11.Bölüm 2.Part - Ne Görüyorsun?

751 54 18
                                    

Not:Arkadaşlar eskiden ingilizceyi koyu renkle yazıyordum şimdi Türkçe'yi koyu renkle yazıcağım kaberiniz olsun.

Ada'nın Ağzından

Aradan ne kadar geçmişti?Onu görmeyeli ne kadar olmuştu?Onsuz geçirdiğim saat ne kadardı ki?Onu ne kadar özlemiş olabilirm ki?

Onu tam olarak bir hafta üç gündür görmüyorum.Tam on üç gün.Lannetli olduğuna inanılan sayı.Tam olarak 299 saat 42 dakikadır onu görmüyordum.Onu ne kadar özlediğimin bir kavramı, zamanı yoktu zaten.Olamazdı.Çünkü bu kainatta onu özlediğimi anlatacak ne bir söz vardı ne de bir sayı.Belki onun bana attığı mesajlar,cevapsız aramalara ya da bıraktığı yüzü aşkın sesli mesajları aça bilirdim.Ama götüm yemiyordu.

Odanın içinde volta atmmaya devam ederken kapım çaldı ve yardımcı içeriye girdi.

"Ada Hanım dedeniz Arda Bey sizi aşağıda bekliyor." dedi ve dışarıya çıktı.

Elimde ki telefonu şarja koydum ve aşağı kata indim.

"Beni çağırmışsınız dedeciğim."

"Gel,otur şöyle Ada." dedi ve şöminenin karşısında ki küçüklüğümden beri oturduğum bej ve beyaz renkli tekli koltuğu gösterdi.

Oturduğum zaman diğer koltuğa oturdu.

"Anlat bakalım şu sana tatlı, acı aşk acısı çektiren adamı."

"Anlatılacak bir şey yok dedeciğim."

"O yüzden her gece biz uyuduktan sonra sessizce ağlıyorsun.Anlat hadi yaşlı bunak dedene."

"Dede hani benim hayran olduğum grup vardıya..."

"Şu hani beş çocuğun olduğu grup."

"Aynen o dede.İşte orada hani sarı civciv dediğimiz çocuk varya ben onunla çıktım."

"Yoksa seni aldattı mı Ada?Söyle bir isteğinle onu vurdurayım."

"Hayır, dede beni aldatmadı."

"O zaman ne diye o inci tanelerini döküyorsun Ada?"

"Neden olacak salaklığından döküyor." dedi babaannem arkamdan.

"Müno hadi sen örgü örmeye yukarıya git."

"Herneyse dede.Bu bana yalan söyledi."

"Ne yalanı söyledi sana patatesim?"

Dedem beni küçüklüğümden beri patates diye sever.İrlanda'nın etkisi olsa gerek.

"Bana kendini başkası olarak tanıttı."

Yaklaşık on dakikalık bir açıklamam sonrasında konuştu.

"Haklıymış kızım.Sakın bana yalan söyledi deme çünkü sen bile yeri gelince kendini başkası diye tanıtıyorsun sırf seni soyadın yüzünden sevmesin insanlar diye.Bu da aynı mantık şimdi git çocuğun mesajlarını oku ve aranın düzelt." diye emir verdi.

"Peki, dede." dedim ve tam merdivenlerden yukarıya çıkıyordum ki arkamdan seslendi.

"Ada, en yakın zamanda Niall'ı tanımak istiyorum."

"Olmuş bil."

Odama çıktım ve sarjda açılmış telefonumu elime aldım.

Mesaj sayısını gördüğünüzde küfretmemeniz imkansız.Tam olarak 48.569 adet mesaj ve 50 yakın mesaj kutusuna bırakılmış sesli mesaj.Ofladım ve yavaş yavaş mesajları okumaya başladım.

 O:Bir insanın aşık olması saniyenin beşte biri kadar bir zamanda oluyormuş biliyor musun Ada?Peki unutmak.Senin bana olan öfkeni unutmadn ne kadar sürecek?

My One Direction BlogHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin