~1.0~

274 33 6
                                    

Haftasonu gelmişti. Sadece birkaç günde Jiminle aramda güçlü bir bağ oluşmuştu. Normalde insanlarla aram pek iyi olmazdı. Young Do'dan sonra ilk defa nefes alabildiğimi, yaşayabildiğimi hissediyordum.

Young Do ile 6 aylık ilişkimiz vardı. İlk ve son ilişkimdi.

Daha çok yakın arkadaşlar gibiydik.
Fakat beni aldattığını öğrenmemle yıkılmıştım.

Ona gerçekten aşık olduğumu düşünüyordum ama sadece güven yüzünden üzülmüştüm. O günden sonra insanlarla arama güven sorunu girmişti zaten.

Jimin kafamı karıştırıyordu. Beni gerçekten sevip sevmediğini anlayamıyordum. Ama benim ona olan duygularım arkadaştan öteydi bunu biliyordum. Onunla vakit o kadar çabuk ve hoş geçiyordu ki... Young Do'yu ona ikinci sefer düzgün açıkladığımda benimle çok tatlı konuşup ilgilenmişti.

Kapının çalmasıyla hızla kalkıp kapıya ilerledim. Saçımı elimle karıştırırken diğer elimle kapıyı açtım.

Karşımda parıldayan bir Jimin görmemle hızla kapıyı kapadım.

Lanet olsun üstümde sadece baksır vardı?!

Hızla odama koşup üstüme bir şeyler geçirdikten sonra ellerimle saçımı düzeltip taradım.

Birkaç dakika sonra tekrar kapı çaldığında koşup açtım.

"Hoş... Hoşgeldin"

Nefesimi düzene sokarken her zamanki sırıtışıyla gözlerini üzerimde gezdirdi.

Içeri girerken güldü.

"Dükkanın açık kalmış."

Hızla pantolonumun fermuarını çektiğimde kapıyı kapadım. Güne ne olaylı başlamıştım böyle?

Thousand Years | Half Texting | JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin