8. BÖLÜM ~ESKİ ZAMANLAR 3~

742 39 2
                                    

~Azra Atalay~
Ulya'nın annesini vurduktan sonra hemen kaçtık. Babam hemen bazı arkadaşlarını aradı. Ulya'yı adamlarımız almışlardı. Sonra gitmişlerdi. Annemin ölümü, babamı derinden sarsmıştı.
Onların evlilikleri çok zor olmuştu. Babamı annemin ailesi istememişti...

~Mesut Atalay'ın Hikayesi~
~27 sene önce~
Birbirlerini gördüğü zamanda hemen birnirlerine vurulmuşlardı. Mesut Atalay, okulda "mafyanın çocuğu" olarak tanınıyordu. Kimse onu sevmez, ancak aşık olduğu kız vardı Yaşam.
O da onu seviyordu. Yaşam'da Mesut'a deliler gibi aşıktı. Birbirlerini çok seviyorlardı. Bir süre böyle kaldıpar. Ancak okul voleybol maçında...
Kimse onu takıma almak istemedi. Ama Mesut voleybola ilgisi olduğu için katılmak istemiyordu...Yaşam olduğu için karşı takımda...o yüzden katılmak istiyordu.
Sonunda öğretmeni Mesut'u da takıma alınca Yaşam'a bir adım daha yaklaştığını farketti. Gittikçe ona yaklaşıyordu...
Mesut gerçekten Yaşam için, voleybola çok çalışmıştı. Voleybolu adı gibi ezberlemişti. Sırf onun için...
Maçları yenmişlerdi. Mesut'un sayesinde. Artık Mesut, biraz sosyalleşebilmeyi becermişti.
Final maçında Yaşam'ın sınıfı vardı.
Sonunda set sayıları 1-1 olmuştu. Sayı 25-26 idi. Yaşamların takımı öndeydi. Yaşam set atışı yapacaktı. Öyle sert attı ki, Mesut'un bölgesine girdi. Mesut bunu kurtarabilirdi. Ancak kurtarmadı. Ve onlar kazandı. Arkadaşları ona o kadar sinirliydiki sınıfın en egolu erkeği Ozan Mesut'a saldırdı. Saldırırken Yaşam, Mesut'a çok hüzünlü bir şekilde bakıyordu. Onları çok zor ayırdılar. Mesut erkekler tuvaletine öğretmeniyle gittiği zaman öğretmeni Mesut'a sinirli bir şekilde bakıyordu.
Öğretmeni birden ona bağırmaya başladı.
"Sen ne bitik birisin! Eğer o topu kurtarabilseydin, şimdi biz kazanırdık." dedi ve gitti.
Mesut çok üzülmüştü. Sırf o topa Yaşamların takımı kazansın diye vurmamıştı.
Dışarı çıktı. Sınıfındaki herkes ona kötü duygularla bakıyordu. Hatta birkaç kız gelip ona köşeye sıkıştırdı. Bir tane iri yarı kız vardı aralarında.
İri yarı kız Mesut'u sıkıca tutmuş. Diğer kızlarda onun karşısında duruyorlardı.
"Senin yüzünden okulda popürlerliğimiz gitti. Seni pis herif! Sen ne bitiksin! Bi-tik. Hahahah! Bi-tik." diyip, Mesut'a tokat attı. Öğretmenler bunu görse bile, hiçbir şey demedi. Aslında kızların devam etmelerini istiyorlardı.
Sonra bir ses duyuldu.
"Ne yapıyorsunuz siz?" diyen bir ses. Yaşam'ın sesiydi bu. Mesut hemen ona umutla baktı. Sonra kızlar Yaşam'a yürümeye başladı.
"Ya, sen onu mu koruyorsun?" dedi Mesut'a vuran kız. Adı Ecem'di ve kendini birşey sanıyordu.
"Ona öyle birşey yapmaya hakkın yok Ecem." dedi Yaşam. İri yarı kız onu tuttu ve sıkmaya başladı. Ecem, bu sefer onun saçını yoluyordu.
"Ne yapıyorsun sen?" dedi Mesut. Ecem'e sert bir tokat patlattı. Sonrada ardından bir yumruk. Ecem ağlamaya başlayınca kızlar gitti. Ve kesin öğretmenlerine gidiyorlardı.
"Beni kurtardığın için teşekkürler Mesut. Ecem'e ders oldu." dedi Yaşam utangaçlıkla.
"Sorun değil."
"Ama, kurula gidebilirsin. Okuldan atılabilirsin. Artık herkes beni böyle tanıyacağı için benden de nefret edecekler. Senden neden nefret ediyorlar ki?" dedi sonra Yaşam. Biraz utanmıştı Mesut. Çünkü Yaşam'a kendisini mafya çocuğu olarak tanıtırsa olmazdı. Am gerçekleri söylemeliydi. En başından yalan söylerse, sonrasında çok kötü olurdu.
"Mafya çocuğuyum diye bana böyle davranıyorlar." dedi hızlıca Mesut. Gözlerini kapamış, Yaşam'ın tepkisini bekliyordu.
"Ama bu harika birşey , neden böyle yapıyorlar ki sana?" dedi Yaşam. Mesut ise şaşırmıştı. Bir süre böyle kaldılar.
"Yani, hiç iğrenmedin mi benden? Herkes mafya çocuğuyum diye benden iğrenir."
"Bu çok havalı. Hem sen öyle bilindik mafya çocuklarından değilsin. Karizmatik, kendini birşey sanan...sen kendinsin. En güzel şey bu. Kendin olmak..." diyince Mesut Yaşam'ın boynuna atladı. Yaşam'da büyük bir şoktaydı. Sonra Yaşam'da ona sarıldı. Sonra gülümsediler birbirlerine. Çünkü ikiside birbirlerini çok seviyorlardı.
Bunlar daha ortaokul 6. sınıf iken olmuştu. Sonra Mesut kurula gitti. Ceza aldı. Okuldan 5 gün uzaklaştırma. Ancak Yaşam'a malikanelerinin adresini vermişti. Yaşam'da her okuldan çıktığı zaman oraya gidiyor, eve geç kaldığı için ailesinden azar işitiyordu.
Annesi Kübra hanım, bir terzi idi. Kendi dükkanları vardı. Oraya hergün gidiyordu. Disiplinli bir kadındı ancak ara sıra kızı Yaşam için çılgın anneye dönerdi.
Babası Ekrem bey, o da bir şirkette pazarlama müdürü olarak çalışırdı. Ekrem bey kızının istediğini hep yapardı.
Onu çok severdi.
Yaşam'ın bir kız kardeşi vardı. Afra. Yaşam'dan sadece 1 yaş küçük idi. Ancak çok ispikçiydi. Yaşam'ın küçük bir hatasını yakalarsa hemen onu ya annesine, ya da babasına söylüyordu. Yaşam'da Afra'dan bu yüzden nefret ediyordu.
Bir gün Yaşam yine malikaneye gitti. Mesut'u odasında kapandığını görünce Ecem'e sayısızca içinden küfür etti.
"Mesut, ben geldim. İyi misin?" dedi Yaşam. Ama Mesut onu umursamadı. Camın kenarında oturuyor dışarıya bakıyordu.
"İyi değilim." dedi ve yine sustu. Yaşam sinirlenmeye başlamıştı.
"İyi değilsen, ben gidiyorum." dedi ve Yaşam gitti. Mesut'u bugün anlamamıştı. Annesi şaşırdı.
"Hayret, bugün erken gelmezsin Yaşam. Hayrola?"
"Off, sanane?"
"Yaşam! Düzgün konuş benimle! Annenim ben senin!" dedi annesi.
Sonra Afra birden çıkageldi.
"Artık babama hesap verirsin." dedi Afra. Sonra Yaşam Afra'ya daldı. Saçını yoluyordu. Annesi sinirlenmişti. İkisinede dayak atıp:
"Hemen odanıza gidin! Hem birisi annesiyle doğru düzgün konuşmaz, diğeride ispikçi!" diye bağırdı. Sonra işlerine döndü. Afra'da sinirlenip odasına gitti. Yaşam'da odasına gidip ödevlerini yapmaya başladı. Afra birden çıkageldi. Yaşam'a pis bir şekilde bakıyordu.
"Yaşam, benim istediklerimi yap; babama neden geç kaldığını söylemeyim." dedi Afra. Yaşam birden afalladı. Afra nereden biliyordu ?
"Neden geç kalıyor muşum? "
"Ecem benim kankam Yaşam. Ondan öğrendim." dediği anda Yaşam sinirle ayağa kalktı. Afra'ya yine dalmak istedi. Ama Afra herşeyi söylerdi.
"İyi tamam. Ne istersin? "
"Ödevlerimi sen yapacaksın, ve tüm harçlığın bende."
"Yemek Afra? Aç mı kalacağım ben?"
"Onu bilmem. Mesut'undan halledersin onu." diyince Afra, Yaşam dahada sinirlenmişti.
"Bak Afra, eğer bana bunları yaptırtıp, herşeyi söylersen...seni gerçekten hayattan men ederim!"
"Peki Yaşam. Sen dediklerimi yap sadece." diyip odadan çıktı. Yaşam çok sinirliydi.
Yaşam birkaç ay boyunca böyle yaptı. Sonunda bitti. Afra aynı zamanda burs kazanmıştı. Kısa bir süre sonra yatılı okula gitmişti. Sonrada Yaşam ile Mesut barışmışlardı.
~7 sene sonra~
Mesut ile Yaşam artık birer çiftti. Birbirlerine deli gibi aşıktılar. Hergün beraber vakit geçirirlerdi. Yaşam sözel bölümdeydi. Mesut babasının mafya işleriyle uğraşacağı için okulu ortaokul sonda bırakmıştı.
Ailesi bu ilişkiyi biliyordu. Ama memnun değildi Yaşam'ın ailesi. Bir mafya ile dünür olmak istemiyorlardı. Yaşam derslerine sık çalışıyor, diye bunu belli etmezlerdi. Birgün Yaşam, Mesut'a giderken Ecem'i gördü. Eski tipindeydi. Hiç değişmemişti. Ama ağlıyordu.
"Ecem, merhaba. "
"Merhaba Yaşam. O Mesut'un babası tam bir canavar!" diyip ağlarken koşa koşa uzaklaştı. Yaşam, hızlıca malikaneye gitti. Mesut'un odasına sinirli bir şekilde gitti.
"Mesut, kendine gelsene bir sen!"
"Yaşam, ne oldu?"
"Sen çok farklıydın. Şimdi çok değiştin. İnsan mı dövüyorsun sen şimdi? Sen Ecem'in bir tanıdığını neden dövdün? "
"Borcunu vermemiş..."
"Gittikçe kendini birşey sanan mafya oğluna dönüşüyorsun! " dedi Yaşam ve hızlıca gitti. Sinirliydi, ağlıyordu. Ne olmuştu Mesut'a? Neden değişmişti?
Hızlıca eve gitti. Afra gelmişti. Afra, artık eskisi kadar ispikçi değildi. Güzel bir genç kız olmuştu. Ancak o da ablasının Mesut ile olduğundan rahatsızdı.
"Abla, sen sinirli misin?"
"Nasıl görünüyorum Afra?!"
"Tamam, ne oldu bana anlat." dedi Afra. Afra eskisi kadar gıcık olmadığı için Yaşam ona güveniyordu. Elbette ki herşeyi anlattı ona.
"Abla, herkes değişir. Sen bunu durduramazsın. Ne yap ne et, o Mesut abinin çocukluk haliydi. Mesut abi çocukluk özlelliklerini hâlâ taşıyabilir mi karakterinde?"
"Ama ben onun öyle olmasını istemiyorum. O eskiden daha iyiydi. Şimdi çok değişti Afra. İnan ki Afra, sen benim yerimde olsan bunu çok iyi anlardın."
"Abla, farkındayım. Biliyorum. Bende olsam, senin hissettiklerini hissederdim."
"Tamam Afra, dışarı çıkalım."
"İstersen malikaneye git, Mesut ile konuş."
"Sende gel Afra. Sensiz yapamam."
"Tamam abla. Dur üstüme tişort giyeyim." dedi Afra.
Sonra malikaneye gittiler. Yaşam Mesut'un kapısının önündeyken Afra'ya:
"Sen gez." dedi ve odaya girdi. Afra ise gezmeye başladı.
Birden bir adam Afra'ya yaklaştı. Sonra onu tecavüz etmeye başladı. Issız bir yerdeydiler. Adam Afra'yı dövdü sonra. Kaçıp gitti. Afra hemen bir adama bu durumu anlattı. Ama adam bu duruma inanmadı. Afra'da Mesut'tan hep nefret etti. Artık unutamayacağı bir korkusu vardı. Ablasını Mesut'un odasının önünde beklemeye başladı. Sonrada Yaşam mutlulukla çıktı.
"O adam pisliğin teki! Onla asla olma Yaşam!" dedi ve hızlıca yürümeye başladı. Yaşam, Afra'ya yetişmeye çalışıyordu.
"Afra, ne oldu?" diyince Yaşam, Afra afalladı. O olayı kimseye anlatmak istemiyordu. Olay kendisinde sır olarak kalmalıydı.
"O adam pis bir şerefsiz!"
"Ne oldu Afra, söylesene bi ya!"
"Şimdi desem inanır mısın? Adamlarından biri beni tecavüz etti! Sonra kaçıp gitti!"
"Offf, bu muydu? Böyle birşey olamaz?"
"Senden ve o pis şerefsizden nefret ediyorum!" dedi ve Afra hızlıca gitti.
Bir daha konuşmayacaklardı. Artık hayatta nefret ettiği iki kişi vardı:
Yaşam ve Mesut.
Mesut bazen onların evine geliyordu. Evlerinin önünde siyah arabalar ve cipler olunca rahatsız oluyordu.

~4 Sene Sonra
Yaşam üniversiteden mezun olmuştu. Ancak iş bulamamıştı. Bu durumdan şikayetçiydi. Afra'da tıpta okuyordu. Uzak bir şehirde. Ara sıra görüşüyorlardı. Ama pek konuşmuyorlardı.
Yaşam bir gün yine Mesut'un yanına gitti. Mesut ona orada çok romantik bir şekilde evlenme teklifi etmişti. Yaşam ise mutluluklar içinde kabul etmişti.
Yaşam eve mutlulukla geldi.
"Anne anneeeeeeeee!"
"Ya ne oldu Yaşam?"
"Mesut bana evlenme teklifi etti."
"Neeee?"
"Ne neeesi? Etti işte!"
"Ya iş bulacağına evleniyorsun değil mi? Senin Allah bin belanı vermiyee!"
"Anne ne oldu ya? Sevinmedin mi?"
"Nasıl sevineeeeyimmm?"
"Anne sen zaten Mesut'la ilşkimi biliyorsun."
" Ben herşeyi biliyordum ama, o çocuğu sevmiyordum."
"Beni isteyecekler anne." diyince annesi sinirden deliye döndü. Babası gelip onu zor sakinleştirdi.
Babası da Yaşam nedeniyle sinirliydi. Afra'da olanları duyunca Yaşam'dan ve Mesut'tan iyice nefret etmişti.
İstemeye geldikleri zaman, siyah takım elbiseli adamlar, birkaç yaşlı kadın ve adam ve muhtemelende Mesut'un annesi ve babası olan güzel kıyafetle gelmiş 2 kişi.
İlk önce sessizlik oldu. Kübra hanım, Yaşam'ın konuşmasına izin vermedi. Mesut ile özellikle.
İstemeye gelince zaten soģuk soğuk konuşuluyordu...soğuk soğuk Yaşam Mesut'a istendi. Ama kabul etmedi ailesi. Yaşam büyük bir şoka girdi. Afra ise sevinmişti. Sonrada gittiler. Yaşam büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.
Akşam olduğu zaman birisi penceresine taş attı. Ama kimse duymadı.
"Mesut ne yapıyorsun?"
"Yaşam, lütfen benimle ol. Beni seviyor musun?" dedi Mesut. Yaşam tabikide bunun cevabını biliyordu. Ama aklında Mesut ile olmak için bir tek planı vardı.
"Evet, ve seninle olmam için tek birşey yapmalıyım."
"Ne o?"
"Kaçmalıyım, gidelim buralardan. "
Yaşam hemen büyük sırt çantasını aldı. İçine kıyafetlerini koydu. Sonrada Afra ile çekilmiş fotoğrafını...montunu aldı. Son kez evinde baktı. Hemen aşağıya inip Mesut'un arabasına bindi.
Sabah ise annesi kalp krizinden öldü. Üzüntüdendi.
Afra daha da sinirlenmişti. Yaşam'dan ve Mesut'tan daha daha nefret etmişti. Sonra Yaşam Mesut ile yıldırım nikahı ile evlenmiştı. Birkaç ay sonra Yaşam Azra'ya hamile kalmıştı.

~Ulya'nın Annesinin Öldürüldüğü Andan 7 saat Sonra~
Afra onları bulmuştu. Ancak Yaşam'ın ölüm haberini alınca Mesut'ta olan nefteti maksimum seviyeye gelmişti.
Ancak Tuana hanım yaşıyordu. Onu serumla sessizleştiriyorlardı. Afra tesadüfen o odaya geldi. Tuana hanım Afra'ya herşeyi zorlukla anlatmıştı. Afra hanım ise artık bu kadını ve kızını kurtarmak için kendine söz vermişti.

Mafya ve DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin