Bu bölüm düzyazı içerir.
Taeyong bugün mutlu uyanmıştı.
Perdesi kapalı pencerenin ardından sabah olduğunu haber veren kuş cıvıltılarının sesi geliyordu.
Bu sesler bile onu mutlu etmeye yeterdi. Kuş sesleri ona huzur verirdi.
Tıpkı Jaehyun'un sesi gibi.
Aklına Jaehyun gelince bir an duraksadı. Jaehyun gece geç saatte gelmişti yine. Nereden geliyordu, kiminle buluşuyordu bilmiyordu ama merak etmiyor da değildi. Ama Jaehyun'una güveni tamdı. Kendisini hayal kırıklığına uğratmayacak bir şey yapmayacağını bilirdi.
Aklına bunlar gelince gülümsemeden edemedi ve bir kıkırtı bıraktı dudaklarından. Fakat sesinin sesi olduğunu düşünmüş olacak ki yan yatakta yatan oda arkadaşı Mark uyanmasın diye eliyle kapattı ağzından kıkırtılar çıkan ağzını.
Hemen yatağını toplayıp aşağı indi. İlk önce Renjun'un yanına uğradı. Renjun kansızlık için ilaç kullanıyordu fakat sürekli unutuyordu içmeyi. Taeyong her sabah Renjun'un yanına gelip o yarı uyanıkken ilacını içirirdi. Yine aynısını yapmıştı. Taeyong Renjun' un gözü açılmadan içtiği suya bakarken tebessüm etti. Ardından mutfağa doğru ilerledi.
Eli alıştığından hızlı hızlı hazırlamaya başladı sofrayı. Jisung ve Chenle'nun sevdiği meyve suları, Yuta'nın her sabah yediği haşlanmış yumurtası, Mark ve Haechan'ın sevdiği krepler... Hepsi hazırdı işte.
Ardından odaları yaklaşık gruplarının sonsuz üye sayısı kadar dolaştıktan sonra herkes nihayet kahvaltıya inmişti.
Haechan Jaehyun' un uyuduğunu ve biraz rahatsız olduğunu söyleyince telaşlanmıştı. Bu çocuk neden dikkat etmiyordu kendine Tanrı aşkına. Hem de kendisi ona zarar gelecek diye dikkat etmeye çalışırken..
Sofradan kalkıp Jaehyun'un yanına gitti. Jaehyun yatağında cenin pozisyonunda üstüne yorganını çekmiş ve yorganına sarılmış bir şekilde uyuyordu.
Taeyong çöktü yatağının yanına. Biraz inceledi yüzünü. Kirpiklerini, yorgunluktan çökmüş gözaltlarını, pembelermiş dudaklarını, o güzel yanağındaki benini. Ardından saçını sanki ona hissettirmek istemezcesine yumuşak ve bir o kadar da yavaş okşadı. Yumuşaktı saçları. Gece banyo yapmış olmalıydı. Şampuan kokuyordu. Ama şampuan kokusu onun kendine has kokusunu örtme konusunda yetersiz kalmıştı.
"Jaehyun" diye seslendi Taeyong. Aynı zamanda alnına düşen saçlarını düzeltiyordu yatan oğlanın. Jaehyun kıpırdandı. Gözlerini açtı ve gülümsedi karşısında hyungunu gören gamzeli oğlan. Taeyong Jaehyun'un çıkan gamzesiyle saçındaki elini yanağındaki gamzesine getirdi ve biraz da orayı okşamaya başladı.
Ardından yavaşça çekti elini. Artık kahvaltıya kalkmaları lazımdı. "Hadi" dedi, "Kahvaltı hazır, seni bekliyoruz".
Jaehyun yeni uyandığından olsa gerek çatallamış sesiyle reddetti hyungunu. "Biraz uyumam için müsade eder misin hyung. Hatta seninle uyumam için bana müsade eder misin? Sana sarılarak biraz daha uyumak istiyorum."
Taeyong elbette böyle bir isteği şu durumda reddedemezdi. Yorgunluktan çökmüş gözleriyle kendisine bakan bu çocuk böylesine yorgunken bile bu kadar güzelken reddetmek çok büyük bir haksızlık olurdu.
Hyungunun gözlerindeki olumlu ifadeyi gören Jaehyun, gülümseyerek yatağında yan tarafa kayarak yer açtı ve yorganını kaldırdı. Taeyong hemen kıvrıldı Jaehyun'un yanına. Onun kokusunu içine çekerken gülümsedi ve Jaehyun'un göğsüne kafasını yasladı. Jaehyun kollarını sardı hyunguna ve onun kokusuyla uykuya kendini bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~NCT WHATSAPP~ ✅
FanficTAMAMLANDI✅ Taeyong: Kun, taze yoğurdun var mı? Taze köy sütü aldım da süt mayalayacağım. [Nct üyelerinin hepsi aynı apartman içinde oturursa ne olur?] ~~~~ Başlangıç: 21.07.19 Bitiş : 11.06.20 ~~~~ 1 #JAEHYUN ➡️ 04.06.20 4 #NCT...