4.7

1.4K 93 121
                                    

Haechan: Hilal kaşlı yarim ve diğerleri

Hepinize selam embesiller (Markbebeğim hariç)

Özlediniz mi beni

Ben sizi hiç özlemedim de

Johnny: Seni niye özleyelim aq

Her gün görüyoruz o masumamaşeytanolan yüzünü

Doyoung: Hyung çocuk 1 haftadır evde değil

Hadi bu çocuğu evde hiç görmedin

Hiç düşünmedin mi bu apartman 1 haftadır neden yerinden oynamıyor diye?

Jeno: Düşünmesine fırsat kalmadı hyung

Çünkü Ten hyungdan trip yemekle meşguldü

Lucas: Ben de her uwumla baş başa kaldığımda neden aramızdan Mark embesili çıkıyo diye düşünüyordum

Meğerse minik şeytancığı yokmuş

Haechan: Ayıp olmuyor mu şeytan falan

Ben sana hiç böyle laflar söylüyor muyum lan boyuna tükürdüğüm

Mark: Asla söylemezsin

Ne münasebet

Kim demiş ço-

Haechan yazıyor...

Mark offline

Haechan offline

Taeyong: Bugün hava çok güzel değil mi çocuklar

Tam temizlik yapma havası

Jisung: Hyung dışarısı -10 derece

Ayrıca daha geçen hafta Seonghwa hyung ile dip köşe temizlik yaptınız

Yetmedi Mingyu hyungu da çağırdınız

Chenle: Üstelik size yardım etmezsek bize bir daha abur cubur izni vermeyeceğinizi söyleyip tehdit ettiniz

Jeno: Perde asma görevini Renjun'a vermiştiniz ve o da boyu yetişmiyo diye ağlamıştı

Renjun: Ben ağlamadım

Senin gözlerin bir anda Chenle'nun dedesinin parası kadar bozulmuş

Taeyong: Her neyse

Etrafı toplayın

Etraf dağınık oldukça benim sinir beynime sıçıyor

Bunun yüzünden sizinle tartışmak istemiyorum canım oğullarım

😘😘😘

Taeyong offline

------------------------

Jungwoo da tıpkı Taeyong gibi dağınıklığa tahammül edemiyordu. Tabi hyungu kadar da kötü olmuyordu ama temiz olmaktan zarar gelmezdi.

Elinde vileda sopası ile yerleri silerken dans etmekten de kendini alıkoyamıyordu Jungwoo. Ağzından mırıltılar eşliğinde dans etmek ve aynı zamanda temizlik yapmak onun için meditasyon gibiydi.

"HİT HİT HİT! HİT SOUND!"

Lucas ise kollarını göğsünde birleştirmiş sevgilisini izliyordu.

Yüzünde bir tebessüm ile.

Jungwoo onu fark etmemiş, şarkı söylemeye ve dans etmeye devam ediyordu. Arada duraksayıp terden alnına yapışmış saçlarını geri atıyordu ama bu yaptığı saçlarının tekrar alnına dökülmesine engel olmuyordu.

Her şey bir anda gelişmişti.

Odaya giren Yangyang ve Hendery ortaklıkta koşuşturmaya başlamıştı.

"Hayır dedim sana Hen! Kabloyu vermeyeceğim! Kaç gündür Xiao ile oyun oynuyorsun. Birazcık da benimle ilgilensen olmaz mı? "

Yangyang koşmayı kesmiş ve ellerini göğsünde birleştirip dudaklarını büzmüştü ve kafasını yere eğmişti. Kendini kötü hissediyordu Yangyang. Hafiften gözleri de dolmuştu.

Böyle tam bir bebek gibi duruyordu. Hendery içinin eridiğini hissetti. Böyle bir bebeğe nasıl ilgi göstermezdi? O kendine bile hayrı olmayan Xiaojun yüzünden bebeğini üzmüştü.

Hendery de pişmanlıktan olsa kafasını yere eğip Yangyang'a yaklaştı ve göğsünde birleştirdiği kollarını çözdü. "Özür dilerim."

Ardından ellerini miniğinin beline dolayıp kendine çekti ve sarıldı. Kafası tam Yangyang'ın boynuna gelmişti. Daha çok yerleşti oraya. Daha iyi çekti onun kokusunu.

Yangyang ise şimdiden yumuşamıştı bile. Çünkü ona asla sinirli kalamıyordu. Bunu en iyi belki de Hendery biliyordu.

İkisi de birbirine sarılıp sakinleşmişken Jungwoo'nun çığlığı ile yerlerinden sıçradılar.

"Kahretsin! Bu sefer gerçekten kalçamı kırdım sanırım!"

Lucas'ın yerde acı çeken sevgilisine yardım etmesi gerekiyordu. Fakat Lucas sevgilisine bakıp gülmekle meşguldü. Hatta o kadar çok gülmüştü ki yerde tepinmiş, en son nefesi kesilmiş, ardından ağlamaya başlamıştı.

Yukarı katta anime izleyen Yuta ise dayanamamıştı.

"KES SESİNİ WONG YUKHEİ!"

-------------

Taeyong yatağına uzanmış, dinleniyordu. Temizlik yapmak onu yoruyordu ama aynı zamanda mutlu da ediyordu.

Galiba içten içe başak burcu özelliği taşıyordu.

Gözleri kapalı bir şekilde yorganın içinde cenin pozisyonundayken yorganı kendine çekip sarılmıştı.

Jaehyun ise Taeyong'u merak etmiş ve odasına gelmişti.

Uyuyan miniğinin yanında yere bacaklarının üstünde oturmuş onu seyrediyordu.

Bir süre oturdu öyle. Belki birkaç dakika, belki de 2 saat. Oturmaktan bacakları karıncalanmıştı ama umursamadı Jaehyun.

En son odadan çıkmadan önce sevgilisinin göz kapaklarına birer öpücük kondurup kulağına birkaç şey fısıldadı.

"Senin bu güzelliğin beni öldürecek. Ama bu ölüm ne güzel bir yoldan geçiyor bir bilsen."

----------------

Uzun zamandır yoktum

Ölmedim ama yaşıyorum da denemez mdckdxmdxmdkc

Şaka şaka

Yav yorum yapın okuması cevap vermesi çok eğlenceli

Sizi seviyorumm

~NCT WHATSAPP~ ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin