Zoru Başarma Yolunda İlerlerken

75 28 3
                                    

Herkese selaaaam iyi okumalar canlar... 😍 😍 😍 😍

Destandan...

Saatlerdir masa başındayım. Kaçıncı kahvemi içtiğim hakkında da bir bilgiye sahip değilim inanın. Tek sorun bu projenin bitmesi imkansızlıklara oynamaktı. Hayır hadi yapıldı diyelim bir hafta imkansız birşey. Saat altıda iş çıkışı var saat dokuz olmasına rağmen sadece bir kaç adım ilerleyebildim. Bunu projeyi  daha güvenlikli bir hale getirmek düşündüğümden kat ve kat zor olacaktı anlaşılan.

Kuzahtan yardım istesem zaten çıkmıştı. Ayrıca Devran bey duysa kim bilir ne derdi. Kabul etmeyebilirdi sonuçta.

O an aklıma geldi Devran beyin holding den çıkmadığı. Belki yardıma evet diyebilirdi. Hemen alelacele üstümü başımı topladım. Kendimi odadan dışarıya attım.

Ve odasının önündeyim şimdi. Besmele çektim kapıyı iki kez tıklattım.

"Gel"

"Sen niye çıkmadın hala mesain altıda bitiyor oysaki."

"Evet Devran bey mesai bitiyor ama maalesef proje ilerlemiyor."

"Eee vazgeçtim demeye mi geldin."

"Hayır efendim lügatımda vazgeçmek yok hatta zoru başarmak vardır lakin yardım alıp alamayacağını ve niçin sürenin bir hafta olduğunu sormaya geldim."

"Yardım almak yok bu bir
Proje yetkililer kapsamında incelenek ve son bir hafta kaldı bu da iki."

"Efendim peki neden son haftaya bıraktınız? Siz yapabilirdiniz. Sizin için oldukça kolay olmalı."

"Bak stajyer ben bunlarla ilgilenmem. İlgilenilmesi için on tane üst düzey mühendis buldum fakat henüz kodlamayı bile çözemedi."

"Anladım efendim peki teşekkürler."

Dışarı attım kendimi. Kuzah demişti ama bana ayı diye. Aslında aferin bana ya kodlamayı müthiş yapmışım demek ki. Neyse devam et bakalım Destan gittiği yere kadar. Ama bugünlük yeter evde devam ederim bir kısmını.

Ve yine otobüs duraklarında bekleyen zavallı bir Destan. O arada bir bugatti durdu önümde camı açıldı. Ama bu Devran beydi.

"Bin" sesi kendine has ve erkeksiydi.

"Devran bey gere..."

Tekrar bana bile bakmayıp önüne bakarak "bin" dedi.

El mecbur bindim. Arabanın içinde efsane bir koku vardı.

Yurdu zaten biliyordu. Hiç konuşmadı bile. Bende zaten sesimi çıkaramadım. Bu adam hiç mi gülmezdi yahu. Hep çatık kaş asık surat.

Sirkeci kütük ne olacak.

Yurdun önüne gelince durdu birden.

"Teşekkürler Devran bey."

Bak yine kafa sallıyor ya delirecem.
Bastığı gibi gaza gitti. Şimdi ise sorgu zamanıydı. Bu yorgunluğun üstüne hiç  gitmezdi bu ya. Ama ne demişler "başa gelen çekilir."

Yurda giriş yaptım. Hızlı hızlı basamaklardan çıktım bizim odaya varınca kapıyı açtığım gibi kendimi yatağa attım. Allahım bu nasıl bir yorgunluktur.

Erva ile hayal geldiler bile pencereden geldiğimi görmüş olmalılar.

Yine ikisi de sözleşmiş gibi 
"Tüm detaylarıyla anlat" diye haykırdılar. Sebebi aramalarının hiçbirine cevap vermemiş olmamdı sanırım.

DEVRAN DAN...

Bugün şirkette staja başlayacaktı. Bilerek kontrolünü ben yapacaktım. Üzerinde çalıştığımız zor bir proje vardı. Ben de on mühendisle beraber uğraştım ama çözülecek gibi değildi.

GELECEĞİM OL 🍁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin