DARK LOVE

DARK LOVE 17.BÖLÜM

Rae bir dakika boyunca Sandra ve Scoot'ı izledi.Yerde gördüğü cesetler kanını dondurmuştu.Yüksek sesle hıçkırarak koridorda koşmaya başladı.Scoot,kızın arkasından koşarak ''Rae'' diye bağırdı.Rae,kendini Ava'nın yatağının üstüne attı.Krize girmiş gibi ağlıyordu.Gözlerini tavana sabitleyerek ağlamaya devam etti.Scoot,yanına uzandı.Beyaz yatak çarşafları kırmızı kan olmuştu.Kanları umursamadan kıza sarıldı.Rae'nin beyaz geceliği kan olmuştu.Scoot,kanlı ellerini,Rae'nin saçlarında gezdirdi.Ve kızı iyice kendine çekti.

  Rae'nin ağzından ; 
   Kaç tane ceset vardı ? üç mü ? beş mi ? bilmiyordum.Onunla geldiğim için yanlış bir seçim yaptığımı hiç düşünmedim.Şu ana dek.Beynim yavaş yavaş yerine gelmeye başlamıştı.Ellerinden kurtulup ondaan uzaklaştım.Tekrar yaklaşmak yerine yüzüme baktı.Göz yaşllarımı tek elimle silerken ''Artık dayanamıyorum'' diye bağırdım,hıçkırıklarımın arasından.Pişmanlıkla yüzüme bakmaya devam etti.Ama bu pişmanlık pastayı bitiren bir oğlan çocuğun pişmanlık içinde annesine bakmasına benziyordu.Sanki çok masum bir suç işlemiş ve bağışlanmayı bekliyor gibi bir hali vardı.Sanki kızları öldürmesi çok hafif bir suçmuş gibiydi.''Seni çıldırttığımı söylüyorsun,ama asıl sen beni çıldırtıyorsun.'' Yataktan kalktım.Hemen arkamdan o da kalktı ve karşımda dikildi.Ona bakarak ''Çözülmesi zor bir bilmece gibisin.Bir an gökkuşağı kadar neşeli ve renkliyken,bir anda dumanlı ve karanlık ruh haline bürünüyorsun.'' dedim.Devam etmeme izin vermeyerek öpücüğü ile beni susturdu.Başta karşı koymak istedim ama yapamadım.Bir kaç saniye boyunca karşılık vermedim ama daha fazla karşı koyamayarak dilimi ağzının içinde hareket ettirdim.Dudakları her zaman kadifemsiydi.Hem bu kadar yumuşak hem de nasıl bu kadar sert öpüşebiliyordu ? Kanın paslı tadı ağzımın içindeyken bir müddet öpüştük ve sonrasında geri çekildim.Bu sefer konuşan o oldu ''Asıl bilmece olan sensin ve ben o bilmecenin her köşesini çözmek istiyorum.''

  Ava,Nico'nun çıplak vücuduna sarılmıştı.Nico doğruldu.Komidinin üzerinde duran kadehlere şarap doldurdu ve tekini Ava'ya verdi.Ava şarabından bir yudum aldıktan sonra Nico'ya bakarak ''Richard ve sen nasıl tanıştınız ?'' Nico sıkılmış bir yüz ifadesiyle ''Buralara geldiğim ilk zamanlar buraya alışmama yardımcı oldu.''

 Rae ve Scoot kanlara aldırmadan yatakta birbirlerine geçmiş vaziyette uzanıyorlardı.Scoot,kapattığı gözlerini araladı ve ''Benden nefret etme.'' Rae,iri gözlerini Scoot'ın kusursuz yüzüne dikti ve ''Senden nefret etmiyorum.'' derken sesi hala titriyordu.

Sandra gece boyunca uyumamıştı.Devirdiği üçüncü şarap şişesini de diğerlerinin yanına fırlattı.Sabaha doğru sızdığı sırada saar 5.15 di.

Ava mavi geceliğini giyerken,Nico hala yatakta uyuyordu.Ava geceliğini giydikten sonra uyumakta olan Nico'ya kocaman bir öpücük verdi.Aniden uyanan Nico,Ava'ya gülümseyerek yataktan çıktı ''Günaydın tatlım.'' diyen Ava,cevap vermesine izin vermeden odadan çıktı.
Hızlı adımlarla kendi odasına giderken son anda vazgeçti ve Scoot'ın odasına gitmek için asansöre yöneldi.Kapıya sertçe vurarak beklemeye başladı.Defalarca kez kapıya vurmasına rağmen açan olmadı.Tam geri dönüp odasına gidecekken,kapı açıldı.Ava,Sandra'yı görünce gözlerini devirdi.Bir an Sandra'ya baktığında onunda kapının eşiğinde durup gözlerini devirdiğini gördü.Ava sesini alçaltarak ''Seni gördüğüme hiç şaşırmadım.'' Sandra uykulu gözlerini hafifçe kısarak ''Benim aklımdan da tam olarak bu geçiyordu.'' Ava kapıyı eliyle itti ve ''Scoot nerede ?'' Sandra elini saçlarının arasına geçirerek ''Bence bunun cevabını ikimizde biliyoruz.'' Ava,cevap bile vermeden koşar adımlarla merdivenlere yöneldi.Merdivenleri ikişer ikişer atlayarak kendi odasına geldi.Kapıyı açıp içeri girerken bir yandan da bağırıyordu ''Sandra denen sürtüğün tüm geceyi odanda geçirmesi hoşuma gitmiyor.'' Sözüne devam edecekken kanlar içinde birbirine girmiş olan Rae ve Scoot'ı görünce bir an donup kaldı.Scoot kapıdan çıkmak üzereyken döndü ''5 dakika sonra ikinizde lobide olun.'' Rae bitkin bir halde saçını topladı.Eline bulaşmış kanı su ile temizleyerek lobiye indi.Ava merdivenlerden kıvırarak inerken ''Oo millet,takım tamammış.'' Scoot gülümsedikten sonra beyaz bir tokayla saçlarını toplamış olan Rae'nin tokasını usulca çekti ve ''Biliyorsun'' dedi. Sandra sarı uzun buklelerini düzleştirmişti.Saçlarının bir kısmını parmağına dolarken ''Son zamanlarda burası fazla sıkıcı olmaya başladı.'' Gözlerini masada ki herkesin üstünde gezdirdikten sonra konuşmaya devam etti. ''Bir bakire prenses,bir sıkıcı ve yaşlı gay.'' Gözleri Rae ve Richard'ın üstünden geçerek Nico'yu buldu.''Bir tane yakışıklı ama aptal çocuk ve bir sürtük'' derken ise gözleri Ava'yı buldu. ''Burada kovalamaca oynamak dışında ne yapıyoruz ?'' Bu kez direkt Scoot'a dönerek konuştu ''Neden sadece ikimiz takılmıyoruz ? '' Scoot kahkaha atarak ''Oysa ben burada sadece bir melek'' derken Rae'ye baktı. ''Asi bir savaşçı'' dediği sırada Ava'ya göz kırptı. ''Sarışın bir sürtük ve yaşamlarını bile umursamadığım kişileri görüyorum.'' bir anda kalkarak asansöre yöneldi.Sandra hemen arkasından giderek asansöre bindi.Çantasından çıkardığı kırmızı rujunu sürerken ''Akşam neden Rae'yi halletmiyoruz ?'' Scoot tartışma kabul etmeyen ses tonuyla ''O kızdan uzak dur.'' Sandra gülümseyerek ''Beyaz boynundan gelen kanlar süzüldüğünü görmeyi istediğini biliyorum.'' Scoot,asansörden çıkarak odasına girdi ve tekrar konuştu ''O kıza dokunmayacaksın.'' Sandra daha fazla üstüne giderek ''Bu odada çığlıklarının yankılandığını düşünsene.'' Ani bir hareketle kızın sarı saçlarını kavrayan Scoot bağırdı ''O kıza bir şey olursa seni yaşatmam.'' Sandra,Scoot'ı iterek ''Neredeyse o küçük kıza benim kadar değer verdiğini düşünüyorum.'' dedi ve bu sefer gülen Scoot oldu.Kahkahası bittiğinde Sandra'ya bakarak ''Sen kendini Rae'yle mi kıyaslıyorsun ? Senin ondan iyi olan tek özelliğin orospuluğun.''

 Rae gözlerini açtığında karanlık bir odadaydı.Oraya nasıl geldiğini bilmiyordu.Gözleri karanlığa alışınca,belli belirsiz bir suretin üstüne geldiğini gördü.Biraz daha yaklaşınca,Rae kekeleyerek ''Sa-sa-Sandra.''