4. Bölüm

59 4 0
                                    

Emma'nın evi güzeldi. İki katlı modern mimarisi olan bir villaydı.Dışında bir sürü spor araba park halindeydi. Bahçesi renkli ışıklarla aydınlanmıştı ve havuzun dalgalı gölgesi evin üzerine düşüyordu. İçeriden yoğun bir bas sesi kulaklarında uğuldarken Dave ve Addison evin önündeydiler. Addison gergince eve baktı. Avuçlarının içine kadar terlemişti. Dave kendisine göre daha rahat görünüyordu. Sakin bir yüz ifadesi vardı ama arada kaşlarını çatıyor ve düşünceli bir ruh haline bürünüyordu. Arabada gelirken Addison, kendini esmeri izlerken buluyor sonra hemen kafasını camdan tarafa çeviriyordu.

"Emma sorun çıkarır mı?" Diye sordu Addison. Bahçeden içeri giriyorlardı. Birkaç kişi onları gördüğünde şaşırdı. Dave arkadaşlarının yanından geçerken baş selamı veriyor bazılarına da yumruklarını tokuşturuyordu. Addison ise başkalarıyla göz temasından kaçınarak sessiz sessiz yanında yürüyordu. "Sonuçta eski sevgilin."

"Düşman olduğumuzu mu sanıyorsun?" Dave neredeyse gülecekti ama kendini tuttu. Addison'un endişeli ve korkmuş tavırlarına alışıyor gibiydi.

"Ben-"Addison ne diyeceğini bilemedi ama Dave geçmesi için kapıyı tuttuğunda içeri girdi. Ev dışından bile güzeldi. Addison'un gözleri biran parıldadı. Emma'nın zengin biri olduğunu biliyordu ama bu kadarını hiç tahmin etmemişti. Onları karşılayan kocaman bir hol ve devamında devasa boyutlarında bir salon vardı. Bu denli büyük evi tamamen dolu olması şaşırtıcıydı. Emma'nın çevresi genişti bu yüzden çokta şaşırmaya gerek yoktu. DJ eşliğinde insanlar dans ediyor, ellerinde tuttukları kırmızı bardaklarla içki içiyorlardı. Addison yutkunduğunda Dave arkasında bitti. "Bu kadar kasmana gerek yok." Dedi Dave. Addison o an Dave'nin kendisine fazla yakın durduğunu hissetmişti. Neredeyse kulağına doğru nefesini üflüyordu. Addison, sesten dolayı duyamayacağını düşündüğü için mi bu kadar yakın durduğunu merak etti. "Gerçekten hiç korkmuyor musun?" Diye cevap verdi Addison. Bakışları hala dans eden kalabalık üzerindeydi. "Sadece bir aptal korkmaz Addison ama oyunu bitirmek istiyorsan, korkuyu ikinci planda bırakmayı öğrenmen gerekiyor." Dave dedikten sonra elini diğerinin beline koyarak kendiyle birlikte onu içeri sokmuştu.

"Hadi içeri girelim."

Addison köşedeki koltuklardan birine oturdu. Uzaktan gören biri bile buraya yabancı olduğunu anlardı. Dave biraz gevşemek için kendisine içki almaya gitmişti. Hala mesaj yoktu ama Addison diken üstünde oturuyormuş gibi gelecek olan mesajı bekliyordu. Ortam gerçekten kalabalıktı. Zıplıyorlar, eğleniyorlar,öpüşüyorlar ve birbirlerine sürtünüyorlardı. Addison'un bir saniyeliğine midesi kalktı. Addison daha öncesinde birkaç kere alkol almıştı ama su içiyormuş gibi içen birilerini hiç görmemişti. Dolu bardakları kafalarına dikiyor olmalarına rağmen yüzleri buruşmuyordu bile. Addison ellerini dizlerine sıkıştırarak omuzlarını dikleştirdiğinde Dave kendini yanındaki boşluğa attı. Elinde iki tane içki tutuyordu. Birini Addison'a uzattı. Addison alıp almamak konusunda şüpheliydi ama teklif eden Dave olunca kabul etmemek aptallıktı. Addison, Dave'nin kendisi için uzattığı plastik bardağı aldığında diğerine teşekkür etti ama içmedi elinde tutmaya devam ediyordu.

"Kurbanlık koyun gibi durmayı bırakır mısın artık?" Dave bir kolunu genişçe kapenin arkasına attığında diğerine güldü. İçkisinden bir yudum almıştı.

"Her gün psikopat birinden mesajlar almıyorum kusura bakma." Addison göz devirdi.

"Seni neden daha önce görmedim."Dedi Dave. Ortamın gerginliğini bozmak için Addison ile muhabbet etmeye çalışıyordu. Addison buna kaşlarını çatmak istemişti ama kendini durdurdu. Addison her gün Dave'yi izlemek için futbol sahasına gitmişti. İki yıl boyunca her gün... Ama şimdi Dave gelmiş, onu hiç görmediğini mi söylüyordu. Addison'un göğsünde sıcaklık oluştu. Suratı düşmüştü.

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin