6.Bölüm

33 13 6
                                    

"Aslında yasaktan çok bir çekim gibiydi."

"İç güdüsel mi?" Yine Mirza sormuştu.

"Evet ne olduğunu fark etmeden hep orada buluyorduk kendimizi."

Destan artık kendinden emin bir şekilde söze başladı.

⚜️🔱⚜️🔱⚜️

"Efsaneye göre ormanda Sierra adında bir genç kız yaşarmış. Bu kızın adeta güneşi kıskandıracak türde ışıl ışıl parlak bir teni, karanlıktaysa ay gibi parlayan kadifemsi saçları varmış. Kızı görenlerin gözleri kamaşır büyüleyici sesini duyanlarınsa nutku tutulurmuş.

Bir gün bu güzeller güzeli kız ormanda gezerken muhafızlar tarafından yakalanmış, günlerce esir tutulup işkencelere maruz kalmış. Kız o kadar acı çekmiş ki daha fazla dayanamayıp canını alması için Tanrı'ya yalvarmış. Bir gece muhafızlardan biri Sierra'nın hükmüne karar vermiş ve kalbine bir hançer saplayıp gırtlağını kesmiş.

Sierranın cansız bedenini ise ormanın derinliklerine sürükleyip bir göle atmış. Derlerki o kız ölmemiş su da hayat bulmuş, kanının değdiği her yerde de Beyaz çiçekler açmış. Ama ruhu asla edebiyete ulaşamamış ve huzuru bulamamış."

Asıl dinlerken benim nutkum tutulmuştu. Bir insan diğer bir insana bunu nasıl yapar, ne kadar vahşice ve acımasızca. "Zavallı Sierra" diye mırıldandım, gerçekten üzülmüştüm ona Mirza surat ifademden anlamış olacakki "hey bu sadece bir efsane bu kadar takılma" dedi.

Bunun bir efsane olması bir şeyi değiştirmezdi ki duyguları olan her kişi buna üzülürdü gerçek olsun olmasın. Destan, Mirza'nın söylediklerine karşılık "Unutmayalım ki her efsane, bir gerçeklik payı taşır." dedi.

Doğruyu söylüyordu hep efsanelerden bahsedip dururuz ama aslında olanlar biraz abartma katılması dışında hep gerçek olmaz mıydı. Peki ama bunun kardeşimin kaçırılmasıyla ne alakası vardı onu anlamamıştım ve bunu Destan'a sormaktan da çekinmemiştim.

"O halde bunun Lavinya'nın kaçırılmasıyla ne alakası var." Sorum çok açık ve netti, bu tarz şeyler benim için çok yeniydi ve anlamakta güçlük çekmem çok normal değil miydi sizce de. Destan sorum üzerine gözlerini kısıp suratıma bakmaya başladı, o an ela gözlerinin içine hapsolmuştum, hafif bir yutkunmayla kendime gelip söyleyeceklerine odaklanmaya çalıştım.

"Diğer bir rivayete göreyse de kızı öldürmemişler, vahşi hayvanların gelip öldürmesini umarak göle atıp açık yem haline getirmişler."

"Nasıl yani diyebildim" sadece, gerçekten bu kadarı çok fazlaydı. "Kaçamasın diye onu yaralamışlar ve gölün içerisine bırakarak acı çekişini zevkle izlemişler." Sierra suyun içerisinde kendine zar zor gelebildiğine suyun karartısıyla daha çok ürkmüş ve çıkmak için çırpınmaya başlamış ama bu çabası ona daha fazla acı vermekten öteye gidememiş.

Sierra artık ölümünün yaklaştığını anlayıp hazin sonu için göz yaşları dökmeye başlamış. Gözlerinden düşen her bir damla o çok korktuğu karanlık suya nüfus etmiş her yere dağılmış uzun saçlarıysa adeta bir yıldız gibi parlamaya başlamış. Son nefesini verdiğindeyse her bir saç teli küçük denizkızlarına dönüşmüş ve etrafa yayılmış.

Mirza "böylelikle Sierra bu dünyadan bir başına değil arkasında binlerce yavru bırakarak göç etmiştir. Anlayacağın bu kız sirenlerin anasıdır" dedi.

Destan tekrar söze başladığındaysa hemen hemen her şey netlik kazanmıştı. "Denizkızları yıllar boyu annelerinin yokluğunda oradan oraya savrulup hayatı tek başlarına öğrenmiş oldular. Ve bu da onları vahşileştirdi." Mirza'da ardından Destan'ın söylediklerini tasdikler şekilde konuşmaya başladı. "Böylelikle onlar masum denizkızları olmaktan çıkıp, yırtıcı sirenler oldular"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOĞAÜSTÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin