"ya ama saadet abla bu şimdi mi söylenir,ben azer'lere gidecektim." bebeği kucağıma verdi.
"o zaman bebekle birlikte git karaca,hadi ya nolur. bak kaç gündür salih'le başbaşa kalamıyoruz zaten. hadi lütfen birkaç saatçik." gülümsedim ve kafa salladım.
•••
"azer o nasıl bir yemek yedirmek ya,biraz yavaş olsana." ters ters bana baktı."daha ne yapayım kızım yemek bile yediriyoruz işte." göz devirdim ve elindeki çorbayı aldım.
"idris hadi ham yapalım." gülümseyerek ağzını açtı.
"bak nasıl da açıyor normal yedirince."
"yok bu çocuk sana farklı bakıyor karaca göz koyduğu için kesin böyle."
"ya azer bak işine ya."
"ben duşa girip çıkayım bu çocuk da döndüğümde uyumuş olsun." göz devirdim.
"emrin olur azer bey."
azer çıktıktan birkaç saniye sonra telefonu çaldı.
"azer,telefonun çalıyor."
"sen aç."
"alo."
"alo azer." karşıdan gelen tanıdık ses ile rahatsızca kıpırdandım.
"benim aslı,karaca."
"aa merhaba karaca,azer'i telefona verebilir misin? önemli bir şey diyeceğim." hala görüşüyorlar mıydı?
gözlerim hafifçe dolarken sesimin titrememesi için kendimi sıkarak konuştum.
"azer üstünü değiştirmeye gitmişti,sen aç dedi de o yüzden açtım. geldiğinde hemen söyleyeceğim."
"teşekkürler karaca." cevap verme gereği duymadan kapadım ve titreyen ellerimle idris'i kucağıma aldım.
•••
salonda ağlamama mücadelesi verirken azer'i görmemle direk gözlerim dolmuştu bile."aslı aradı,senin geri dönmeni bekliyor." kafa salladı.
"beni aramışsın."
"ne?!"
"tamam yarın görüşürüz." telefonu kapadı ve bana döndü.
"senin gözlerin neden doldu?" telefon sesiyle gözlerimi gözlerinden ayırdım.
"efendim fadik teyze"
"tamamdır fadik teyze,görüşürüz."
"ne olmuş anam neden aramış?"
"bizimle konuşacaklarmış eve çağırıyorlar." kafa salladı.
"idris'i sen alır mısın?" idris'i kucağına aldı ve hafifçe fırlatır gibi yaptı,idris gülücükler saçarken yanımdaki güzel adama bakıyordum. çok,çok güzel gülüyordu.
"arabayla gitmeyelim ya,biraz hava almış oluruz."
idris'i indirdi ve elinden sıkıca tuttu,ben de idris'in diğer elini tuttum.
"gidelim."
•••
"şimdi biz konuştuk,sadece sizlerle konuşması kaldı." anlamazca amcama."pazar gününe kız isteme olacak." kalp ritimlerim dışarıdan duyulacak kadar hızlı atarken bakışlarımı azer'e çevirdim.
"ne?"
"ney ne azer?"
"kim evleniyor lan,doğru dürüst anlat bi."
"akın ve seyhan." şaşkınca birbirimize döndük.
"abim?"
"seyhan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
arkadaşk,AzKar.
Jugendliteraturhatırlıyor musun sevdiğim,benim sana aşık olup,senin onun dışında kimseyi görmez olduğun günleri..