Part 8

1 0 0
                                    

Uyandığımda,ilk nerede olduğumu anlayamadım. Sanırım bir yanım tüm olanların bir rüya olmasını istiyordu. Ama kaderime boyun eğerek,kayakta kalktım,ve kıyafetlerimi çıkardım. O sırada,yatağımın dibindeki,kıyafetler dikkatimi çekti. Kıyafetlerin üzerindeki,notta, şuanlar yazıyordu;

"bunlar sabah geldi. Sana vermemi söyledi müdüre. Hemen kıçını kaldırıp,geç kalmamak için sınıfa koşman dileğiyle," –Russo

Kıyafetler bir kaç parçadan oluşuyordu. Beyaz,kırmızı yakalı bir gömlek,kırmızı,lacivert çizgilerden oluşan bir kravat,lacivert bir ceket,ve lacivert bir etek. Baya kısa bir etek. Birde beden dersleri için,eşofman takımı vardı.kıyafetleri giyinip,dün örmüş olduğum saçlarımı açtım. Hafif dalgalı ve doğal gözüküyordu. Kirpiklerime rimel,dudaklarıma da parlatıcı sürüp,soluk tenime renk vermesi için biraz allık sürdüm. Son olarak parfümümü sıktım ve spor ayakkabımı giyinerek,çantamı alıp dışarı koştum. Şükür ki dün ders programımı hazırlamıştım. Dün cenaze işlemleri ve okul yasta olduğu için tatildi. Bugün ise,hoop,iş başı. Koşarak okula girdim. Her ne kadar etek rahatsız etse de,koşmaktan çekinmedim.

Sonunda sınıfı bulunca,hocanın daha gelmediğindi fark ettim . hızlıca yerime oturup kitaplarımı çıkardım. Etrafıma daha yeni göz atma şansım olmuştu.tanıdığım kimse var gibi durmuyordu. Sınıfa,bir kızla gülüşen,carmen girdi. Gözleri benimkilerle buluştuğunda,göz kırparak,hemen arkamdaki sıraya ilerledi. Hocanın gelmesine az kaldığını umuyordum.

Ensemde hissetiğim nefesle,kıpırdandım. "kafaya darbe.."dedi. arkama döndüm. "ne?"diye sordum . göz devirerek,"kafaya darbe yiyerek bayıltılmış."omuz silktim. "uğraşmamaya karar verdim. Sıradaki ben olmak istemiyorum."dedim ve önüme döndüm. "olmayacaksın zaten."dediğinde hışımla,arkama döndüm. "ya olursam? Bunu kim engelleyebilir? Madisona olanı,yine okuldan biri yaptığını sende biliyorsun. Bunun peşinden gidersek eğer,sonumuz onunki gibi olur."diyerek kollarımı birleştirdim. "bana bak"dedi. Anlamayarak ona döndüm. Yanağımda ki yara bandını çıkararak yaraya baktı. " yaran iyileşiyor. Hem kim korkuttu seni?"diyerek yara bandını tekrar kapattı.

Cevaplayacakken,bize doğru gelen esta ile çenemi kapattım. "benim tanıştırdıklarım,benden daha yakın olcunca kendimi kesmek istiyorum "dedi. Kaşlarımı çatarak,"neden İtalyanca konuşuyoruz?"diyerek sordum. Omuz silkti. O sırada carmene baktığımda,bizi anlamayarak dinliyordu. "diğerlerine dedikodu vermeye hiç niyetim yok sevgilinle başka yerde düzüş."dediğinde kaşlarımı çattım. "o benim sevgilim değil!" dedim bağırarak. "hassiktir" araya giren küfürle,bakışlarımız,carmene döndü. "ne oldu?"diye sorduğumda,ayağa kaktı ve bileğimden tutarak,dışarı çıkardı. Herkesin,aramızda bir şey olduğunu düşündüğüne emindim. Gözleri üstümde gezindi"üniforma yakışmış."dedi. üstümü çekiştirerek,ona kızgınca baktım. "bu muydu?" dediğimde kafasını iki yana salladı."hayır,seni görünce aklıma geldi."dedi ve omuzlarımı tutu. "eva?"dedi. ismimi söylemişti. Bu kötüye işaretti. "ismimi söyledin. Tırsmadım değil."dedim gülerek. Gözlerimin içine bakarak sordu.

"lena sana tokat attığında,yüzünü kanattığında,kanın yere akmış olma ihtimali kaç?"diye sorduğunda gözlerimi büyüterek küfür ettim. "yüzde yüz yere damlamıştır,şimdi ne yapacağız?"diyerek sordum. Oradan oraya gidiyordu. Bir şeyler düşünüyor olmalıydı. "ne bileyim! Her şeyi ben düşünemem ki."diyerek bağırdığında kaşlarımı çattım. "bağırma bana" dedim. O da bana bağırarak,"asıl sen bana bağırma!"diye bağırdı. Sonra es tonun u farkına varıp, "yankılandı. Evet bağırıyormuşum."dedi. dudaklarımı dişleyerek düşünmeye başladım. Çoktan kanımı,sorgulamaya göndermişlerdir bile. Belki şansıma hiç kan görmemişlerdir,belki hiç kan damlamamıştır. Sonunda dönmeyi durdurdum" şimdiye kadar hocalar derse girmiştir. Hiç ders işleyecek kafada değilim."dedim "bende öyle. Peki ne yapacağız?"diye sordu.

Kafamı bilmiyorum anlamında iki yana salladım. "bilmem. Ama sanırım göle gidip,biraz dinleneceğim."dedim. kaşlarını çatarak,"göl mü?"dedi.

"hı hı. Ormanda. Daha önce gitmedin mi? diye sordum. Yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. "uzun süredir gitmiyorum. Gitmek istiyor musun?"dedi. omuz silktim "yapacak başka bir şeyimiz yok."dedim. "pekala. Ben sınıfa gidip eşyalarımız alayım. Sende o sıra,burada bekle."dediğinde kafa salladım. Ben eklerken,sınıfa girdi ve birkaç dakika sonra çıktı.

çantamı bana uzatırken,yürümeye başladık. "ne dedin hocaya?"dedim. "müdürün çağırdığını."dedi. ofladım. "yanlış anlayacaklar."dediğimde garip bir bakış attı. "aslında ismim hep birileriyle çalkalanır. Ama bu sefer ismimin çıktığı kişiyle, sadece hapse girmemek için kıçımızı yırtıyoruz. Yani, bunu açıklayamayacağımıza göre ,bırakalım da aramızda bir şey varmış sansınlar."dedi. ilk defa ona katılıyordum. O sırada okuldan çıkıp,ormana doğru ilerliyorduk.

Göle vardığımızda,yere çantamdaki bezi serdim. Garip bakışlar altında kalınca kendimi açıklama isteği gördüm. "okuldan sonra buraya gelecektim. O yüzden hazırlıklıyım."dediğimde gülerek oturdu. Bende çantamdan çıkardığım kitabımla,sırtımı ağaca yasladım ve okumaya başladım.

Hışırtılar gelince kafamı kitaptan,ona doğru çevirdim. Gördüğüm görüntüyle tekrar kitaba gömdüm. "ne yapıyorsun sen?"diye bağırdım. Üst kısmı çıplaktı. Tekrar ona baktığımda ayakkabısını çıkarıyordu. "yüzeceğim."dediğinde ayağa kalktım. "sende gel haydi!"dediğinde geri çekildim."ya hasta olursak. Hava kaç Dere-"derken sözümü tamamlamama izin vermedi. "ee,orasını sonra düşünürüz."dedi ve kemerini atı. O sırada kafamı çevirdim. Su sesi gelince tekrar göle döndüm.

Resmen göle girmişti. Bu göle girmeyi her şeyden çok istiyordum.

daha fazla hayır diyemeyecektim. "dön arkanı" diye bağırıp,üstünü çıkardım. Göle girme ihtimaline karşı yönetimin altına sporcu atleti ve eteğin altına ince bir tayt-şort giymiştim.
Girmeden önce,bir düşündüm. Güvenmediğim bir çocukla birlikte yarı çıplak vaziyete göle giriyordum. Bu yaptığı hareket fazlasıyla aptalca gelse de,bir zararı olmayacağını düşünerek,bu saçma düşüncelerimi kenara attım. Hızlıca göle girdiğim,soğuk su tenimle temas etiğinde ürperdim. "eğer zatüre olursam,seni mahvederim."diye bağırdım. Arkasını döndüğünde,yanına varmıştım.

"Gel"diyerek elini uzattığına,elini tutarak yanına süzüldüm. Fazla yakınında olduğumu düşünerek,geri çekildim. Bana arkasını dönüp,suya atladı. Bense saçlarımın ıslanmaması için uğraşıyordum. Biraz daha vakit geçirdikten sonra,o da yeterli olduğunu farkına vardı. "sen çık ben geliyorum."diyerek biraz uzaklaştı ve arkasını döndü.bende hızlıca gölden çıkıp,eteğimi ve gömleğimi üstüme geçirdim. Ceketimi de giyip ona seslendim. "dönebilirsin."diye bağırdığımda,kıyıya yaklaşmaya başladı. Üstüme göz gezdirip,"sıra sende. Gerçi benim için fark etmez."dedi. arkama dönüp,yere serdiğim bezi ve kitabı çantama koyup,ona döndüm. Üstünü giyinmişti. İlerlemeye başlayınca,be de arkasından yürümeye başladım. "donuyorum "diyerek koşmaya başladığında ise,bend gülerek yanına doğru koştum ve ona yetiştim. "sana söylemiştim!"dedim. bana dönerek omuz sikti. "bende buna değeceğini söylemiştim. İkimiz de haklıyız sanırım."dedi. o sırada ormandan çıkmıştık.

"buna değeceğini nerden biliyordun?"diye sordum. Dudağının kenarı kıvrıldı. "eski kız arkadaşımla,hep buraya gelirdik. O göle girer,bense onu izlerdim."dediğinde,gözlerinin yaşlandığını  gördüm. "bana bir kız için duyğulandığını söyleme!"dediğimde kaşlarını çatarak arkasını döndü. Bırden olması şaşırtmıştı. "sadece basit bir kız değildi,benim ilk aşkımdı ."dediğinde dudağımı büzüm. " -dı eki? Öldü mü? "diye sordum. Okulun kapısına gelmiştik. O sırada da zil çaldı ve öğrenciler çıkmaya başladı. Omuz silkerek,"üç yıl önce,ilk senemde tanıştım onla. İkinci dönemde gelmişti.bizden iki yaş büyüktü. Onu hiç bir zaman aralarına almadılar. Sürekli eziyet ve nefret çekti. Elimden hiçbir şey gelmedi. Öldüğü haberini aldığımda,bir aydır konuşmamıştık. zamanı geri sarmayı çok diledim."dedi. umduğum şey çıkmaması için ne kadar dua etiğimi bilmiyorum. Ama sorman gerekiyordu. Başka şansım yoktu. Vereceği cevap,her şeyi.burada olma sebebimi tümüyle değiştirebilirdi.

"carmen?"dediğimde,gözlerime baktı. "bahsettiğin kişi,ismi ema'mıydı?"diye sordum. Gözleri şaşkınlıkla aralandı. "s-sen nereden biliyorsun kim olduğunu? Onu tanıyor musun?"diye heyecanla sorduğunda, ona bir şey diyemedim.

Kafamı iki yana sallayarak,okula girdim.

Ona Ema jones'un ablam olduğunu ve burada olma sebebimin ablam olduğunu nasıl söyleyebilirdim ki?

YAŞAMIN SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin