Deliksiz bir uyku çekmiştim onca olan şeyden sonra.gözlerimi daha açmadan,güneşin yüzüme yansadığını hissedebiliyordum.tıpkı kosta rikadaki küçük kasabamda gölerimi açmış gibiydim. ama bu lanet yerin,o cennet bahçesiyle alakası yoktu. büyük ihtimale çok sevgili oda arkadaşım, perdeleri ve camları sonuna kadar açmıştı. Titreyerek gözlerimi açtığımda,nerdeyse çığlık atacaktım."kapatın şu lanet camı!"ispanya çok soğuk değildir çoğu zaman. Hatta Avrupa ülkeleri arasındaki en istikrarlı olandır.fakat Burgos denen lanet yer,aralık ayında olmamızla beraber,oldukça soğuktu.kendimi yorgana iyice sarmıştım ki,bir ses geldi yandan. "o güzel bacaklarını kalkıp camı kapatmak için kullanabilirsin."bunu diyen kişininin bir erkek olduğunu gördüğümde yüzüme ciddi bir ifade yerleştirip, yorganı iyice kendime sardım. "sen kimsin be!" kaba mı olmuştu sanki? Şu an bu soğukta beyin hücrelerim ölürken,pek düzgün düşünemiyordum. Çocuk göz devirerek kolarını birbirine doladı."russo seni yemeğe indirmem için gönderdi."dedi. Beynimde küçük bir seyahate çıkmıştım. Russo sanırım oda arkadaşımdı. Estadan bahsediyor doğru ya!
Elimle başımı sıvazlayıp,yataktan çıktım.
"Neydi adın?"
"Alberto último Fernando marques"dediğinde sanki hiç bitmeyecekmiş gibiydi.dolabımın içindeki bavulu alarak,yere bavulun dibine diz çöktüm."bende eva. Sadece eva. Şimdi eğer izin verirsen üstümü değiştirip geliyorum."dedim. Alberto dışarı çıkarken,bende hemen bir kot pantolonla,bir kazak üstüme geçirip,hızlıca saçlarımı tarayıp dışarı çıktım. Ayakkabı yerine terlikle çıktığım için,hemen geri dönüp kapıyı arka cebimdeki kartla açtım. Hemen sporlarımı giyinip çıktım. Kapının ilerisinde beni bekleyen şu çocuğun yanına varıp, yürümeye başladık. İlerlerken,aklımdaki soruları sormaya karar verdim.
"Seni bana bakıcılık yapman için mi gönderdi?"dedim. Göz devirerek saçlarını düzelti
"Açıkcası kaçacağını düşünüyor. Ha bide kaybolacağını düşünüyor."dediğinde omuz silktim. İnsanları kullanıyor muydu?
"Yani onun işini mi yapıyorsun?"dedim. Durup bana garip baktı.
"Çömezsin daha. İlerledikçe anlarsın. Burda kimse sana istemediğin şeyi yaptıramaz."kulağa iyi geliyordu. Dün akşama kadar.
"Yani, sizi birbirinize bağlayan bir sır var."dediğimde kafasını salladı ve yürümeye devam etti."aynen öyle. Her şeyi yapabiliriz,birbirimiz için."dediğinde gerildim. Cinayet bile mi?
"İyimiş."dedim ve eğik olan kafamı kaldırdım. Yemekhaneye varmıştık. Alberto bir masaya geçtiğinde,ben bir tepsi alarak sıraya geçtim. Yemekte haftanın üç günü Aynı şeyler vardı. Diğer günler sürekli değişiyordu. Yani broşürde öyle yazıyordu. Fakat broşürde; aklımı kaçıracak bir sır olduğu yazmıyordu.Yemeğimi alıp,boş bir masaya oturdum. İlk günlerde tek başım olmak mental sağlığım için daha iyi olabilirdi. Ve böylece bir an önce okulu bitirip,bu yerden gidebiliridim.fakat şu an masama yaklaşmakta olan,esta ve meleklerini görünce,bu düşüncelerimi hafaya doğru uçtu ve buharlaşıp yok oldu.
Esta ve sözde melekleri sonunda masaya varıp, masaya dağıldıklarında, esta yanıma geçti ve tepsisini bıraktı.
"Seni yalnız bırakmak istemedik."diyip yüzüne sahte bir gülüş yerleştiridi.
Çatalı,patates püresine geçirip ağzıma götürmeden ona göz devirdim.
"Gönderdiğin şu çocuk, cidden kaçacağımı mı düşündün?"dedim.
Omuz silkerek masada yerini alan Alberto'ya baktı.
"Açılcası herkes ilk seferinde dener."dediğinde saçma buldum. Cidden burayı onlara bırakıp kaçacağımı mı düşünmüşlerdi? Yok daha neler.
"Meydanı Size bırakmayacağımdan emin olabilirsiniz."diyerek masaya göz gezdiridim.
Esta sevinerek alkışladı.
"Böyle aklılıca bir karar verdiğin için sana minnettarız"dedi ve beraber güldüler.
"Acaba sabahları bir şey mi alıyorsun? Çünkü geceleri daha çok çekilebilir oluyorsun."dediğimide bir sessizlik oldu.
Dudağını ısırarak omuz silkti.
"Palavra yapmayı bırakın. Buraya eğer polise gidersen,o küçük dilini keseceğimizin haberini vermeye geldik."dedi çaprazımda oturan madona kılıklı kız.
Kendimi onlara yem edeceklerimi mi düşünüyordu?
Gülerek guruba döndüm."acaba bu okul öğrencilerde bir takım şeyleri tetikleyerek, asla gerçekleşmeyecek hayalleri kurmayı mı sağlıyor? Yoksa sadece madona kılıklı arkadaşla bende olan bir şey mi?" Diyerek sorduğumda, onları afalatmıştım.
Bu okula ilgili elde edinlen bilgilerden ilki;
1-çoğunluğu dinlemek konusunda kötü."Açıkcası bu uzun cümlenden hiç bir şey anlamadım."dedi madona kılıklı.
Ayağa kalkarak sertçe ellerimi masaya vurdum
"İsimleriniz gibi mi?"
Fazlasıyla,şaşkınlıkla bana dönen bakışlar vardı.
Kızda aynısını yapıp boyunu benimki ile eşitledi.
"İspanyol olup olmadığımı bilmiyorsun,sürtük!"dedi.
Sesimi daha fazla duyuracak ama aynı şekilde kısık olacak bir seviyeye ayrladım.
"Kim olduğumu bilmiyorsun,sürtük!"diyerek tekrar tepki verdiğimde üstüme atlamasına ramak kalmıştı.
"Bana bak paç-"daha sözünü tamamlamadan arkadan tok bir ses geldi.
"Geri bas lena!" Ben bile korktuğumu söyleyebilirdim.
Lena denen, madona kılıklı züppe kız, yüzüne isyankar bir gülüş yerleştirip,"işine bak, hierro"dediğinde,Fe elini bileğime attı.
"Aptal sırınızı bilen kuyruklarından biri değilim güzelim, senin sözlerin bende geçmez."diyerek beni çekti ve yanında sürüklemeye başladı.
"Seni alı koydum ama umarım yemeğini bitirmişsindir."dedi.
Omuz silkerek kafa salladım.
""Beni kurtardın, daha önemlisi yok sanırım."diyerek güldüm.
Oda karşılık vererek güldü. Sanırım bahçeye iniyorduk."Sana hierro dedi. Adının Fe olduğunu sanıyordum."dedim.
Göz devirerek gülümsedi.
"Burda ki çoğu kişi isminin kurbanıdır. Bende onlardan biriyim sadece."dediğinde garipsedim. Omzuma yumruk çaktı."Herkes farklı seslenme tarzları vardır. Ama sen şanslısın. Umuyorum ki hep Kosta rikalı olarak kal."dediğinde gülerek kafa salladım.
"Umarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMIN SIRRI
Adventuremükemeliyetçi sanılan bir okul ve okulun haneye katığı bir takım sırlar.