Taeyong bugün yurda yeğenini getirmek zorunda kalmıştı. Diğerlerinin karşı çıkacağından değil ama minik yeğeninin başına bir şey geleceğinden endişeliydi.
Elini tuttuğu minik kızla birlikte kapıdan içeri girmeden önce dizleri üstüne çöküp yiğenine döndü Taeyong.
"Sana tekrar söylüyorum Seo Yoon. Lütfen beni zor durumda bırakma. Sen akıllı bir kızsın değil mi?" Diyip gülümsedi.
"Ama oppa ben daha 5 yaşındayım. Nasıl akıllı olunur bilmiyorum ki?" Diyip başını yere eğdi Seo Yoon. "Yine de o dediğinden olmaya çalışacağ-"
Kapının açılmasıyla Doyoung'u görmüştü Seo Yoon.
"Dodo oppa!" Dedi kollarını yukarı kaldırıp kendisini kucağına almasını isteyen Seo
Yoon. "Seni çok özledim oppa. Sen de beni özledin mi?"Doyoung minik kızı kucağına alırken aynı zamanda kocaman gülümsüyordu. "Tabiki de özledim prensesim. Hiç özlemez olur muyum? Diğerleri de eminim ki seni çok özle-"
"Seo Yoon!" Kun'un sesiyle bu sefer kafasını Kun'a çevirdi minik kız. "Kun oppa! Seni de çok özledim. Ama yemeklerini daha çok." Diyip kıkırdamasını minik tombul elleriyle kapatmaya çalıştı.
Bu sefer Kun onu kucağına almıştı. Kun narin bir şekilde kızı burnunu sıktı ve gülümsedi.
"Keşke diğer oppaların da öyle olsa Seo Yoon. Her zaman beni delirtiyorlar."
Seo Yoon tam cevap verecekken Chenle gelmişti.
"Dayı yunus sesi çıkaran oppa da geldi şimdi." Diyip tekrar kıkırdamaya başladı minik kız. Ardından Chenle hyunglarına kısaca bir bakış attı ve kaşla göz arasında Kun'un kucağındaki kızı kucağına alıp içeri kaçtı.
"Millet! Seo Yoon prensesimiz gelmiş! Hemen toplanın." Diye bağırdı yunus sesiyle.
Ardından Seo Yoon da bağırdı oppası gibi. "Evet! Ben geldim!"
Jaehyun yavaş adımlarla salona gelirken Seo Yoon koşarak kollarını açıp Jaehyun'a sarıldı. "Jaehyun oppa! Seni çok özledim."
Ardından Jaehyun'un kulağına fısıldadı. "Diğer oppalarım duymasın ama en çok seni özledim oppa." Diyip kıkırdadı ve tombul ellerini ağzına götürüp gülümsemesini gizledi.
Jaehyun ise minik kızın kulağına eğilip fısıldadı. "Diğerleri duymasın ama seni en çok ben özledim prenses." Ardından kolları arasındaki kızı sıkıca tutup etrafında döndürdü birkaç tur.
Taeyong ise onları izliyordu.
Yüzünde gülümseme ile.
---------------------
Yemek masasına oturmuşlardı. Seo Yoon ise Jeno ve Jaemin'in arasına oturmuştu.
Yemek yemeleri bitmiş, birkaç kişi masayı toplamaya yardım ediyordu.
"Oppalarım." Dedi Seo Yoon ve yanındaki Jeno ve Jaemin'in ellerini tuttu. Jeno ve Jaemin kafasını minik kıza çevirdi.
"Şey," dedi utanarak. "Ben buraya gelirken bi tane park gördüm. Hem de çok güzel bir parktı biliyor musunuz? Kaydırakları kırmızıydı hem de."
Bunları derken gözleri parlamıştı Seo Yoon'un.
Jeno ve Jaemin birbirine bakıp pis pis sırıttı. Ardından Jaemin Seo Yoon'a fısıldadı.
"Şimdi ellerimizi yıkamaya gidelim. Sonra Lucas'ın odasında konuşalım bunu tamam mı güzelim?"
Seo Yoon sevinçle yerinde zıplamaya başladı. Ardından sırayla Jeno ve Jaemin'e sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~NCT WHATSAPP~ ✅
FanfictionTAMAMLANDI✅ Taeyong: Kun, taze yoğurdun var mı? Taze köy sütü aldım da süt mayalayacağım. [Nct üyelerinin hepsi aynı apartman içinde oturursa ne olur?] ~~~~ Başlangıç: 21.07.19 Bitiş : 11.06.20 ~~~~ 1 #JAEHYUN ➡️ 04.06.20 4 #NCT...