GELECEĞİM OL 🍁

Beraber Çalışırkenn...

Can okurlarım bal okurlarım benim
İyi okumalar..... 🙏🙏🙏

Yiyin gari:

DEVRANDAN...

Sakin bir restoranta götürmüş yemek yemiştik. Aslında iyi bir kız gibiydi ama içim bir türlü ısınmıyordu. Yalan yok gerçekten güzel kızdı.

Sabah yedide şirkete geçmiştim. Beş dakika sonra Destan' ın odasının kapısı kapatıldı.

Bu saate gelmesi normaldi aslında pazartesi gününe az kalmıştı ve bitirmesi gerekiyordu.

İşler fazlasıyla karışmaya başlamıştı. Bir sürü iş vardı ve ne yazık ki Sena hanım kılını kıpırdatmıyordu.

Önceden böyle değildi bu kadın son bir kaç gündür bir haller vardı kadında. Yakında çıkar kokusu dedim.

Maillerden başladım hemen ve bir sürü toplantı mesajı ve biri saat 7.30 daydı ve benim haberim yoktu iyice sinir olmaya başladım bu kadına.

Kapı çalındı birden.
"gel"

İçeri destan girdi siyahlara bürünmüştü ama çok yakışmıştı kızıl güzele neyse.

"efendim saat 7.30 da toplantınız varmış Sena hanım geç kalacakmış üzerinize afiyet rahatsızmış biraz geç gelecekmiş haber vermemi istedi."

"tamam çıkabilirsin bide Fatma hanıma söyle acil toplantı odasını hazırlasın."

"tabii efendim."

Çıktı gitti. Daha saat 7.10 du. Maillere bakmaya devam ediyordum. Ve projeyi isteyen şirkete dair bir mail vardı. Bir bu eksikti ama

Mail.
"Acilen projeyi almamız gerekiyor eğer alamazsak para hesabınıza geçmeyecek ve sebep olarak yetiştiremediğiniz ortaya sunulacaktır.
Lütfen en geç cuma ya tamamlansın
Eğer proje bitecek seviyedeyse lütfen bildirin."

Olamaz bitmez imkansızdı bu bugün zaten perşembeydi. Parası hiç önemli değildi fakat KARABULUT holdingin itibarı yerle bir olabilirdi hemde büyük ülkelerle büyümeye başlamışken.

Destan ne kadar zeki olsada bu kadarını yapamazdı sanırım.

İçeri Kuzah 'ın asistanı girdi.

"Devran bey toplantı için sizi bekliyorlar efendim."

Devran hepsine nasıl yetecekti acaba.

Giderken aklıma bir fikir geldi Destan' da bu toplantıya gelebilirdi öyle değil mi? En azından ne kadar yeterli olup olmadığını görürdüm.

Hemen odasına girdim

"Buyurun Devran bey bir sorun yoktur umarım."

"Hayır tabletini kap benle toplantıya gireceksin."

"Ama efendim ben hiç toplantıya girmedim yetersiz kalabilirim."

"Farkındayım kızıl ama dediğimi yap."

"Peki efendim siz nasıl isterseniz."

Arkamdan geliyordu. Toplantı odasına girdik. Ama nasıl akıl edemedim. Toplantı Fransızlarlaydı. Neyse en azından tek girmemiş olurdum. Zaten şirketin sahibini tanıyordum. Kolay anlaşıyorduk.

"Messieurs bienvenus"
(beyler hoşgeldiniz.)

Hepsiyle selamlaştıktan sonra iş konuşmaya başladık. Fakat patron Adila gözünü Destandan çekmiyordu.

Nerden bilebilirdim ki hepsinin erkek olacağını

Adila bana döndü

"Votre ami parle-t-il français?"
(dostum fransızca biliyor mu kızıl)