Hızlıca elimdeki kağıda göre sınıfımı bulmaya çalışıyordum.geç kaldığım yetmezmiş gibi bir de sınıfı bulamıyordum.
Her der için farklı sınıflar vardı. Sınıflar 9A1, 9A2.9A3...9B1 şeklinde gidiyordu.ve bu fazlasıyla kafa karıştırıcıydı.
Sonunda 9C7 sınıfını bulduğumda elimdeki kitaplarla birlikte sınıfa daldım.
Estayı gördüğü yerde boğabilirdim. Dün birini gönderdiği için şaşırmıştım,ama şimdi anlıyordum.Bu lanet yer çok büyüktü.
Sınıfta ders anlatmakta olan hocayla göz göze geldiğimizde,gülümseyerek ilerledim.
Sanırım hoca dersi İngilizce anlatıyordu. "sen yeni öğrenci olmalısın."dedi ve yaklaşıp elini uzattı.
"ben temel matematik dersinize giriyorum bana bayan Polaris,diyebilirsin."sevecen bir kadına benziyordu.Elini sıkarak bende kendimi tanıtım."ben eva jones."dediğimde gülümseyerek elimi sıktı.kaşlarını yukarıya kaldırarak,"okulumuza hoş geldin jones,kendini daha açık tanıtır mısın rica etsem?"dedi. kibar bir kadındı. Fazlasıyla.
"dediğim gibi ismim Eva jones. annem İngiliz,babam Kosta rikalı. Annem on iki yaşımda vefat etti.
O zamandan beri Kosta rikada yaşıyorum."diyerek konuşmamı bitirdim.Kadın memnuniyetle kafasını salladı."sen boş bir yere geç,bende sana biraz kendi dersimin önemli kurallarından bahsedeyim."dedi ve beni ileri yönlendirdi. Sınıfa estayı görünce kötü bir bakış atarak,cam kenarındaki üçüncü sıraya oturdum. Sıralar tekliydi. Çekmek zorunda olacağım bir sıra arkadaşı problemim olmaması iyiydi.
Sıraya yerleşip,kadını dinlemeye başladım. "derste telefon yasak. Normal olarak. Teknelonojik alet olarak okulun verdiği laptopları kullanıyoruz. Kısa sürede okul kıyafetlerin ile birlikte olmak üzere sana verileceğini umuyorum."dediğinde somurttum..
Okul kıyafeti olmasa daha mutlu olabilirdi.ama kızlarda gördüğüm kadarıyla güzel bir üniformamız vardı.kendimi anaokulunda hissetmeme sebep oluyordu.
"ve derslerde İspanyolca yada başka bir dil kullanmak katiyen yasak.der İngilizce işeniyor. Sıkıntı çekmezsin zaten. Hepsi bu kadar. Umarım kısa sürede alışabilirsin "diyerek konuşmasını bitirdi.
şimdiye kadar İspanyolca konuşmuştuk hocayla, İngilizcey dersi anlatmaya başlayınca,kadının İspanyol olduğunu anladım. Kelimeli yutmadan,net bir şekilde çıkarıyordu. Tıpkı benim İspanyolcada konuştuğum gibi.
Ders geçerken tek anladığım şey, matematiğin İngiltere,kota rika ve ispanya dahil her yerde sıkıcı olmasıydı.
&
İki saatlik sıkıcı bir dersin sonunda dışarı çıkmak zorunda kalmıştım.yarım saatlik bir teneffüs söz konusuydu.
Önce kafeteryaya gidecek,zilin çalmasına on dakika kala ise sınıfı aramaya başlayacaktım.
Telefonuma okulun haritasını indirmiştim.
Ezikçe gibi gözükse de, estanın nimetlerini elimin tersiyle itmem sebebiyle,akılıca bir yöntem bulmalıydım.
Oda elimdeydi zaten.Kafeteryaya sonunda vardığımda,kantine giderek tost ve ayran aldım.
Boş bir masaya oturarak tostumu bitirdim.
hızlı yemek yediğimi söylemiş miydim? Kalkmama yakın yanıma birini oturmasıyla irkildim. "Kosta rikalı. Ne haber?"dedi esta. Kaşlarımı çattım. "neden İtalyanca konuşuyorsun?"diye sordum.Yandan cim cikledi. "İtalyanca konuşsana salak!"diyerek tekrar İtalyanca konuştu. "tamam da niye?" etrafına bakıp bana yaklaştı. "seninle konuşmam lazım. Diğerleri bilmememeli. Dediğinde etrafıma bakındım. "iyide etrafta kimse yok ki."dedim. İtalyanca konuşuyorduk.
"bu okulda yerin bile kulağı vardır. Ağzı olmasa bile."dediğinde güldüm. "sadece bu dili biz bilmiyoruzdur ya?" dediğimde göz devirdi. " neden İtalyanca bildiğine şaşırdım sanıyorsun ki? Sadece senle ben biliyoruz. "dediğinde şaşırdım. "bana İngiltere'de yaşarken, bana bakan dadım öğretmişti."dedim ve kalan ayranımdan son yudumu aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMIN SIRRI
Adventuremükemeliyetçi sanılan bir okul ve okulun haneye katığı bir takım sırlar.