Birkaç hafta geçti. Main Sokagı durgundu. Cinayet yok, aniden gelen psikopatlar yok. Eski, aptal Main.
John polis departmanının olduğu yoldan evine doğru yürüyordu. Saat kaçtı? 23:34.
Jason büyük ihtimalle uyuyordu. Bir yerde oturup birşeyler içebilirdi belki. Bar? Hayır. Fazla gürültülü. Belki şu blues müzik çalan küçük kafeye gidebilirdi. Adı neydi oranın? Shapes of Blue? Sanırım.
Eve giden yoldan saptı ve café ye gitti. İçeride Janis Joplin' in bir şarkısını çalıyordu biri. 14 yaşlarında bir çocuk summertime ı çalıyordu. Ve yanında onun yaşlarında bir kız şarkı söylüyordu.
Bir garson geldi yanına. Kızda bir tuhaflık vardı. Sarışındı ve simsiyah bir göz makyajı vardı. İsim kartindaki isim de tuhaftı. Lilith.
Değişik bir ses tonuyla "Ne istersin, tatlım?" dedi. Ve ardından sırıttı.
John biraz garipsemişti kızı ama "Sıcak çikolata, lütfen." dedi.
"Bu benden olsun." dedi ve arkasını dönüp mutfağa gitti.
John şarkıya dalmıştı ki kahve geldi. Ve başka bir şarkı çalmaya başladılar. The Gunner's Dream.
John kahveyi yudumlarken gözü saate takıldı. Gece yarısına iki dakika vardı.
Kalbinde bir sıkışıklık oluşmaya başladı. Gözleri kararmaya başladı. Başı dönüyordu. Ve yere düştü.
Hastane Saat 01:30
John gözlerini açtığında Jason ona kıpkırmızı gözlerle bakiyordu. John "Jason." diyebildi.Çocuk onun uyandığını görünce direk sarıldılar.
Madison ve tanımadığı kızla polis Dave de odadaydılar. Etrafındaki kokudan ve üstündeki kıyafetlerden hastanede olduğunu anladı.
Dogrulup yatağın kenarına oturdu ve "Noldu bana?" dedi ölü bir sesle.
Tanımadığı kız "Biri ya da bir şey seni zehirlemeye çalıştı." sonra Dave' e dönüp "Tıpkı söylediğim gibi." dedi dalga geçer gibi.
Dave ise "Benden bir anda ortaya çıkan hiç tanımadığım küçük bir kıza hemen inanmamı bekleyemezsin." dedi.
"Sonuçta dedigim doğru çıktı. Buna devam edecekler. Herkesi burdan uzaklaştırana kadar devam edecekler. Bu yüzden yardım istiyorum." şu kız küçük olmasına rağmen fazla olgun konuşuyordu.
Madison araya girerek "Siz ikiniz ne konuşuyorsunuz? Ve sen kimsin?"
Kız "İnsanlar bana Ivy der. Şu cinayetler hakkında tek bilgi sahibi olan benim." dedi ve Dave' e bir bakış attı.
Madison son zamanlarda tanıştığı insanların isimlerine içinden küfür etti.
O sırada doktor girdi ve "Uyanmışsın. İyi. Erken gelmeseydin büyük ihtimalle ölmüştün."
John olup biteni anlamaya çalışarak "Nasıl buraya geldim ve ne oldu?" dedi.
"Biri kahvenin içine yılan zehri katmış. Seni bulduğumuzda hastanenin kapısında yığılı duruyordun. Bu yüzden Dave' i aradık." dedi doktor.
Dave araya girdi ve "Sana bazı sorular sormam gerek John. Eğer yanlız konuşmak ıstersen..." dedi.
John "Hayır onlar kalabilirler." dedi ve korkudan bir kelime bile etmemiş John'a baktı.
"Neden café ye gittin?"
"Canım sıcak çikolata istedi. Evde de yapabilirdim ama Jason büyük ihtimalle uyuyordu ve rahatsız etmek istemedim."
"Café de yanlız mıydın?"
"Aslında hayır. İki kişi şarkı çalıyordu. Bir tane de garson kız vardı."
"Garson kız... Daha önceden tanıyor muydun?"
"Hayır ama adını görmüştüm. Yaka kartında. Lilif... Lilith. Evet Lilith' ti ismi."
Madison' ın gözleri bir anda sonuna kadar açıldı. Lilith. O kız.
Dave café nin ismi gibi birkaç soru daha sordu ve polis departmanının oraya gitti. Yanına Ivy' i de aldı.
Doktor "John, sabaha kadar burda kalsan iyi olur. Arkadaşların yanında bekleyebilir." dedi.
Madison "Benim eve gi-gidip birşey yapmam lazım, e-evet o işi. Görüşürüz." dedi ve aceleye çıktı.
Jason hala ağlıyordu. John ona sarılarak "Tamam, aglama. Hala yaşıyorum bu da birşey zhdfcj" dedi.
Jason sırıttı. "Ve hala aptalsın." dedi. "Bir daha evimizde sıcak çikolata iciyorsun."
Sonra John uyuyacaağını söyledi ve yattığı gibi uyudu.
![](https://img.wattpad.com/cover/14948092-288-k308338.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Main Sokağı Cinayeti
Mistero / ThrillerMadison bilmeden bir cinayete tanık olmuştur ve dünyadaki en büyük şizofren suçluların olduğu ve onları durdurmak zorunda olduğu bir hayata başlar.