama bir sabah uyandığımda ve hatırladığım tek şey bir ay sonra senin kusursuz ölümünün planı olduğunda... Buna sessiz kalamazdım. Sana söylemeye çalıştım ama bana inanmayı seçtin. Mantığını bir kenara bırakıp bana güvendin. Güvenmen gereken son kişiydim.

Ama şimdi bitti. Artık kimseye zarar veremeyecek. Artık sana zarar veremeyecek.

Tek çıkış yolu bu." 

-SON-


Selamlar..

Bu kitaba 2017de başladım ve planladığım son neydi kafamda işin en başında neler vardı yemin ederim hatırlamıyorum.

Bu sonu hak ettiği düşündüm. 4 yılın sonunda en azından ona bir son vermeliydim...

Artık wattpad'e geri döndüm ve muhtemelen daha fazla yazacağım. Bu kitap evet bitti ama her zaman daha fazlası var :)

-Aria

GELECEĞİ HATIRLA // Evak (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin