1.Bölüm

301 81 81
                                    


Hayat'ta her şey'in bir başlangıcı vardır. Ve her başlangıç beraberinde sayısız beklentiyi getirir.

Bence insan beklenti olmadan yaşayamaz. Zaten bu dünya'yı çekilebilir hale getiren bir şey varsa, o da hayal dünyamız değil midir?

Sınırsız.. Limitsiz.. Ve sonsuz hayaller..

Birçok kızın hayalinde;

Pazartesi zengin bir iş kadını, Salı okulun en havalı kızı, Çarşamba işinde kariyer sahibi kimse ve daha birbirine benzer hayaller ama ben hiçbir zaman bu şekilde hayal kurmadım..

Bir gün çok güçlü bir kurt, diğer gün nazik bir vampir, ertesi gün kötü ganster'in kızı yada sevgilisi olmak. Sanırım biraz fazla uçuk kaçıktım. Zaten beni ben yapan da bu kaçık hayaller değil miydi.?

Her doğum günümde pasta da mum üflerken bir mucize olmasını ve sihirli güçlerimin olmasını dilerdim.

Yada her gün şehre inmek için, o lanet olasıca orman yolunu kullanmak zorunda kaldığım bir gün doğa üstü herhangi bir varlık tarafından ele geçirilmek.

Ama insan her zaman için ne dilediğine dikkat etmeliydi..

Hangi gerizekalı, insan gibi muhteşem bir canlı dururken başka bir şey olmak isterdi ki? Sanırım o gerizekalı ben oluyorum. Peki ben kim miyim.? Güzel soru ben G. İsra Yankı, G. Dememde ki tek amaç gizli bir havasının olması, tabi canım yoksa kesinlikle ilk ismimden utanmıyorum(!) neden utanıyım ki güldürmeyin beni.

Ama şu son bir saatte öğrenmiş olduğum gerçekler doğrultusunda bende kim olduğumu bilmiyorum, aslında ne olduğumu desem daha doğru olur.

Ben ve Lavinya -manevi kız kardeşim- biz kimdik daha da doğrusu biz neydik.?

Şu bir saat öncesinde konuşulanları yani yazılanları düşünüyordum da.. İnsanlar gerçekten de ne dilediğine dikkat etmeliydi..

Flashback bir saat öncesinde olanlar;

"Girdap! Hey kime diyorum, hemen buraya geliyorsun küçük hanım."

"Ahh Uray amca bana şöyle seslenmekten vazgeç!"

Gerçekten bana bu şekilde seslenilmesinden nefret ediyordum, hangi ileri zekalı anne ve baba çocuğuna böyle bir isim koyar ki.?

"Seninkiler koymuş sanırım"

Ah hadi ama yine mi sesli düşündüm. Herkes içinden olağan şeyler düşünürken benim bunları sesli düşünmem bana haksızlık değil de ne peki.

" Girdap sizinle konuşmak istediğim bir konu var, Lavinya'yı da çağır ve hemen buraya gelin."

Bana tekrardan Girdap dediğini düşünmemeye çalışarak Lavinya'yı aramaya başladım. Aslında sorunum isimle değil de onu koyan kişilerle  alakalıydı biyolojik anne ve babam..

Onlara hâla anne ve baba diye hitap ediyorsam kesinlikle Uray amcama karşı saygımdandı, elinden geldiğince bizi terbiyeli ve saygılı yetiştirmeye çalışmıştı.

Kendi öz ailem beni terk edip gittiklerinde, Uray amcam beni bulmuş ve kendi kızı Lavinya'dan hiç ayrı tutmamıştı. Yıllardır bana ve Lavinya'ya babalık yapmakla birlikte annelik, abilik de yapıyordu. Kaçınılmaz bir gerçek olansa, ben nasıl ki anne-babamı tanımıyorsam Lavinya'da o denli annesini tanımıyordu.

Ailem beni terk ettiğinde 3 yaşındaymışım şimdiyse 21 yaşındayım, koskaca 18 yıldır ne ben ailemi gördüm ne de Lavinya annesini, ne zaman babasına ne olduğunu sorsa, ya geçiştiriyor ya da sizi ilgilendirmez deyip gidiyordu.

DOĞAÜSTÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin