-15-

441 47 7
                                    

San'ın ağzından

 Wooyoung ile kafamız hafiften güzel olduğu için ne olduğunu anlamamıştık. Bir anda Yeosang, Seonghwa'nın üzerine yürüdü ve kavga etmeye başladılar. Kendimde olmadığım için onları ayıramadım. Ne olduğunu bile anlamamıştım.

-

Jangmi Yeosang buradan çıktılar. Ben de kendini yere atan Seonghwa'ya bakıyordum. Woo yanıma gelip

"Az önce ne oldu. Hiçbir şey anlamadım."

"Ben de."

Seonghwa sırtını duvara yaslamış yerde oturuyordu. Vücudu titremeye başladı, ardından omuzları.

Büyük ihtimalle bizi tersleyecekti. O yüzden ağlamasının bitmesini bekledim. Neden ağladığını anlamamıştım. Dayak yedi diye ağlayacak biri değil.

Yanına gidip omzuna dokundum. Kafasını kaldırıp bana baktı.

"İyi misin?" dudağı kanıyordu ve gözü morarmıştı. Yeosang'ın içinden böyle bir canavar çıkacağını tahmin edemezdim. Sahi şu an o ne haldeydi kim bilir.

"Sayılır?" diye cevapladı.

Wooyoung, Seonghwa'nın birazdan bize patlayacağına dair bir şeyler mırıldanmaya başladı.

"Yaraların yüzünden mi?" diye sordum Wooyoung'a cevap vermeden.

Ayağa kalkarken cevapladı "Hayır."

Kırgındı sanırım Seonghwa, bir şeylere, hayatında olan kişilere hayatındaki şeylere.

Ama önemli olan o değil o yüzden onunla konuşmamı keserek telefonumu çıkardım. 

Jangmi'yi aramam daha mantıklı olur diye düşündüm.

Açmadı

Aynı şekilde Yeosang da.

Wooyoung arkamdan sarıldı,

"Büyük ihtimalle işi pişiriyorlar ha? Dualarımız kabul oldu desene. Ama doğum gününü mahvettiler."

Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Sevgili gibi olsak da sevgili değildik ve daha önce birbirimizi hiç öpmemiştik bu farklı hissettiemişti.

"O zaman bana gidip baş başa kutlamaya ne dersin?"



[night night] Kang YeoSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin