Thousand Years | Half Texting | JİKOOK~

~0.3~

"Hyuna masaları topladın mı?"

Son tabağı da bulaşık makinesine yerleştirirken seslenmiştim. Hyuna tepsiyi tezgaha koyduğunda derin bir nefes verdi.

"Masalar bitmek üzere. Sen kasaya bakabilir misin? Bumyeom oppa mola'ya geçecek."

Başımı sallayıp kasaya geçtiğimde saatime baktım. Mola vermeme birkaç dakika kalmıştı. Her seferinde bacaklarıma giren ağrıyla nefesimi tutuyordum.Telefonuma kısa bir bakış attığımda düşüncelerime daldım.

Bana yazan kimdi?

Ne istiyordu?

Ve ben ona ne anlatmıştım?

Daha doğrusu aramızda geçen şey neydi?

Müşterinin sesini duyduğumda Düşüncelerimden sıyrılarak başımı kaldırdım.

"Siparişinizi ala-"

Gördüğüm yüzle tüm dengemin bozulduğunu hissetmiştim. Hatırlıyordum, yüzünden tanımıştım. Yüzünü unutmamıştım..

"Sanırım hatırlatmama gerek kalmadı, hm?"

Gülerek ellerini masaya koyup üzerime eğildi.

" 5 dakikaya mola verecekmişsin. Arka tarafta bekliyorum.."

Göz kırparak uzaklaştığında donakalmıştım. Dün gece olanlar bir bir aklıma girerken yüzümü buruşturdum. Bir daha ne olursa olsun içmemeliydim. Resmen ona kendi ellerimle numaramı vermiştim.

***

Önlüğümü çıkarıp yerine astım. Arka tarafa ilerleyip kapıyı açtığımda gözlerimi etrafta gezdirdim. Kanepede oturuyordu. Tekli sandalyeye oturduğumda gözlerini telefondan çekip üzerimde gezdirdi.

"Hiç değişmemişsin.."

İçine doğru konuşmuştu ama duymuştum.

"derken?"

Gözlerini yüzümden çekip etrafta gezdirdi.