Yeni bir güne daha merhaba. Gözlerimi açtığım da tavanımla karşılaştım..
Mutfaktan sesler geliyordu, demek benim biricik arkadaşım kahvaltı hazırlamış. Yataktan kalkarak banyo ya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Masaya göz gezdirdiğimde sadece kuş sütü eksikti. "Bir şey diyeyim mi İrem?" diyerek pohpohlamaya başladım. "Dinliyorum." "Sen evde kalmazsın Valla. Seni alan yaşadı. " İrem küçük bir kahkaha attı ardından kapı çalmaya başladı "birini mi bekliyorduk İrem?" "Kıvanç'ı çağırdım o gelmiştir " kapıya doğru koşup sağ elimle kapı kolunu açtım "Günaydın Kıvanç. " "Sana da." o sıra Meriç'in de kapısı açıldı "Kızım çekilsene yolumdan." ben daha ağzımı bile açmadan Kıvanç eliyle kafamı itip geçti. "Hayvan!" Meriç'e bakış attıktan sonra kapıyı kapatıp içeri girdim...🍁🍃🍁
Kahvaltıyı yaptıktan sonra Kıvanç ve İrem'i uğurladım. Bugün çok heyecanlıyım Ay peri gelecek. İki günlüğüne hem de. Hızla dolabıma ilerleyip içinden lacivert t-shirt, altına bir kaç renk de olan çizgili pantolonumu aldım. Hızla üzerime geçirdim. Makyaj çantamın karşısına geçip dudaklarıma kırmızı ruj sürdüm. Saçlarımı doğal bıraktım...
Metrodaki bankıma oturup heyecanla Ay periyi bekledim... Ve geldi. Kafamı kaldırıp baktığım da büyüleyici gözüküyordu. Kahverengi saçları, kırmızı ruju... mükemmeldi... "Abla!" Ve o büyüleyici sesi. Allah'ım göz yaşlarıma engel olamıyorum. Koşarak boynuna atladım. Ona sımsıkı sarıldım. "Bir aydır görmüyorum, değişmişsin" dedim gözyaşlarımın arasında. "Abla, hala aynıyım... Seni özlemişim" "Bende seni özledim Kardeşim. Hadi eve gidelim"
...
Ay peri yirmi yaşında ben ondan iki yaş büyüğüm sadece, Ay peri benim her şeyim, tek ailem. Onu kaybedemem... Onu burada tutamam, çok tehlikeli. Çünkü babam burada. 'Baba' kelimesi ona göre değil ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Babamın adı Arslan... Arslan Poyraz. Üvey miyiz? Hayır. Reşit olunca Ay peri ve ben annemin soy adını aldık. Annem nerde mi? O... o çok uzaklarda. Cennet de... Arslan Poyraz yüzünden. Annemi işkence ederek öldürdü. Ben o zaman yedi yaşındaydım. Her şeyi gördüm, duydum. Annem "yapma! Yardım edin!" Diye çığlıklar atıyordu. Ay peri daha beş yaşında küçücük bir çocuktu. Arslan hapishaneye, Annem cennete biz ise yetimhaneye gittik. Ben on sekiz yaşıma kadar orda kaldım. Okumadım, hep çalıştım para kazandım. On sekiz olunca ev tuttum. Daha çok çalışıp daha çok para biriktirdim. Ay peri reşit oldu. Onu İsveç'e bir okula kaydını aldırdım. Orası daha güvenli. Benim yaşadığım sokak, ve babam ona çok tehlikeli. Aydan aya yanıma geliyor. İki veya üç gün kalıp geri gidiyor...
🍁🍃🍁
"Eee anlat bakalım okul nasıl gidiyor?" dedim. "Çok iyi abla. Biliyor musun sınıf birincisi oldum." "Aferin benim inek kardeşim " elimle saçını karıştırdım. "Ya abla inek demesene." gülmeye başladım, ardından tekrar konuştu. "Abla gülmesene." kendime geldikten sonra konuşmaya devam ettim. "Seni arkadaşlarımla tanıştırayım mı?" dedim. "Aa çok merak ediyorum." "şuan çalıştığım yerdeler. Oraya gitmek ister misin?" "Çok isterim. " heyecanla gülümsedi. "Hadi gidelim o zaman"...
...
"Çocuklar bu Ay peri" Kıvanç öne çıkarak, kibarca Ay perinin elini öptü. "Demek ünlü Ay peri sensin. İsmin kadar güzelmişsin küçük hanım. " Ay peri utanmış bir edayla teşekkür etti. İrem ise Ay peri 'ye sarıldı "Merhaba canım, tanıştığımıza çok memnun oldum." "Teşekkürler, bende çok memnun oldum. " Kıvanç öne atlayarak tekrar konuştu. "Ablanın bahsettiği kadar varsın kız." Ay peri utanarak bana döndü ve cümleye başladı "Benden mi bahsetti size? Ne dedi?" Sorusuna İrem cevap verdi. "Utangaç olduğunu, çok güzel, zeki ve peri gibi olduğunu söyledi. Doğru da söylemiş. " Ay peri bana sarıldı bende ona sarıldım. Kıvanç konuştu tekrar. "Prenses, istediğin ne varsa bana söyleyebilirsin, her konuda yardımcı olurum sana." İrem, Kıvanç'a çimdik attı. Bu da bir işaret Kıvanç anlamıştır. "E tabi İrem'e de anlatabilirsin... neyse, gel ben sana ablanın arabamı çalıp kaçtığını ardından benden yediği dayağı anlatayım mı?" bunu demesini beklemedim işte. Kaş göz yapıp susmasını istedim ama çenesi açıldı bir kere. Ay peri merak dolu gözlerle Kıvanç'a bakıp konuştu. "Gerçekten mi? Tabi iki isterim." iş iş den geçmişti bir kere, aldırış etmemeyi tercih ettim, ama bunun intikamını da alacağım. Kıvanç'a sinsi bakış atıp sahneye doğru ilerledim. Elime mikrofonu alıp dikkat çekmek için küçük çaplı öksürdüm. "Öncelikle herkese merhaba... Ay peri, istediğin bir şarkı var mı canım benim?" Ay peri biraz düşünüp cevap verdi. "En sevdiğim şarkı..." Kafamı onaylamak için salladım. Orkestra ya şarkıyı söyleyip yerime geçtim. Ve şarkıya başladım...