2.Bölüm - Change My Mind

981 60 18
                                    

Dün akşam harikaydı.Tamam, kabul ediyorum bazı aksilikler olmuştu.Ama James, beyaz atlı prensim bunları yok etmişti.Tanrım saçmalıyorum ama haklıydımda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum aramızda sadece 3947 km vardı.O kadar da çok değildi.One Direction'la aynı mesafe.Dün ki One Direction konserini internetten canlı olarak izlemiştim.Bazen merak ediyorum.O kalabalıktaki insalar gibi olacilecek miydik?Yani o Directionerlar yerine Türk Directionerlar olabilecek miydi?Konserde üçüncü şarkılarından sonra Niall konuşmuştu.Aynen şu kelimeleri söylemişti.

'Sosyal medyayı üç yıldır sarsan bie blog var.Ada Hazar 'ın blogu.Blogun iki kocaman özelliği var birincisi hem İngilizce hem de Türkçe paylaşımlar yapıyor.İkinci ve en önemli özelliği ise Directioner'larımızı tekrardan hayata bağlıyor.Bazı nedenlerden dolayı intihar ediyorlar.Kimi ailevi problemler yüzünden kimi ise bizim onları sevmediğimizi düşündüklerinden dolayı hayattan nefret ediyorlar.Ama unutmayın Directioner'lar siz olmasaydın biz belki Zayn'in evinin garajında prova yapıp hiç bir şey başaryamayan beş çocuk olurduk o yüzden sizi sevmediğimiz düşünmeyin.'

Sonrasında arkalarında ki adını' bilmediğim o büyük ekranda benim blogumun fotoğrafı çıkmıştı.Konseri izlemem bittikten on dakika sonra uyumak için hazırlanmıştım ama tam kuzuları sayıp Jamie Boo'ya sarıldığımda telefonum çaldı.

Kim arıyor ki diye düşündüm ve aklıma ilk olarak James gelmişti.

"Selam." 

Sesim baya bir uykulu çıkmıştı.

"Selam.Saat erken değil mi senin uykun var gibi."

"Sizin orada saat bir erken olabilir ama burada saat üç James.Saat farkını unuttun mu?"

"Seninle o kadar içten konuşuyorum ki sanki aileden birimiymişsin gibi.Bu yüzden mesafeleri unutmuşum."

İki dakika civarında konuştuk ve telefonu kapatıp WhatsApp'tan mesaj attı.Mesajı attığı anda yataktan düştü.Bizimkilere fotoğraf imzalatmış ve yazı yazdırmış.

'Sevgili Ada;

Hayatımızda en çok değer verdiğimiz şeylerden biri olan Directioner'larımızı korudun için sana sonsuz teşekkürlerimizi ve minetarlığımızı iletiyoruz.Umarım bizi her zaman seversin.Ve bu akşamki küçük hediyemizi beğenmişsindir.James'in sana değer verdiği kesin senin için imzalı fotoğraf istediğine göre... x -Love One Direction.'

O an ki mutluğumdan uyuyamadım ve saat sabah yediye kadar James ile WhatsApp'tan konuştum.Arada sırada ınunla konuşurken yataktan düşmüştüm.

Sabaha karşı saat yedi buçukta ona uyumasını gerektiren bir mesaj attıp ayağa kaltım.İlk işim bilgisayarımı açmak oldu.Google Chrome'dan yıldızlı kisteden bloguma tıkladım ve bağırmama engel olamadım.Çünkü dün akşam son paylaşımı yaptığımda - saat sekiz sularında- sadece 19.001.002 sayısına ulaşmış hesabımda 22.056.126 kişiye ulaşmıştı.Hızlıca sevinç dansı olarak adlandırdığım berbat dan figürlerimi sergiledim.İkinci bir çığlık attım.Çünkü odamda ki boy aynasında halimi görmüştüm tek kelimeyle perişandım.Koyu kahve renkteki saçlarım birbirine girmişti.Adeta bülbül yuvası gibiydi.Göz altlarım adeta madde bağılısı bir genci andırıyordu.Mosmor ve çökmüş halde. Gözlerim kapanmamak uğruna savaş kuruyor gibiydi.O kadar kötüydüm ki paylaşım yapıp kendimi duşa attım.

***

Okula gidebilmek adına saçlarımı yukarıda topuz yapmıştım.Göz altıma annemin aylık kulandığı fondeten miktarında fondoten sürmüştüm.Dün gece soğuktan çatlamış olan dudaklarıma parlatıcı sürüp okul formamı giymiştim.Yani vucütuma yapışan siyah kot ve siyah badinin üstüne gömlerk.Arkamada okulun siyah renkteki hırkasını bağmıştım.Cat marka botlarımı giyip OzPack'imi almıştım.Dışarıda beni bekleyen şöförümüzün yanına gidip açtığı kapıdan içeriye girdim.Telefonuma mesaj gelmişti.

My One Direction BlogHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin