İ.M - Bölüm 1

34 3 1
                                    


"Hayat siz plan yaparken başınıza gelenlerdir. john lennon"

Hiç oturup düşündünüz mü, yaşadıklarınızın tekrarı olsa nasıl bir önlem alırdınız? Kendi adıma, böyle bir şey istemezdim. Her anın yaşanması gerektiğini hayatın ta kendisi öğretti bana.

Ben Poyraz Akın.

Geleceğini geçmişi üzerine kurmuş biriyim sadece. Bu defter ve kalemi elime almam yaklaşık beş yıl sürdü. Yaşanmış'lığımı, yaşadığım ve hatıralarımda olduğu kadarıyla sayfalara dökmek için çok çabaladım. Şimdi bu sayfalar her şeyin başından sonuna kadar sizin ellerinizde.......

Her gün, telefona kurduğum alarmın sesiyle irkilerek uyanırdım. Eminim bunu herkes yapmıştır "ertele oğlum poyraz" diyerek tek dokunuşla erteleme tuşuna basar uyumakla uyanık kalmak arasında yatakta dönmeye başlardım. On dakika sonra alarm tekrar çaldığın da artık kaçmanın imkanı olmadığını anlar yataktan gözler yarı açık, yarı kapalı şekilde kalkardım. Aslında Her şey sadece yataktan kalkana kadardır kalktıktan sonra hayata kaldığı yerden devam edersiniz. Her sabah yaptıklarım belliydi. Güzel bir duş alır, yine güzel bir kahvaltıyla kendimi ödüllendirirdim. İşte benim klasik sabah yaşantım buydu. O günün en kötü tarafı ise iki gün önce arabamı satmış olmamdı. Uzun zamandır toplu taşıma araçlarına binmediğim için geç kaldığımı düşünmüştüm. Ve bu düşünce o zamanki müdürümle karşı karşıya gelme korkusuna itmişti beni. Aslında iyi adamdı. Çok idare etmiş, çok görmezden gelmişti yaptıklarımı. Yeni bir araba alana kadar bu korkuyu yaşamamak için daha erken kalkmam gerektiğini düşünerek evden hızlıca çıkmış, ve işyerine gitmek için hani o minibüsü durdurmak için yapılan klasik bir el hareketi vardır ya işte o hareketi yaparak minibüsü durdurup binmiştim. Oturacak yer olmadığı için oturamamıştım üstelik ayakta olan tek kişi de bendim. Alışık olmadığım için çok zorlanmıştım. İnsanların bana garip bir şekilde baktığını hissetmiştim ya da o an ben öyle sandım. İnen yolculardan birinin yeri boşalınca oturmayı başarmıştım. Oturduktan sonra çokta kötü değilmiş demiştim içimden. Araba kullanmak zorunda değildim. Bazı zamanlar trafikten nefret ederdim. En önemlisi de neydi aslında biliyor musunuz hayatımın değişeceği günün bu minibüs de başlayacağını bilmeden güne başlamaktı sanırım. Aradan beş ya da on dakika geçmişti. Minibüs yolcu indirip almak için durup hareket ederken tekrar bir durma anı esnasında istemsiz şekilde başımı kapıya doğru çevirmiştim. İşte o an sanki her şey ağır çekim sahnesi gibi yavaşlamaya başlamıştı. İçeriye giren doğaüstü bir varlık olmalı diye düşünmüştüm. Siyah uzun saçları, deniz mavisi gözleriyle o kadar uyumluydu ki. Siyah geniş paça pantolon, üstüne de kırmızı bir gömlek ve deri bir mont vardı. Omzundaki çantasına sığmamış bir defter gözüme

çarpmıştı. Acaba ne iş yapıyor diye geçmişti aklımdan sonra her şey olabileceğini düşünmüş sadece ona odaklanmıştım. Bir ara göz göze gelir gibi olmuştuk heyecanlanmıştım. Elindeki bozuk parayla ücretini uzattığı o an önümdeki koltuğun boş olduğunu fark ettiğim de "lütfen buraya otursun, lütfen buraya otursun" diye resmen dualar etmeye başlamıştım. Önümdeki koltuğa yöneldiğinde sanki bakışlarım değişmişti. Biz erkeklerin kadınları etkilemek uğruna bazı bakışları vardır o bakışla karşılık vermek istemiştim ama otururken bir saniyeliğine bile göz göze gelmemiştik. Ön taraftaki koltuğa oturduğunda daha bahar ayına girmeden saçlarından gelen bahar kokusunu hissettim. O koku o kadar etkilemişti ki beni istemsiz bir şekilde gözlerimi kapattığımı fark etmiştim. Gözlerimi açtığımda utanmıştım bu durumdan, gören kimse olmamıştır inşallah diye söylenmiştim. Bir an saçlarına dokunmak istemiştim düz siyah saçlarına, bahar kokusu saçlarına. Camdan gözlerini görmeye çalışmıştım, denizle bahar yan yanaydı sanki. ne yaptıysam görememiştim. İçimden " bu zamana kadar biz nasıl karşılaşmadık" demiştim.  öyleydi yaklaşık 15 yıl aynı yerde oturmuştuk ailemle ama ilk defa karşılaşmıştık. Zaman geçtikçe iş yerime yaklaştığımı fark ettiğimde o yol hiç bitmesin istemiştim. "belki beraber ineriz" diye kendimi kandırma düşünceleri başlamıştı kafamda. Tabii ki öyle olmadı. İneceğim yere gelmiş ve hayallerim son bulmuştu. "umarım tekrar karşılaşırız deniz gözlü kız" demekle yetinmiştim. Son kez kokusunu içime çekerek, tekrar karşılaşmayı ümit edip inmiştim minibüsten.

İçimdeki MelodiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin