•doce•

1.9K 193 75
                                    


•°•°•

Genç adam lüks siteden çıkarken kapıdaki görevliye hafif bir baş selamı verdi. Üstündeki deri ceketinin fermuarını çekti ve arabasına ilerledi. Hava ince bir ceket giymek için fazla soğuktu.

Arabasına bindiğinde ceketin önünü açtı ve kemerini taktı. Henüz çalıştırmıştı ki telefonu çaldı.

Ceketinin iç gözünden çıkardığı telefona baktı. En yakın arkadaşı arıyordu. Sağ eliyle açıp kulağına dayarken, sol eli ile direksiyonu kavrayıp sürmeye başladı.

"Efendim Taehyung."

"Efendin olduğum doğrudur Jiminie."

Gülümsedi genç adam.

"En son bana Jiminie diyen Jennie, şu an pekte iyi bir durumda değil."

"Siktir! Neredesin sen?"

"Jennie'den çıktım. Eve geçiyorum."

"Ne yaptın ulan kıza?"

Arsız bakışları yoldayken kızın yataktaki hali gelmişti aklına.

"Hiç... Sadece elleri ve gözleri bağlı bir şekilde yatıyordu yatakta. Ah, bayılmışta olabilir. Malum fazla yorucu işlerimiz var onunla."

"Geri zekalının tekisin gerçekten. Neyse her zamanki bardayım ben. Buraya gel."

Genç kaşlarını çattı.

"Müzik sesi gelmiyor?"

"Dışarıya çıktım?"

"Ha, tamam. On beş dakika sonra oradayım."

"Tamam, görüşürüz."

Bir şey demeden telefonu kapattı ve arabasını Vortex'e sürmeye başladı.

Dediği gibi, dakikalar sonra varmıştı lüks bara. İçeri girip arkadaşını buldu ve yanına oturdu.

"Jiminie"

Kaşlarını çattı. Elini Taehyung'un ensesine atıp, beyninden damarları cekercesine sıktı orayı.

Arkadaşı acıyla bağırırken konuştu.

"Benim sabrımın sınırlarında dolaşma Taehyung. Kendi sikini sana sokmaktan çekinmem yoksa."

Ve bıraktı.

Elini hemen ensesine atan Tae kötü kötü baktı Jimin'e.

"Ölürsün öyle desem sanki. Kafam kopacak sandım orospu çocuğu?"

Jimin arsızca gülümserken barmene siparişini verdi. Ardından telefonu titrediğini hissetti. Telefonu cebinden çıkardı. Mesaja baktığında yine o çocuktan geldiğini görmüştü. Bıkkınca nefes verip telefonu masanın üstüne bıraktı.

"Sorun ne?"

Arkadaşına döndü.

"Şu siktiğimin çocuğu. Gerçekten rahatsız etmeye başladı."

"Ne diyor?"

"Mesaj atmış yine açıp bakmadım."

Tae masanın üstündeki telefonu Jimin'e sormadan aldı ve bildiği şifreyi girdi. Instagram uygulamasının mesajlar bölümünden çocuğunkine tıkladı hemen.

Jimin içkisini yudumlarken o hızlıca okudu mesajları.

"Jimin-ah bu çocuk neden onu bulmayacağından bu kadar emin?"

Jimin arkadaşına döndü.

"Bilmem. Uğraşmayacağımı bilecek kadar tanıyor beni."

Tae arkadaşının sözlerine gülümsedi.

"Sen uğraşmazsın..."

Jimin'e döndü ve biraz yaklaştı.

"Ama ben uğraşırım."


•°•°•

Düz yazı olan kısımlar çoğalsın mı?

Ve fic nasıl gidiyor, Tahmin ettiğiniz gibi mi?

Hepinizi öptük

Xx.

Fuck •jikook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin