"Anne bana ne yapacaklar? " Dedi önümdeki üç yaşlarındaki çocuk. Ona doğru bakarak gülümsedim. Tatlıydı.
"Hiçbir şey canım. Sadece boyuna, kilona bakacaklar. "
Kesinlikle hiçbir şey yapmacaklardı tatlı bebek. Kesinlikle kan falan almayacaklardı senden.
"Anne korkuyorum. " Dedi ağlamaklı bir şekilde. O kadar tatlıydı ki sırıtmamı engelleyemiyordum.
"Korkma! Bak bana ben hiç korkuyor muyum? " Dedi sıradaki başka bir çocuk ise. Yaklaşık olarak yedi yaşlarımda olmalıydı. Güçlü durmaya çalışsa da kan vermekten korktuğu her halinden belliydi.
Sıranın bana gelmesiyle onları arkamda bırakarak kan vereceğim yere girdim. Açıkçası epey gergindim. Genelde damarımı bulamıyorlar ve kolumu delik deşik ediyorlardı. Ayrıca iğnelerden de pek haz ettiğimi söyleyemezdim.
Bulunduğum ortamı ve hemşir beyi istemsizce süzdüm. Sağlık ocağına göre fazlasıyla temizdi bulunduğum oda. Hemşir beyin temizlik takıntısı olduğunu düşüneceğim kadar temiz. Sırada beklediğim yer buraya kıyasla çöplük sayılırdı.
Kahverengi saçlarını ellerinin arasından geçirdi. "İsminiz neydi? "
"Arın, Arın Akay. "
Etiketleri özenle çıkartıp kan tüplerinin üzerine yerleştirdi. Fazla yavaş davranıyordu ve bu da bana onu süzebilecek zaman sağlıyordu. Yapılıydı ve baktığınızda hemşireden ziyade beden öğretmeni gibi duruyordu. Sağ elinin yüzük parmağında üzerinde karmakarışık bir işaret olan ama buna rağmen zarif duran bir yüzük bulunuyordu. Kısacası fazlasıyla hoştu.
"Kolumuzu sıyırın lütfen. "
O sırada hemşir beyi süzmekten uçan aklımı hemen toparlayarak kolumu sıyırdım ve oturdum. Hemşirlerin hepsi bu kadar yakışıklı olsaydı ülkede hasta insan kalmazdı yemin ediyorum.
Karşıma oturup turuncu şeyle kolumu sıktı. En nefret ettiğim kısımlardan biri buydu kan verirken. Kapana kısılmış gibi hissetmeme neden oluyordu. Damarımı bulmak için parmağını koluma değdirmesiyle kolumu hızla geri çektim. Siktir, elektrik çarpmıştı.
"Sakin olun lütfen, sadece statik elektrik. " Dedi kıkırdayarak. "Sanırım biraz ürkek bir yapınız var. "
"Galiba." Diye mırıldandım ve o anda kan tüpünü değiştirdi. Hangi ara kolumu silmiş ve iğneyi batırmıştı anlamıştım bile. Eli kesinlikle çok hafifti ve damarımı tekte bulabilmişti. İlk defa delik deşik olmadan kan verebilmiştim.
"İşte bitti. Pamuğu iyice bastırın. Bir dakika... Doktorunuz idrar testi istememiş tamam. İsterseniz bantla pamuğu sabitleyebiliriz. "
"Şey, lütfen. " Tekrardan gülümsedi. Yanaklarındaki gamzeler kıskançlık yapmama sebep oluyordu. Bende sadece saçma bir çene gamzesi vardı ama onunkiler gerçekten hoştu.
Bandı dikkatlice yapıştırdı. "Tanıştığımıza memnun oldum Arın. Bir daha ki tahlil için iki sene beklemeni önermiyorum haberin olsun. Hastalanmanı istemeyiz değil mi? "
Gülümsedim. "Önerinizi dikkate alacağım. Normalde damarımı bulmada sorun yaşıyorlar ve çekiniyorum. Teşekkürler.. " Adını bilmediğim için duraksadım o da bunu anlayarak tamamladı beni.
"Bora."
"İyi günler. "
"Sana da. "
Hetero birisine düşmeyeceksin Arın. Hayır, olmaz. Tekrar olmaz. Çok yakışıklıydı zalimin çocuğu ama cık. Unuttun, bitti gitti.
~~~~~~~~~~~
Eyyyo ben geldim :)
Tiktoktaki soulmate videolarından accıh etkilenmiş olabilirim
Bilmeyenler bilenlere aktarsın Ruh eşinin ilk dokunduğu yerde kalıcı bir iz çıkıyor ve bazı şeyler daha var onlara değinecdğim zaten
He bu konu hakkında pek bi fikrim de yok bakayım dedim ama hepsi fanficti çok okuyamadım o yüzden bodozlama dalıyorum
Hayyydin iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vanilya~Bxb
Romance*soulmate au* Aşk tuhaf bir şeydi. Onu nerede, nasıl ve ne zaman bulacağınız belli olmuyordu. Ha, bir de onun sizi bulduğu durumlar vardı... 03.02.20 #soulmate 3.sü