Telefon Kulübesi
Hava kararmıştı ve dışarıda sert bir rüzgâr esmekteydi. Nedensiz adımlarımla bir telefon kulübesine doğru ilerliyordum. Bir an yerde sürüklenen bir kağıt parçası dikkatimi çekmişti. Kağıt parçasında ne yazdığı veya neyin sarılı olduğunu merak etmiştim öylece. Zaten o an nereye gideceğini bilmiyordu ayaklarım ve neden telefon kulubesine ilerlediğimi de bilmiyordum. Garip bir duygu sarmıştı tüm bedenimi, bir akıntıya sürüklenir gibi rüzgarda uçuşan kağıt parçasını takibe koyulmuştum.
Bir kağıt parçası, hayatınızı değiştirebilir mi?
İşte o kağıt parçası ayağımın arasında şimdi. Sebepsiz merakım beni telefon kulubesiden epeyce uzaklaştırmıştı ama bunu umursuyor değildim. Bu kağıt parçası, o an içinde bulunduğum boşluğu doldurmuştu sanki. Yere eğildim ve ayağımın arasındaki kağıdı elime aldım. Kağıt buruşturulmuştu, içinde bir şeyler yazılıydı. Birbiri içine sıkıştırılan kağıdı açtım ve kağıtta yazılı olan cümleleri okumaya başladım.
Elime aldığım kağıdın bir yüzünde " Özgürlüğünü kısıtlayan herşeyi içindeki fırtınaya savur." yazılmıştı. Arka yüzünde ise " Bir kez yaşadığın bu hayatta, bugün korkarak yapmadıklarını ölünce mi yapacaksın?" cümlesini okumuştum.
Kağıda yazılı olan sözler beni bazı düşüncelere zorluyor gibiydi. Bir an yaşamış olduğum hayat gözlerimin önünden su misali akmaya başlamıştı. Neden öğretmenime anlamadığım konuyu sormamıştım? Sınıftaki geri zekâlı çocuk ben miydim? Yoksa sınıfta geri zekâlı oluşumu kabullenmiş ve bunu herkesten saklıyor muydum? Neden zekâlı olmaktan, bilmekten korkmuştum ki? Yoksa aptal olduğumu bilmek bana mutluluk mu veriyordu? Neden çocukken hayalini kurduğum tiyatro perdelerinin arkasına gizlenmemiştim hiç? Yoksa sahne sırasının bana gelmesinden mi korkuyordum? Neden ailem kavuşacağım hayallerimi değil de kazanacağım parayı düşünmüştü? Neden evlatlarına güvenmemişlerdi? Yoksa oğullarının kullanma kılavuzunda tiyatro oyuncusu olamaz mı yazılıydı. Neden sevdiğim kız arkadaşıma o an ki duygumu ifade etmek için, seni seviyorum dememiştim ki? Yoksa bu ona aşık olduğum anlamına mı geliyordu? Korkumun nedenini bile bilmiyordum oysaki. Neden haksızlığa susuyordum hep? Neden hayalim için bir çılgınlık yapmamıştım hiç ve neden bugüne kadar kendim için bir şey bile yapmamış gibi hissediyordum kendimi?
Herkes bana Özgür diyordu ama ben kendimi yeteri kadar özgür hissetmemiştim hiç. Bilmiyorum, ailem bu ismi bana kulağa hoş gelsin diye mi koymuştu. Merak edipte ismimin neden Özgür olduğunu da sormadım onlara. Şimdi istesemde soramam zaten. Onlara sormak istediğim bütün soruları ve diğer herşeyi onlarla birlikte toprağa gömüşken, ismimin neden Özgür olduğunu onlara nasıl sorabilirim ki.
Küçük bir kağıt ve küçük bir yazı insanı ne kadar değiştirebilir?
[Duygu, düşünce ve yorumlarınızı paylaşmanız bizleri mutlu edecektir.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kış Yağmuru Cümleler
KurzgeschichtenGün batar özlem yansır duvarlara, bir mum ışığında gözlerim, bir o anıya dalar sessiz sessiz bir bu anıya. Sen adım adım giderken, ben gidişine bile hayrandım. O güzel kalbine bakınca kalbim, gözlerim sende güzelden başka şey görmüyordu. Beni üzen ş...