"Anne,lütfen gitme. Sana çok ihtiyacım var."
"Zorundayım. Hayat bu kadarmış."
"Anne...gitme. Sana çok ihtiyacım var...
Daha küçüktüm o zamanlar...
20 yaşımda gencecik kızdım ben...
Ama bir mafya tarafından öldürüldü annem...
Eşini iyileştiremediği için...
Benim yaşımda kızları vardı...
O da benim gibi annesiz olmuştu...
Ama...
Annem bana derdi sürekli...
"Mutlaka, herkes ölür bir gün. Bundan kaçış yok."
Onun annesi ölmüştü...
Benim de annem onun eşinin yüzünden ölmüştü...
Annem neden ölmek için bu zamanı seçmişti?
İnsanlar ölme zamanlarını seçiyor muydu acaba?
Babamı hiç görmedim.
Babasız sayılırdım. Ve şimdi de annesizdim.Anne, Tuana'nın Anlatımıyla:
Bir hasta gelmişti. Mahfolmuş haldeydi. Her yeri kandı.
Yanında tahminen mafya olmuş eşi ve kızı vardı. Mafya olan eşi çok sinirli haldeydi. Kızı ağlamaktan mahfolmuş halde, bir babasına bir annesine bakıyordu. Onu hemen sedyeden yatağa indirdik. Durumunu hemen kontrol ettikten sonra, yoğun bakıma alınmasını, ama ondan önce tomografi çekilmesini istedim. Asistanlar hemen bunu yaptılar. Benim 27 yaşındaki, Kutay asistanım... benim yanımda, hastanın refakatçilerine bilgi veriyordu.
Mafyanın tehlikesini göze alabiliyordu asistan Kutay. Cesurdu o.
Mafya, olanları duydukça daha da sinirleniyor, daha da gözleri büyüyordu. Sonunda bağırarak, "Eğer bu kadını iyileştiremezsiniz, kendinizi ölmüş bilin."
Ne diyordu bu adam? Bizi tehtid mi ediyordu? Ne yapıyordu bu adam?
Kutay adamın hakaretlerini duydukça , daha da kızgınlaşıyordu. Daha da sinirleniyordu. O asla kuralları çiğnemezdi, ama mafya yüzünden çiğniyebilirdi.
"Bakın, böyle hakaretler ederek eşinizi iyileştireceğinizi sanmayın. İnsan gibi konuşun, ve ne diyeceksiniz insan gibi diyin." dedi Kutay. Ben onu desteklemek için "Böyle hakaret ederek eşinize bir fayda sağlayamazsınız." dedim. Bu mafyayı bir yerlerden hatırlıyordum. Ama çıkaramıyordum ismini. Çıkmıyordu ismi...
Neydi bu adamın ismi?
"Ya, siz beni tanımıyorsunuz demek. Bakın, ben bilindik mafyalardanım. Sizi istesem şurada 'tak' diye vurup öldürürüm. Ayağınızı denk alın. Ben Mesut ATALAY. Sizinle işim çok olacak."
" Ne diyon lan sen şerefsiz? " diye atıldı Kutay Mesut'a. Mesut tam silahını çıkarıp Kutay'ı vuracak iken, kızı Azra çıktı.
" Baba, bu adamı vurma. Bu adam benle sevgili olursa, vurma."
Kutay birden Azra'ya baktı. Tuhaf gözlerle ona bakıyordu.
Mesut, tuhaf bir şekilde Kutay'a bakıyordu. Sonunda ağzını açıp "Tamam kabul. Kutay, bundan sonra benim kızımın kontrolü altındasın. Eğer kızımı üzersen, kendini ölmüş bil. Kızım senin gibi doktorluk okuyor bu arada. İstanbul Üniversitesinde. Ona yardımcı olursun. " dedi. Bunları diyince şok oldum, çünkü benim kızım Ulya orada okuyordu.
" Bunu kimse bilmeyecek. Hadi şimdi gidin vakit geçirin. " dedi ve siyah arabasına binip çekip gitti.
Azra , Kutay'a etkileyici gözlerle bakıyordu. Kutay Azra'ya "Hocamla bişey söylememe izin verirsin herhalde." dedi ve bana doğru yaklaştı. Beni kantinin oraya götürdü.
" Hocam, ne yapacağız? Yardım edin bana. Hem benim fikrimi bile sormadılar."
"Kutay sana zaten fikrini sormazlar. Sen bu kızla ilişkini devam ettir, gerisini düşünürüz. "
" Hocam, siz? Size daha hiç birşey demedi adam. "
" Kutay, git Azra ile annesinin yanına onu kontrol et. Artık o kadın bizim 1. dereceden önemli olan hastamız."
" Peki hocam, siz nasıl isterseniz." dedi ve gitti Kutay. Ben hâlâ kızımı düşünüyordum. Ulya bana anlatmasa da o adam sırf kızı yüzünden arkadaşlarına ne yapmış olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya ve Doktor
RomanceHerşey masal gibiydi, ama mutlu sonla bitmedi... Kitap kapağı tasarımcısı: @matmaxelhanim 'a aittir. Kendisine çok teşekkür ederim.😀💫