Dedemi Ahmet amcanın evindeki boş odaya yerleştirdik. Dedemin çok eşyası olmadığı için bu çok uzun sürmemişti. Hemen ardından da boranın ısrarlarına karşı çıkamayarak (dedem de ona destek olmuştu) evimi kapamış, ona taşınmıştım. Bütün bunlar olalı iki- üç gün oluyordu ve halimden fazlasıyla memnundum.
İçimi yiyen tek bir konu vardı; Demire ne yapacakları.. Tamam Demir bir cezayı hak etmişti, Boralara bu konuda katılıyordum ama Boranın daha fazla bu mevzuya karışmasını istemiyordum. Pekala diğerleri de onun icabına bakabilirdi, illa Boranın da onlarla olması gerekmiyordu ya? Onun gitmesini cidden istemiyordum.
Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Boranın başına bir şey gelmesini, daha fazla belalar oluşmasını istemiyordum. Tanrı aşkına, daha yeni mutlu olabilmiştik! Benim yerimde başkası olsaydı da izin vermezdi. Korkmakta haklıydım.
Mutfaktan elinde kahve ile çıkan Boraya bakıp gülümsedim. "Boraa, bana sözün vardı, lunaparka gidecektik." diye mırıldandım. Bana bunun sözünü vermemişti. Dün laf arasında yükseklik korkumu yenmek istiyorum dedim diye seni dönme dolaba bindiririm tarzı bir şey söylemişti ve ben de onu geçiştirmiştim. Yine de bu iyi bir bahane gibi gözüküyordu.
"Lunapark? Ah, dünkü konuşmadan bahsediyorsun... Güzelim bu gün işim var biliyorsun. Yarın gitsek olmaz mı? Bazı orospu çocuklarını toprağa gömmek iççin can atıyorum da."
"Küfür yok, sana yasaklamıştım." diyerek uyarımı geçtim. Bu aralar ağzı iyice bozulduğu için ona küfrü yasaklamıştım ve halinden pek de memnun değildi. İşin eğlenceli kısmı da buydu zaten, memnun olmasa da yapmak zorundaydı. "Yapmayıver Bora. Gitmeni istemiyorum. Noyan, selin falan ne güne duruyor hem? Onlar halletse de biz seninle zaman geçirsek? Hmm, olmaz mı?"
Bebeksi bir şımarıklıkla sorduğum soruya karşılık Bora kıkırdayarak kollarını belime sardı ve kendine doğru çekti. Burnunu kulağımın arkasına sürttükten sonra kıkırtısını duydum. "Senin için yapabilirim sanırım. Bensiz de idare edebilirler, haklısın."
Kendimi ona yasladım. Minik bir adım olsa bile benim için biraz cesaret gerektiren bir adımdı ve yüzümün yanmasına sebep oluyordu. "Kalacaksın yani, değil mi? Gitmek yok?"
Güldü. " Gitmemem için mi bütün bu tavırlar?"
"Hmm hmm."
"Birileri yine ilgi istiyor anlaşılaaaan. O zaman ne yapıyoruz, bu bebeğe istediği ilgiyi veriyoruz."
Beni kucakladığı gibi yatak odamıza götürürken kıkırdadım. Onu seviyordum, bana karşı attığı her olumlu adımı, teninin tenime değmesini, ses tonunu, kıkırdayışını, utandığında konuyu değiştirişini, yerli yersiz kızışlarını... Ona dair her bir şeyi seviyordum.
Sırtımı çarşafla buluşturup alışkın olduğum şekilde üzerimdeki yerini aldığında ciğerimi havayla doldurdum. Boranın nefesi boynuma çarparken yutkunamıyordum. Boğazımda varlığını bilmediğim en ücra köşeler bile cayır cayır yanıyordu.
Boynuma bıraktığı minik öpücüklerle gözlerimi kapattım. Bana karşı hassas ve dikkatliydi, her an kırılabilecekmişim gibi davranıyordu ve itiraf etmek gerekirse... Bunca kötü olaydan sonra bunları yapıyor olması feci hoşuma gidiyordu.
Tenimi saran dudakları boğazımın daha da yanmasını sağlarken izinin bulunduğu elini tutarak kolumdaki ize yönlendirdim. Ne yapması gerektiğini çabucak anlayarak izlerimizi birbirine değdirdiğinde çoğu şey için çok geçti. Boğuluyor gibi hissediyordum.
Bu duyguyu tarif edebilecek doğru şeyi kesinlikle bilmiyordum. Kelimelerim yetmezmiş gibi hissediyordum. Ruhumu yakan bir şeydi, huzur veriyordu, ait hissettiriyordu ve beni buram buram tutkuyla dolduruyordu. Hislerime uydum ve dudaklarımda biriktirmiş olduğum iniltiyi serbest bıraktım.
Boranın bana dair en çok hoşlandığı şey buymuş gibi geliyordu bazen, iniltilerim. Ne zaman ağzımdan bir tane firar etse kendini kaybediyor gibi oluyor, kurumuş dudaklarını diliyle ıslatıyor yahut gözlerini kapatıyordu.
Tenlerimiz birbirine sürtünürken tişörtümün artık tenimde olmadığını hissettim. Onunkiyle beraber yeri boylamıştı. Bu tüylerimi diken diken ederken kendimi iyice Boraya bıraktım. Sevdiğim şeylerden biri de buydu, hakimiyeti ona bırakmak.
Dili ustalıkla göğsümde gezindi, göz kapaklarım titredi. Zaten en başından beri açık kalmak için büyük bir savaş veriyorlardı. Bora yaptığı şeye devam ederken bu savaşa yenik düştüler.
Kapalı gözlerim, pürüzlü iniltilerim ve onun her bir dokunuşuyla yanan bedenim onu kavuruyordu. Sadece kendimi hissetmiyor oluşum, bölünmüş olan ruhumu, Borayı da hissediyor oluşum bütün bu olan şeyin boyutunu değiştiriyordu. Onu da hissediyordum. Onun aldığı tatminlik duygusunu da.
Tenlerimiz birbirine karışırken parmaklarını hissettim. Hangi ara altımızdaki kumaş parçalarından kurtulduğumuzu anlayamamıştım. Sarhoş gibiydim. Bu etkiye aşık bir sarhoş...
Parmakları hızlanırken kavrulmaya devam ettim. Dudaklarımdan yer yer adı dökülüyordu ve bu onun daha da kendini kaptırmasına sebep oluyordu. İçimi yakan parmakları ayrıldığında hızlı bir hamleyle dudaklarımızı buluşturdum. Daha fazlasını istiyordum. Tenlerimizin birbiriyle karışmasını istiyordum. İttiği o çocuğa muhtaç oluşunu görmek...
İsteğim çok geçmeden gerçekleşti. Daha fazla temas ihtiyacıyla ismim döküldü dudaklarından içimi doldururken. O da benim gibi kendini kaybetti. İkimiz de yaşadığımız tutku selinde kaybolduk.
İzini izime sürttü, aklım eridi. Mantığımı her geçen saniyeyle daha fazla kaybediyordum, kaybettiriyordu. Kendimi ona doğru ittirdim titreyerek. İkimizin de sona gelmesine az kalmıştı ve onun içinde gittikçe büyüyen dalgayı net bir şekilde hissedebiliyordum.
Biz, olmuştuk. Tüm olumsuzluklara, sorunlara rağmen olmuştuk. Tanrı tek bir ruhu parçalara bölüm bizi eşleştirmişti ve biz bunun şansının değerini bilebilmiştik. Biz gerçekten bir bütün olmuştuk.
-SON-
-------------------------------
Bitirdim, hassssiktirrrr inanamıyorum bitirdim
ve hayatımda ilk defa smut yazdımlkdvlsjksjf Nasıl olmuş sizce?? utancımdan yazdıktan sonra dönüp okumadım yorumlarınıza ihtiyacım var.
Vanilya'nın yeri bende hep ayrı olacak. Sonlara doğru birazcık hevessizleşip biraz üstünkörü bitirmiş olsam da şimdiye kadar yazarken cidden zorlanıp, emek verdiğim az kurguların içinde ve krakterlerime aşığım. Okuduğunuz i.in teşekkğr ederim
DEMİRE ne olduğunu merak ediyorsanız henüz sadece tanıtımını yayımlamış olduğum 'YASEMİN' isimli kurguma profilimden ulaşabilirsiniz
(aklımda bir tane de özel bölüm var bu arada şşş)
Musssssmutlu kalın, Ayçıl Kaçar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vanilya~Bxb
Romance*soulmate au* Aşk tuhaf bir şeydi. Onu nerede, nasıl ve ne zaman bulacağınız belli olmuyordu. Ha, bir de onun sizi bulduğu durumlar vardı... 03.02.20 #soulmate 3.sü